Olanında da keder, olmayanında da. Zam gledimi, hepimizi vuruyor.. Simit mesela.. Ya da ekmek.. Yarışıyorlar bierbirleri ile.. Biri dolar, biri Euora gibi.

Olanında da keder, olmayanında da. Zam gledimi, hepimizi vuruyor.. Simit mesela.. Ya da ekmek.. Yarışıyorlar bierbirleri ile.. Biri dolar, biri Euora gibi.
Tabi en kıymetklisi simit..b Tıp Eura gibi.. Gramajı az, fiyşatı yşüksek.. O vakti, ekmek zammına hiç vıdı vıdı etmemek gerek.
Neyse, zam geldi miydi, hepimizi etkiliyor. Yakıttan başylayıp, her türlü ihtiyaç maddesine jjt hızıyla ulaşıyor zam..Sanki, her bir zamlanan, bir diğerine geleni bektliyor.. Nasıl bir sistem yahu bu..
'Ekosistemin'adı 'Zamistem' mi oldu yoksa yahu..!!
Zam ve haliyle Gam.. Ne de berbat bir ikilye dönüştü. Pandeminin etkisini bile unutturdu Zam üzerine Zam' lar..
Bulmaca da çıksa şu soru; "Parası olanın da derdi, olmayanın da.." sanırım verilcek tenk yanıt ZAM olacak..
Herkesin derdinin ortak ismine dönüşen Zam, bir tek maaşlara etkisini gös termiyor. Bu da, ayrı bir gariplik.. Memur da zam istiyor, işçi de..
Memur ve işçiye, % bir iki üç.. Başka kalemlere, %100 hatta bazen de 200 ve üzeri..
Sen ne illet bir şey mişsin be Zam.. İstenince gelmiyor, aklına esiyor, geldiğinde, herbirimizi yakıp yıkıyorsun..
Zam üzerine zam haberleri gibi, Zam talmep haberleri de var gündemde. Asgari ücret sonrasında, Memur maaş zamları.
 Bu konuda, Türk Sağlık-Sen' den gelen ifadeler vardı. Dün, sosyal medya turunda iken, Sendikanın Çanakkale başkanı Turan Çavdar' ın paylaşımna dikkat kesildim
Akıcı olduğu kadar, çok da anlaşılır dil ile gelen ifadeler vardı.
Sendtike, belki benim gibi demiyordu.. "HER ŞEYE ZAM, HERKESE GAM" diye, dediği tek kelime ve hayli netti.
"MEMUR MAAŞLARININ DA YENİDEN DEĞERLEMEYE İHTİYACI VAR." vurgusu ile..
Paylaşımda ilk cümle şöyle idi;  “Nimette de külfette de adalet” diyoruz.
Güzel başlık, Haberi manşet etsem, bu başlıağı atçardım tak diye.
Sonarsında da;  "Bu adaletin sağlanması için derhal maaşlara 1000 TL seyyanen zam ve ayrıca %3 refah payı istiyoruz” talebi geliyordu net şekilde.
"Hazine ve Maliye Bakanlığı yeniden değerleme oranlarını %36,2 olarak belirledi." şeklindeki rakamsal bilgi eşliğinde denilen tam da şöyel idi;
"Buna göre vatandaştan alınacak vergi, resim ve harçlar %36,2 oranında zamlanacak.
Bir tarafta memur ve emeklilere %5+7 zam yapılırken diğer tarafta vergilerin %36,2 artması büyük bir tezat içeriyor."
Maliye ve kapsadığı konulardan bi haber olanlardanım.. Öyle rakamlar ile pek bir aramız açık.. Anlamam genelde matematik ve matematiğin olmazsa olmazı rakamlardan.
Paşlaşımın bir diğer kısmında;  "Vergi öderken %36,2 zamla karşılaşıyoruz ama cebimize giren para sadece %5+7 artıyor. " vurgusu vardı ki, bundan da bir şey anlamadım.,. Böyle mi sahiden durum..!
Sanırım, böyle imiş.. Açıklamanın kalanında, öyle olmalı ki sahiden, hayli resmi bilgi geliyordu rakamla.
Deniliyordu ki; " O da resmi olarak %20’lere dayanmış enflasyon kadar bile değil.  "
Bak şimdi, bunu da yeni öğrendim..Enflansyon bu oranda mı sahi..
Demek ki öyle imiş.. Gündemin içinde, ekonomi haberlerine de göz gezdirmeliymişim meer.. Ne de cahil kalmışım ben bu konularda.
Bahsettiğimipaşlaşımın son satırlarında;
"Verirken cimri alırken bonkör olunca çalışanların bir cebine girmeden öbür cebinden fazlasıyla geri alınan zamlarla karşılaşıyoruz." anlatımı yer buluyordu.. Yaşanılanlar için, Güzel ifade..  
Nese, ben döneyim denilenlere: "Dolayısıyla sürekli değer kaybeden memur maaşının da yeniden değerlemeye ihtiyacı var. " vurgusu ardından edilen şu söze;
"Bu noktadan bakınca kamu çalışanlarının gelirlerinin erimemesi için makul olan oranın en az yeniden değerleme oranı olan %36,2 olması gerekiyor.
İşte bu yüzden biz, 'Nimette de külfette de adalet' diyoruz. 
Bu adaletin sağlanması için derhal maaşlara 1000 TL seyyanen zam ve ayrıca %3 refah payı istiyoruz." şeklindeki açık talebe..
Durum tam da bu Memur cephesinde. İsteyenin bir yüzü şeklinde başlayan bir ata sözümüz vardı.. Google amcaya sordum, devamı nasıldı acaba diye, ekran kararıverdi.. Kızdı mı  ne google amca da bana, anlamadım..  Yoksa, "Bana ne mi demek istedi soytarı kılıklı"
Bu arada, dün sabah rutin ziyaretim yine her zaman ki gibi Nar simit civarındaki can dostlara idi..
 Tam, beraberimde getirdiğim mamaları paylaştırıyorum ki; “Bir elimde ayna, bir elimde cımbız, umurum da mı dünya” şarkısını hayli yüksek ses tonuyla mırıldanan birini fark ettim.
Duacı oldum o an Rabbime; “Allahım bu kardeşin yaşadığı kafayı bana da yaşat ne olursun” diye..
Haydin hoşça kalın.. Elbette ki Sağlıkla da kalın..