Göçmen böreği dişeceğim, hemen herkes hatırlayacak.. Tarifini vermeyeceğim elbet bu böreğin.. belki, bir başka zaman..
Göçmen böreği dişeceğim, hemen herkes hatırlayacak.. Tarifini vermeyeceğim elbet bu böreğin.. belki, bir başka zaman..
Onların dilinden deyimler mi desem, mutfak kültürleri mi, yok sa yaşam biçimleri mi..!
Tanıdığmız çoktur, belki de bazılarımız da göçmendir..
Bir paylaşıma dikkat kesildim geçende. Ne de güzel akıcı bir dil ile antalıyordu Göçmenlik.
Başlık geliyordu önce .. BİZ GÖÇMENDİK ..
Ve bir göçmenin dilinden özel ifadaler sıralanıyordu başlığın altına.
"Farklıydık; geldiğimiz yerlerden de bir şeyler getirmiştik.
Şivemizi, yemeklerimizi, giyim kuşam ve adetlerimizi.
Mesela bir şeye daha vakit varsa, TA(A) var derdik.
Kadın güzelse, erkek yakışıklıysa YALABIK denirdi.
Birisi biraz asık suratlı, biraz seçiciyse o TİTİZ der, pek sokulmazdık. "
Göçmen şivesinden bizim de dilimize oturan öyle güzel sözler var ki aslında, her biri ayrı bir değer.. Değil mi..!
Mesela; "Herkesin teyzesi biz Mübadiller de TETE siydi.
TOR derdik işe alışamayanlara.
Canımız karpuz çekince bostan'a gider, çok gezen UYUNTU derdik.
Çalışmayan tembelker KALPAZAN dı bizim lugatımız da. Bir şeyi atacaksak FIYDIRIR ya da SIPITIR atardık. "
Fıydırmak, Kalpazan, Uyunku, hele hele Bostan.. Coğrafyalızda herkes bilir.. Yaz günü ne de güzeldir Bostan..
Bir göçmenin sözleri ile devam edeyim yine, "Bazen de ÇÜĞDÜRÜR dük. Analarımız ÇEMBER takardı. Geçen yıl diyeceğimiz zaman BILDIR der, bir şey beklersek um-mak derdik.
Önümüze aniden bir şey çıkarsa LAPPADANAK der, şaşkınlığımızı ifade ederdik. "
Lapadanan ne güzel bir söz.. Vallahi, zamanı gelince bende edeceğim o sözü..
Devam edeyim denilenler ile.. "Canımız kiraz cektiğin de KİREZ derdik. Traktörü onlar sürerken biz AYDARDIK. " denilmesine mesela.. ne güzel tabirdri o Aydamak.. Kimileri de başka türden kullanılır bu deyimi..
"ÇAPAR dediğimizde o çocuğun kaşları nın, saçlarının rengini hemen anlardıkm o sarışın bir çocuktu." diye ekliyordu göçmen.. Çaparı bilmeyenimiz yoktur.. Ne güzel oturmuştur dilimize Çapar..
Göçmen devaem ediyordu anlatmaya; "Sabah ORAZ sesiyle uyanır, elimizi yüzümüzü tulumbada yıkar PEŞKİR e silerdik.
O harime PORTA kapılardan girerdik, güneşin Bazen kendimizi SESLERDİK.
Çorbaya ekmek doğrar, adına papara derdik.
Çok konuşana PATIRDAMA der sustururduk onu. Devam ederse UĞRATIRDIK onu. KURULUKLAR da KUMPİR, SUVAN, BUDEY vardı.
Zayıf da biri KURU derdik. Bazen de FARIRDIK (Yorulmak), SALINGAÇ ta yorgunluğumuzu atardık.
Evlerin bazı ların altında hayvan besler, kimi tütün basardı. Ağzımız da buruk bir tat varsa MA(V)UR du, kimse anlamasa sa biz anlardık o vakıt.
MACIN (Pekmez) ile ağzımızı tatlandırırdık. Böğürtlene ya KAPİNA ya da KARAMIK der yerken elimizi yüzümüzü boyardık.
Şüphelendiğimiz de İŞKİLLENİR dik. Çünkü biz bazen çok PİMPİRİKLİ ydik.
KIRNAP la kuyudan KUFA KUFA su çekerdik.
MİZİN ezanı okudumu ya camiye koşar ya da NAMAZLA (Seccade) serip namazı kılardık. SABA (H) dükkanı besmele ile açar SEFTE yapınca parayı doğrudan almaz yere attırırdık.
Sofralarımız da kapama, kartalaç, ummaç çorbası, kaçamak, helva, süt bulamacı. Misafire ikramı severdik, komşu akrabaydı, harim de komşuya açılan küçük kapıcıklar vardı."
Ne güzel bir kültür.. Davranış hali ve dahası.. Göçmenlik ve bize ulaşam güzel kültür.. Vallahi mis..
"Patırdama fazla..." sözüne dre ayrı bir hayranımdır.. Güzel bir çıkışma patırdayana.. Değil mi..