Kurtarıyor, kalem kalem zamlar birbiri üzerine katlıyor...
Birdir bir oynuyor sanki,kur artışı ile birlikte, tüm ürünlerin bedel artışı..
Elbet te, petrol ürünleri de bu artıştan etkilendi, zam üsütüne zam geliyor günlerdir..
Zam haberini duyan da, kuyruklarda..
Sanırsınız, bir dönemin Türkiyesi. Kuyruktakilein amacı gazyağ almak. İdare lambalarına yakıt olsun diye..
Amaç bu değil elbet. Kuyruğun nedeni, akaryakıta gelen yeni zam..
Kuyruk, yokluktan değil, anlık da olsa, bir günlük dahi zam'dan etkilenmemek.
Depoyu dolduran doldurana.. Araçların çoğu da, benim aracımın sanki torunları. Ben, 94 modei Feroza kullanıyorum.. Kuyruktaki araçların tamamının içinde en yaşlası, 2010 doğumlu..
Marka mlodelini sayamayacağım kadar çokt güzel araç.. Kuyruktalar üstelik.. Depoda, kuruş hesabı ile kazançc sağlamak derdindeler.
Yahu, değer mi beklemeye o kuyrukta.
Alınan yakıt, bir yıl idare etmeyecek ki depoyu. İki üç gün sonra bitecek..Na kazanç ne kazanç bu durumda.. Vallahi, istemesem de, benim de gülümsüyor yüzüm bu durumda.
Kuyrukta beklemesi de; caboooo...cabooo caboooo...
Bir alem milletiz.. Yarın bir gün, ekmek zam görünce de, raflaerı boşaltırız.. Bir gün, hadi bilemedin iki üç gün sonra bitecek ürün için, bu nasıl bir telaş..
Kıtlık varmış havası yaratmanın, kime faydasa var ? onu da şu an için ben de pek bilemedim..
Kuruş kuruş, lira lira tasarruf yapmanın başka yolları da var.. Msela, lüks restaurantlarda tüketmemek..
Masada, balık olur da; (Misal Lüfer.. Denizin padişahı) içki tüketmemek olur mu hiç..
Bu durumda, dile gelen ifade de sanırım şu oluyor;
"Şöyle en babasından, getir bir büyük, başımızda bari bir büyük olsun.."
Şaka bir yana, verilecek daha çokt örnek var..
Yeni modeli çıktı diye, enson hatırlıyorum da 14 bin lira ödeyip, o cep telefonu markasından alanlar.
Halbu ki, yarım elma gönül elma.. O yarım elmanın, ne gönül alması var. Ekonomiyi bozuyor, ce.i boşaltıyor.
Mesele, yeni modeli kulananacak isim olacak ya o kişi..
Ne önemi var, binlerce liranın...!
Sonra da, akar yakıt kuyruğunda, oluşan kuyruklar.. Lafım elbet, asgari ücretliye değil.
Yarım elmalı markalı telefonlar cepte, iki günlüğüne ucuz tüketecek ya yakıtı, biraz sitemim o isimlere.
Ben belki de, sıfır bir araç sahibi olamayacağım artık. Yarım asırlık insanım. Yaş elli.
Hani, mesela: 2022 model arac sahibi olsam, için içmeyen belli olsun, sigara 100 lira da olsa içerim diyen tanıdıklarım gibi, binen binmeyen belli olsun, yakıt ne olur sa olsun, alıp mecbur bineceğim diyeceğim.
Hadi inşallah.. 2022 model araç sahibi olurmuşum ben de.. Bu bir düş ya, neyseee..!
Bir aralar, develi cigara tiryakisiydim.. Bu cigara, o vakitlerden bahisle söylüyorum. Yıl, 1996:
"Milyon da olsa, alıp içerim arkadaş.." derdim.
Sonra ne mi oldu: Develi cigarının tütünü de edğişti, paketin logosu da.. Yeminle, bizim Birinci cigarası daha da lezzetliydi. Ben de bu değişim üzerine; Unuttum giti, bıraktım o develiyi..
O vakitler, değişmese idi tütünü ve paketi, bu gün fiyatına zam gelse, 100 lira olsa mesela paketi.. Sanırım ben de kuyrukta beklerdim ilk göz ağrım develiyi..
Kalın sağlıcakla, Allah sağlımızı bozmasın, gerisi teferruat..
Nasıldı be o efsane şarkı “Bu da, gelir, bu da geçer.. Alışmalıyız, alışmalıyız..!”
Hoşça kalın.. Sağlıklı kalın.. Bakın Kasım da bitiyor, Aralık geliyor.. Havalar daha da soğuyacak belli. Biraz da, sokakta yaşayan can dostlar için düşünelim.. Apartmanların kapısını sıkı sıkı kapatmayalım hemen mesela.. Bir karton koyalım evin önüne, kuytu bir köşeye.. Mırnavlar geceyi rahat geçirsin, üşümesin diye..