Uzun da olsa detaylar, ben kesmeden aktaracağmı.. Konu mühim çünkü.. Bence, herkes bilgilenmeli.
Uzun da olsa detaylar, ben kesmeden aktaracağmı.. Konu mühim çünkü.. Bence, herkes bilgilenmeli. Özçellikle de şiddete meğilliler.. Bakın, durum ortada.. Yol haritası da belirlendi.. Bence, oturun oturduğunuz yere.. Bir son verin artık şu şiddet halinize.
Kadına Yönelik Şiddetle Mücadelede 2022 Yol Haritası Açıklandı. Bu konuda, ilgili bakan açıklamalarda bulundu.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, “İstanbul Sözleşmesinden geri çekilme kararını hiçbir şekilde Türkiye’nin ‘kadınların korunmasından ve şiddetle mücadeleden taviz verdiği’ anlamında yorumlayamayız.” der iken, bu konuda mahilflere sesleniyordu net bir şekilde.
Bakanlığının koordinasyonunda, Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele 4. Ulusal Eylem Planı kapsamında 2021 yılında gerçekleştirilen çalışmalar ve 2022 yılı yol haritasını paylaşmak üzere “Kadına Yönelik Şiddetle Mücadelede 2022 Yılı Yol Haritası” konulu basın toplantısı düzenlendi sayın bakan.
Toplantıya, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer ve Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş da katılımcıydı.
Bakan Yanık toplantıda yaptığı konuşmasında, konunun tarafı beş Bakanlığın bir arada bulunmasının, kadına şiddete karşı verilen mücadelenin en önemli göstergesi olduğunun altını çizilyordu önce, ve ekliyordu;
“Bu noktada, geçen zaman zarfındaki iş birliği çalışmalarımızın ilgili kurumlar tarafından hassasiyetle takip edildiğini görmek bizleri ziyadesiyle mutlu etmektedir.
Bu durum sadece kurumlarımızı şiddete karşı güçlendirmekle kalmayarak en önemli meselemiz olan zihniyet değişiminde de olumlu rol oynayacaktır.” diyerek..
Kadına şiddet birilerinin modası adeta.. Gün geçmiyor ki şiddet uygulanmasın bir kadına..
Güc ü gücüne yeteceklere eli kalkmayanlar, kadında kendini bir değişik hissediyor adeta..Bu da, incelenmesi gereken ayrı bir konu bence..
Nese, ben yapılan bir başka araştırmadan söz edeyim.. Bu konuda sayın bakan bilgi paylaştı.
Araştırmaların dünyada her 3 kadından birinin şiddet türlerinden herhangi birini yaşadığını gösterdiğini belirterek, en temel çözümün kişilerin hayatlarında şiddeti bir araç olarak görmesini engellemekten geçtiğini belirtiyonrdu sayın Bakan Yanık.
Hayli net ifadeler ile şöyle diyordu özetle; “Kadına yönelik şiddeti, kadının toplumsal statü ve rolünden izole bir problem olarak ele alamayacağımız gibi hukuki, ekonomik, siyasal, kültürel boyutlara sahip yapısal problemlerden de ayrıştıramayız.
Bu sebeple, Anayasamız, Türk Ceza Kanunumuz ve Türk Medeni Kanunu gibi temel mevzuatımızla beraber 6284 sayılı Kanun ve ikincil düzenlemeleriyle kadına yönelik şiddetle mücadelenin hukuksal altyapısı oluşturulmuş ve güçlendirilmiştir.
Türkiye olarak kadına yönelik şiddetle mücadeleyi çerçeve sözleşmelere sıkıştırılamayacak kadar geniş kapsamlı bir irade beyanıyla yıllardır sürdürüyoruz.
‘Şiddetle sıfır tolerans’ ilkesiyle 2007 yılından bu yana sorunun çözümü için politika geliştiriyor, dönemin ihtiyacına göre yeni çözüm yolları ve önerileriyle de mevcut politikalarımızı geliştiriyoruz.
