GÜZEL TÜRKÜDÜR.. URFA DENİLİNCE İLK AKLA GELENDİR..

Cennet ülkemizin her bir köşesi, ayrı bir güzel.. Doğusu aynı güzel, batısı ayrı güzel.. Hele hele Karadeniz, Akdeniz.. Anadolu ise, çok ayrı bir değer.
 
Siyasette ve siyasetçide bu aralar çok ayrı bir hareketlilik..
Normal vakit, akla gelmeyen adreslere, ab ayrı yolculuklar, ziyaretler.. Kucaklaşmalar bi de..
 Daha önce bahsetmiştim.. Bir sayın vekil var, daha canlı yüzünü görmedim, tokalaşmadım.. Gerçi pandemi nedeni ile, sorun ya tokalaşma neyse.
 
Benimki de, boş ve arada bir hoş sohbet..
 
Seviyorum, hoş ve boş konuları..
 
Mesele, bu değil elbet.. konumuz da bu değil.. konumuz, siyasetçinin ülke turu, bölge gezisi.
 
BU BAŞLIK DA, BENDEN O VAKİT..
"ARALIK KAPIDA, ARALIK GELMEDEN, CEYLAN ARALIKTA.." 
 
Şimdi döneyim, basın bültenine..
Konu başlığı şu; ÖZGÜR CEYLAN: TÜRKİYE’NİN EN DOĞUSU, ARALIK’TA ÇALIŞTI
 
Sonra da şu bilgiler ve detaylı anlatım;
-Çanakkale Milletvekili Özgür Ceylan, Doğu’nun en uç noktası Iğdır’ın Aralık ilçesini de kapsayan Ağrı, Iğdır, Ardahan ve Kars illerindeki çalışmasında, yurdun tamamını saran ekonomik krizin alabildiğine derinleştiğini ve pek yakın gelecekte insanımızın bir gıda krizi ile karşı karşıya olduğunu gösterdiğini ifade ederken,
“Beceriksiz ekonomi yönetiminin elinde, akıl ve bilimden uzak şahsın hükümetinin kuru inadı neticesinde Türk lirasın hızla değer kaybediyor oluşu birçok sektörü olumsuz etkilemekte. Özellikle akaryakıt fiyatlarına yapılan fahiş zamlar hem tedarik zincirini olumsuz etkiliyor hem de üretim süreçlerini baltalıyor” diye konuştu.
 
Sayın vekilin,. dedikleri, Ana muhalefet gereği.. Lakin, bunları demek için, Aralık mı gerekli..? Bu da, naçizane, benim yorumum.
 
Neyse, ben bültene döneyim.. "Ekonomide Öngörülebilirlik Kayboldu" başlığına..
 
Sayın vekilin, basın ofisi, sayın vekilin dediklerini kaleme alıyordu.
 
Sayın vekilin dedikleri; Özgür Ceylan, Doğu’nun en uç noktasında yaptığı çalışmaya ilişkin yaptığı açıklamada ekonominin neredeyse durma noktasına gelmiş durumda olduğunu ileri sürerken, “Piyasalarda öngürülebilirlik kaybolduğu için üretim sektöründe birçok kesim elindeki malı stokta tutmayı ve fiyat istikrarı oluşana kadar elinden çıkarmamayı düşünüyor. Esnaf sattığı malı yerine koyamamaktan şikayetçi” diye konuştu. Özgür Ceylan, esnaf ile vatandaşın karşı karşıya gelmeye başladığını ve hiç durmadan gelen zamlar dolayısıyla esnafın artık etiket değiştirmekten yorulduğunu belirtirken, “Bir esnaf diyor ki “evet bugün ürünler pahalı fakat yarından daha ucuz” Saray rejiminin bizi getirdiği yer uçurumun kenarı değil uçurumdan aşağı yuvarlanmaya başlayan bir ülkedir” dedi. Acil bir şekilde üretimi destekleyecek tedbirler hayata geçirilmez ise ülkede toprağa tohum atacak çiftçi dahi bulunamayacağını iddia eden Özgür Ceylan, “Gübre, yem, ilaç, tohum, mazot fiyatlarını artık kimse takip edemiyor. Ne esnaf ne çiftçi ne de sanayici önünü görebiliyor. Saray rejimi milletin sırtından sürdüğü safahatın devamı için milletin sırtına artık taşıyamayacağı kadar yük vurmuş durumda” ifadelerini kullanmış.
 
