Sanki, bu ifadeye gelmiş bilindik o söz.. Sanki, bilinmiş böyle şen şakrak bir şarkının dillere daestan olaacğı da, öyle denilmiş o söz.. 'BÜTÜN YOLLAR ROMA'YA Çıkar'
Sanki, bu ifadeye gelmiş bilindik o söz.. Sanki, bilinmiş böyle şen şakrak bir şarkının dillere daestan olaacğı da, öyle denilmiş o söz.. "BÜTÜN YOLLAR ROMA'YA Çıkar"
Her yol çıkar mı bilemem de Roma' ya, , Angaralıya, her yer yer Angara..
İşitmeyenimiz yoktur, tüm yolların nereye çıkacağını anlatır o sözü.. peki ya, gerçekte neden edilmiştir böyle bir söz.
Eski sırlar isimli paylaşımlara taktım bu aralar.. Pek hoşhikayeler geçiyor her anlatımda.. Pür ,0dikkat kesiliyor insan, satırları okur iken...
Roma mevzuusuna ilişkin söze adir; "çok bilinen sözdür. Zannedilir ki İtalya'nın başkenti Roma için söylenmiştir." diye giriliyordu konuya.
Ardından da işyin aslı; Ama kastedilen Roma, "Nouva", yani "Yeni Roma", yani "Konstantinople", yani "İstanbul"dur.
Buyurun işte, bir çoğumuz bir yaşına daha girdi.. Başkent Angaralılar kızmasın da, İstanbul da önemli bir isim.. Bence de pek önemli.. Mega köy adeta zaman zaman kendisi
Bilindik o sözün, hikayesine dairdi anlatılmlar.. Tam da şöyle geliyordu satırlar.
"Hikayesi ise şöyledir" diye başlıyordu cümle ve sonrası;
"Bizans İmparatoru Büyük Konstantin (272- 337), sadece beş bin kişinin yaşadığı Byzantium'u, Roma İmparatorluğu'nun başkenti yapmak ve yeni bir şehir yaratmak için 324 yılında kolları sıvar ve yedi tepeli şehri 14 bölgeye ayırarak işe koyulur.
Büyük bir saray (İmparatorluk Sarayı), Senato Sarayı, Aya İrini Kilisesi, Kutsal Havariler Kilisesi (bugün yerinde Fatih Camisi vardır), Ayasofya (başlar ama bitiremez), 33 bin kişilik bir Hipodrom, su kemeri, kendi adını taşıyan heykellerle süslü bir meydan (Çemberlitaş), annesi Augusteum adına bir meydan inşa edilir ve şehir ülkenin her tarafından getirilen antik sanat eserleri ile süslenir.
Şehrin korunması için eski surlar yıkılır ve yerlerine bugün hiçbir izi kalmayan Konstantin Surları inşa edilir."
Hikaye, hayli eskiye dayalı.. Palaımda o yıllara ilişkin geçen cümleler böyle idi vesselam.
Ya sonrası..? Nasıl edilmişti ki acep o söz.. neden edilmişti ki..?
Pür dikkat okudum, anlamaya çalıştım hikayeyi.. Şimdi, sizleri çin de tekrar edeyim konuyu..
Aslında, hayli anlaşılır cümleler gfeliyordu paylaşımda..Şöyle ki;
"Ayrıca Ayasofya'nın önünden başlayarak "Meşe" adıyla büyük bir bulvar (bugünkü Divanyolu Caddesi) açılır.
Altı yıl süren faaliyet sonunda ortaya muhteşem ve modern bir şehir çıkar.
11 Mayıs 330 Pazartesi günü geldiğinde yapılan büyük bir törenle Byzantium, Roma İmparatorluğu'nun Başkenti olur ve şehre senatonun da kararıyla Nuova Roma (Yeni Roma) adı verilir.
Büyük törenlerle kutlama yapılır.
İki yıl kadar geriye döndüğümüzde, yani inşaatın devam ettiği sırada bir gün baş mimar Leontius, İmparator Konstantin'e şöyle der:
- Majeste! İmparatorluk ailesi yakınlarının, senatörlerin ve devlet ileri gelenlerinin oturması için Kutsal Havariler Kilisesi'nin olduğu bölgeyi ayırdık. Halk için ayrılan bölge ise küçük limanla büyük liman arası. Gerek küçük liman ve gerekse büyük limanın etrafı ticaret erbabına ve denizcilere ayrılmıştır. Daha sonraki yıllarda yerleşim kendi mecrası içinde devam edecektir. Ancak bir noktaya daha işaret etmem gerekecektir. Bizim kanımıza göre Byzantium dünyanın merkezi haline getirilmelidir. Bunun için önce, halen Kudüs'te muhafaza edilen ve İsa tarafından dokunulduğu için kutsal sayılan "Milion" isimli bir taş vardır. Bu taşın getirilip yıkıntı halinde bulunan tapınağın (O sırada henüz Ayasofya yoktur) karşısına yerleştirilmesi uygun olur. Taşın olduğu yer dünyada (0/ Sıfır) noktası sayılmalı ve bütün mesafeler bu noktadan itibaren ölçülmelidir. Eğer bu gerçekleşirse, taşın hemen yanına bir büro inşa edilecektir. Bu büronun görevi, başvuranlara o noktadan itibaren uzaklığı ve yolları gösteren haritalar satmak olacaktır. Bir örnek vermem gerekirse, Byzantium'dan Antakya'ya gidecek yolcular ve kervanlar buradan gelip harita satın alacaklar ve Antakya'ya kadar nasıl, hangi yolu takip ederek kaç günde gideceklerini bileceklerdir. Ayrıca yollar üzerinde konaklama yerleri de işaret edilecektir. Böylece Byzantium dünyanın merkezi haline gelecektir...
Gerçekten de aynen öyle olur.
Milion taşı Kudüs'ten getirilir.
Ayasofya'nın karşısına yerleştirilir.
1453 yılına kadar o taşın bulunduğu yer artık dünyada (0/Sıfır) noktasıdır.
Onun için, "Bütün Yollar Roma'ya çıkar" sözü, Nouva Roma (Yeni Roma), yani Konstantinople, yani İstanbul için söylenmiştir.
Başka bir ülkede olsa, ışıklarla aydınlatılan, özel önem verilen bir müthiş turizm cazibesi ve para basma makinesi haline getirilecek olan "Milion Taşı", Ayasofya'nın karşısında pek de fark edilmeden duruyor.
Üstelik ismi yanlış yazılan tabelasıyla...
(Radi Dikici / Bizans İmparatorluğu Tarihi)"
Sıfır noktası ve gizemli belirleyici o taş.. Taş deyip geçmemek gerek. Vallahi taş olur insan. Her taşın bir hikayesi var sonuçta. Bu arada,y rahmetli Erol Taş'ı da rahmetle anmadan geçemeyeceğim..
8 Kasım 1998’ de, mega kent her yolun çıktığı İstanbul’da yaşamını yitirmişti usta sanatçı.. Kabri nur ile dolsun. Mekanı cennet olsun.
Haydin hoşça kalın.. Sağlıkla kalın bir de elbet..