DÜNYA NEDEN ROBOTLAŞIYOR !?

Bunca yıldır yaşayan insanların zekâsıyla bir yere gidilmeyeceğini anlayan ZEKÂLILAR...

Bunca yıldır yaşayan insanların zekâsıyla bir yere gidilmeyeceğini anlayan ZEKÂLILAR, insandan kaçmayı, insansız yaşamayı, insanın gün geçtikçe problem olan düşüncelerinden ve yaşantısından kurulmayı amaçlıyorlar, sanırım…
Gerçek zekâ kullanıldı, insan yoruldu (!?) sıra SAN-AL ( sen-al)  zekâya geldi. Gerçekler kaybolunca SEN-AL devreye girdi.
Kısacası robotça eğitim;
Tekniği bilmeyenler bu duygusal robotlarla evlenemez, kendileri estetik olduğu için bakım gerektirmez, bunlarda nikâh eve girip el tutunca başlar... Boşanma yok, robot evden atıp öldü, deninceye kadar...
Yemek-bulaşık yok, tek bir hap var, hastalanma yok, organlar mekanik-inorganik cinsellik-dinsellik-ırksallık tek; JAPON !.. Kâğıt-madeni para yok, tek para BİTCOİN…
İnsanı düşüneceksin, hep mi sen üşüyeceksin, insanı kaşıyacaksın, hiç mi sen kaşınmayacaksın?  Bana göre robotlaşmak isabetli, duygusallığına yenik düşenler olmayacak, düşünselliğine yenik düşenler, düşünce üretmeden yaşayacak…  Trafik derdin, sinyalsiz sinyallilerin olmayacak (KKTC için), rastgele park edenler, ani çıkışlarda bulunamayacak, ani sağlama-sollama sırasında bağıranlar, küfredenler bulunmayacak; bunların hepsine robot bakacak, insan denen rabıtacılar ikide bir söylenmeyecek,  zabıtacılar bedava maaş almayacak, COVİD denen illet, millete dönüşecek, antikorlar korlaşacak, antijen kibarlık, PCR aristokratlık yapamayacak…!?  Siyasiler, birbirine kızamayacak, Zam denen gamların duvar yazılarını robotlar yazacak, kimse ses çıkaramayacak, insan zaten olmayacak;  DEVE ile DEVECİ helâllik denen haklarını tartışamayacak…  Bunların hepsini robot ağabeyler, robot ablalar kontrol edecek, feodal yapının kronikleşmiş yapısı olan AĞALAR, şalvar giyemeyecek, Aziz Nesin’in, Bekir Yıldız’ın romanları orman denen yerlerde MANGAL kömürü olacak, Kıbrıslıların mangalları tütmeyecek, kısacası dünyada kimse kimseyi ütmeyecek…
Zenginler robotlardan kaçacak, fakirler, robotlarla KANKA olacak !?... Herkes, robotlara gülücük atacak, yalakalık yapacak…
Beyinsizlere beyin, zihinsizlere zihin, suratsızlara surat, hırsızlara tokat, takatsizlere takat, bağıranlara sessizlik, kimliksizlere kimlik, zekâsızlara zekâ, yönsüzlere yön, küfür edenlere sert bakış, sevgisizlere sevgi, densizlere denlik, edepsizlere adap, duygusuzlara duygu, kadınsızlara sade-ideal kadın, yalan söyleyenlere Kadir İnanır’ca tokat, sahtekârlara dürüstlük, dini siyasete kullananlara harakiri, borç takanlara çelme takıp düşürme, kadın cinayeti işleyenleri mekanik tokatla yok etme..
Kısacası robotça eğitim;
Tekniği bilmeyenler bu duygusal robotlarla evlenemez, kendileri estetik olduğu için bakım gerektirmez, bunlarda nikah eve girip el tutunca başlar... Boşanma yok, robot evden atıp öldü, deninceye kadar...
Yemek-bulaşık yok, tek bir hap var, hastalanma yok, organlar mekanik, cinsellik-dinsellik-ırksallık tek; Japon !.. Kâğıt-madeni para yok, tek para BİTCOİN çok…
Robotlar, UZLU AYA kolay çıkacak, insanlar olmayınca SAVAŞ denen beş harfli kapitalist korku, yerini, BARIŞ denen beş harfliye bırakacak, böylece SOSYALİST kavram huzur bulacak… Sevgi artık hakim olacak, bunun hikemi bilinmeyecek… Robotlar, seni öpmeden sevecek, severken sarılıp “canımın içi” deyimini madeni kollarıyla yapacak, robotların dudağında lezzet olmayacak, kollarındaki şiddet, seni hiddetsiz saracak, sonra sana bir bakışa atacak sen robotun gücüne bayılacaksın, artık “güce tapmak” deyimini robotla bulacaksın…
İnsanı-insanlığı kaldırınca, KÜRESEL dünyanın getirisi büyük olacak !..
Bu hafta GİRNE’den bu kadar gözlem-izlem yeter, biz yazmazsak robotlar yazar, mecbur kalırsınız okumaya haberiniz ola !...