Ve de, ilk seçimde, milyonlarca oyun sahibi olacaklara ilişkin konuşmuş,  demiş ki;
"Gençler Hayata Tutunmaya Çalışıyor"
 
Sayın vekilin dedikleri, e-postama gelen e-mailde, şu ifadeler ile kaleme alınıyordu;
-Özgür Ceylan, yoksulluğun olanca çıplaklığıyla çok acı ve çarpıcı bir biçimde kendisini Doğu’da hissettirdiğini belirterek, “Genç işsizlik had safhada ve gençler gelecekten umutlarını yitirmiş kahve köşelerinde vakit geçiriyorlar. Her 2 gençten biri iş bulamıyor. Genç işsiz sayısı 10 milyonu aşmış durumda. Görüştüğümüz bütün kesimler sandığın milletin önüne konmasını bekliyor. İnsanlar seçim ve ardından gelecek değişim beklentisi ile hayata tutunmaya çalışıyor” diye konuştu. Cumhuriyet Halk Partisi heyetine ilginin fazla olmasının bir nedeninin de halkın CHP’yi bir umut olarak görmesi olduğunu belirten Özgür Ceylan, “CHP’nin umut olarak görünmesinin sebebi büyük şehirlerden başlattığımız değişimin artık ülke geneline yayılması arzusundan başka bir şey değil. Vatandaş, bir an önce seçim olsun artık gelin de şu ekonomiyi düzeltin diyor. Cumhuriyet Halk Partisinin yaşanan krizden çıkış yolları noktasındaki önerilerini yakından takip ettiklerini ancak bir değişimle Türkiye’nin tekrar üretim ekonomisine dönebileceğini onlar da ifade ediyorlar”
 
Seçim tarihi, ısrarla verilmiş olsa da, sayın vekil; "Erken Değil, Hemen Seçim" diyordu.
 
Vatandaşın derdiyle dertlenmeyenlerin sorunları çözemeyeceğini, ülkenin meselelerini çözmenin boyunlarının borcu olduğunu vurguluyordu ve; “Daha iktidara gelmeden ortaya koyduğumuz etkili politikalarla Saray rejimini harekete geçmeye mecbur bıraktığımız elektrikteki TRT payı ve KDV meselesinde olduğu gibi, biriken sorunları da biz çözeceğiz. Türkiye bugün koltukta bir dakika daha fazla oturma hesabı yapan tek adamın kaprisinin bedelini ödüyor. Erken değil hemen seçim istiyoruz” diyordu özetle.
 
Artık vatandaşın dayanacak dermanının kalmadığını savcunuyordu salyınv ekil.. Bunu da şu ifadeleri ile dile geriyordu.
“Polise, Sağlıkçıya, Öğretmene, diyanet görevlilerine 3600 ek gösterge sözü verdik. Sözümüz söz seçime kadar çözdü çözdü. Çözemezse biz gelip çözeceğiz. Yıllarca alın teri ile çalışıp memlekete katma değer yaratmış ve yaş alarak emekli olmuş yurttaşlarımızın hali perişan. Birçoğu asgari ücretin altında ücretlerle geçinmeye çalışıyor. Bizim iktidarımızda emeklilerimizin de insanca yaşama koşullarına kavuşması için intibak yasasını çıkaracak ve asgari ücretin altında maaş alan emekli kalmayacak”
 
Gözlemlere, gözlenenlere dair pek çok söz edilebilir.. nereden mi. Mesela, Çanakkale' den de..
Bazen diyorum, bir şeylerin altını çizmek, konuşmak, konuşulmak için, çok uzaklara gitmeye hiç  gerek yok.. Neyse, sağlıkla kalalım hoş kalalım.. Haydin görüşmek üzere..