VE ‘KITLIK’ VURGUSU... “OLMADI HOCAM !..”
İlkokul çağındaki çocuğa; 'Böyle gider ise, KITLIK olacak..' demek, neyin öğretisi meraklanmamak elde değil.
O nedenledir ki; 'OLMADI HOCAM..' deyiverdim...
Kur artışından bahsedip, yaşları daha 11'i bulmamış miniklere, neyin öğretisi yapılıyor diye merak etmemek, bu arada hakikaten elde değil..
Çocuklarımız için 'Z' kuşağı der iken, kimse işkembeyi kübradan atmıyor.. Çocuk cin gibi.. Hey Maşallah..
O çocuk, belli ki yeni işittiği 'KITLIK' sözünü araştırıyor.. Araştırmalı da.. Ne anlam taşıdığını öğrenmek istiyor ve de öğreniyor..
Gecenin bir yarısı demeyeceğim, lakin hava karlanık..
Çocuk odasında, yemek vaktine kadar şöyle bir cep molasında..
Google' u kullanmayı da biliyor.. Ve gündüz işittiği o sözü yazıyor, 'bu ne demek..' diye..
Sonra mı..? Sonrası, panik yaşanıyor, çekirdek ailede..
Çünkü, odadan ağlama sesleri yükseliyor..
Çocuk, salya sümük, hıçkıra hıçkıra ağlıyor.. Elinde o an da telefonu..
Anne baba, korku içinde, ne olduğunu anlamaya çalışıyor..
Çocuk, öyle ağlamaklı ki, içini çeke çeke, 'şimdi ne olacak!..' derdinde..
Ebeveynler korku içinde, anlamaya çalışıyor, 'Çocuk neden ağlıyor..'
'Z' kuşağı bu.. Durur mu hiç.. Gündüz olanlardan söz ediyor, hıçkırıkları devam ederek.
Biraz ilgi, biraz şefkat.. Anne baba sarılıyor can parçalarına.. 'Ağlamadan anlat, seni ne üzdü böyle..?' diye sorguluyor durumu..
Minik, öğretmeninin kur artışı üzerine sözlerinden bahsediyor yarım da olsa..
Sonra ekliyor; "Dedi ki öğretmenim, böyle gider ise KITLIK olurmuş.."
Bitmiyor çocuğun sözleri.. Biraz sakinleşmiş hali ile geliyor dahası..
Göz yaşları kesiliyor olsa da olsa birkaç damla süzülmeye devam ediyor halen.. O anda, çocuk az da olsa toparlanmış halde..
Babasına dönüyor, annesine bakmayı da ihmal etmiyor göz ucu ile..
"KITLIK olursa, ne yaparız.. Aç mı kalırız.. Yemek olmaz mı, ekmek bulunmaz mı masamızda..!" diye soruyor çocuk, anne babasına...
Bitmiyor sorgusu; "Daha küçücük çocuklar var, konuşamayan, yürüyemeyen.. Onlar ne olacak, aç mı kalacaklar.. Dayanamazlar ki açlığa..!" vurgusu yapıyor üstelik..
Baba ve anne, ne yapacağını bilemiyor önce.. "Yok öyle bir şey.. Öyle bir şey yaşanmayacak.." savunması yapıp, ikna ediyorlar, 'KITLIK' olacak inancına kapılan çocuğu, rahatlatıyorlar, üstün körü örnekler verip, çocuğun anlayabileceği türden konuşuyorlar o an..
Bu yaşanılandan bir tane daha işittim.. Duygu seli yaşamış bu minik Çanakkaleli, ilköğretim 3. sınıfta, 'böyle gider ise KITLIK olacak' 7 sözünü işiten bir diğer öğrenci ise daha birinci sınıfta..
Ağaç yaş iken eğilir.. Bu sözün doğruluğu olmasa idi şayet, hiç akılda kalır mıydı bunca zaman..
Yıllar sonra köklenecek, heybetlenecek bir filizi, kur artışı üzerinden sözler ile düşündürmek, bana pek bi düşündürücü geldi..
'Z' kuşağı dediğimiz bu kuşak, öyle vicdanlı ve temiz kalpli ki, 'KITLIK' olursa, aç kalacağız, başkaları da mı aç kalacak derdinde...
Bu nesil, vicdanlı bir nesil.. Üzmemek, kırmamak, düşündürmemek lazım daha bu yaşlarında kara kara onları..
İşittiklerimin geçtiği bir adres var elbet. Hangi okulumuzda bu lakırdıların edildiğini biliyorum..
'Olmadı HOCAM' dememin asıl nedeni; 'sorgulamasını bilen genç nesli üzen bu ifadelerin, minik zihinlerde hemen sorgulanacağını bile bile neden edildiği..
İlkokul çağındaki çocuğun, edilen bir sözün anlamını öğrenmesi üzerine, odasında hüngür hüngür ağlamış olması, bana pek bir anlamlı geldi..
Yeminle yalan yok, anlatılanları dinler iken, gözlerim doldu.. Beni de ağlattın be çocuk..
Vaka, haftanın ilk gününden.. Ağlamasını becerdi çocuk.. Ya içine atsaydı, içine kapanık bir çocuk olsaydı.. Kapıldığı o ağır düşünce, o çocuğu ne hale getirirdi..?
Dün, 21 Aralık.. En uzun geceyi yaşadık dün gece.. Sabah olmazdı herhalde, ağlayamayan, içine kapanık bir çocuk olsaydı bahsettiğim o aslan parçası, içine içine ağlayacaktı gece boyu belki de..
Ne mi demek istedim ben şimdi, bu yaşanılandan söz eder iken.. Yok vallahi, hiçbir şey demek istemedim.. İçimden geldi, paylaştım sadece..
Haydin hoşça kalın.. Sağlıkla kalmayı da ihmal etmeyin.. Hepimiz sağlıklı olalım ki, daha güçlü kalalım…