Dolayısıyla kadın konusunda son 20 yılda sağlanan kazanımların fark edilerek buna yönelik bir muhalefet dili oluşturulduğunun da farkındayız.
Yapıcı ve milletimizin faydasına olacak her türlü eleştiri ve öneriyi canı gönülden dinliyor, yapılmayan ya da kusurlu işleyen bir durum varsa hükümet olarak, ki konunun tarafı beş bakanlık buradayız, hepimiz bu noktada irademizi çok net biçimde ortaya koyuyoruz.
Yapılmayan ya da kusurlu işleyen durum varsa hükümet olarak üzerine gidiyoruz. Ancak iş çarpıtmaya geldiğinde ya da zaten yapılan bir uygulama yapılmıyormuş gibi algı oluşturmaya gelindiğinde işler değişiyor. Burada bizim söz hakkımız doğuyor.”
2022 yol haritası belirlendi.. Buraya kadar tamam.. Bazı sözler den hakkrını alanlar vardı ayrıca.. Misal, muhalefet.. Bu konuda sayın Bakan; “Muhalefet milletvekillerinin ithamları algı yönetiminin ürünü” şeklinde bir ifade ile çarpqıcı bir vurguda bulunuyordu..
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının TBMM’deki bütçe görüşmeleri sırasında muhalefet milletvekillerinin eleştiriler yönelttiğini anımsatayordu önce sayın Bakan Yanık, ve şöyle diyordu;
“Muhalefet milletvekili arkadaşlarımızın ısrarla kadına yönelik şiddetle mücadele konusunda ‘İstanbul Sözleşmesi’nden çekildiniz dolayısıyla her kadın cinayetinin sorumlusu sizsiniz, bunun müsebbibi de sizsiniz, hesabını verecek olan da sizsiniz’ ithamları işte tam da bu meyanda bir algı yönetiminin ürünü olarak karşımıza çıkıyor. Bu husustaki kanaatlerimi kamuoyuyla paylaşmak istiyorum çünkü söz hakkımızı kullanmak istiyoruz.”
Çok patırndı koqparılan bir konu idi ve halengündemde aslında.. İstanbul sözleşmesi.
İstanbul Sözleşmesi’ne değinen sayın Bakan Derya Yanık, uluslararası sözleşmelerden biri olan Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi’nin, taraf devletlere bu hususta düzenleme yapma sorumluluğu yükleyen bir çerçeve hukuk metni olduğunun altını çizdi Başkent'te..
Sözleşmenin 80. maddesinin herhangi bir tarafın Avrupa Konseyine bildirimde bulunarak Sözleşmeyi feshetmesine imkan tanıdığını da anımsattı; Türkiye’nin 20 Mart 2021’de Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi'nden tek taraflı olarak çekilme kararı aldığını, 1 Temmuz 2021 itibarıyla da sözleşmeden resmi olarak çekildiğinin altını çizdi.
“Ülkemiz, kadına yönelik şiddetle mücadelesini kararlılıkla sürdürmeye, kadın haklarının daha da güçlendirilmesi için ilgili kurum ve kuruluşlarla iş birliği içinde gerekli tüm önlemleri almaya devam edecektir." diyerek açıklamasına devem eden Sayın Bakan;
"Bütüncül ve kapsayıcı bir yaklaşımla şiddete dur demeye, mevcut çabalarımıza yenilerini eklemeye kararlıyız.
Bu doğrultuda birçok proje ve hizmete imza atıyoruz. Kadına yönelik şiddet fiillerinin en uç boyutu olan cinayetlerin önlenmesinde, her aşamada risk değerlendirmesi yapılması ve yüksek risk tespit edilen mağdurların özel tedbirlerle korunması önemlidir. Bu çerçevede riskin bilimsel kanıta dayalı olarak doğru tespiti ve etkin yönetilmesini sağlayacak ve sunulan hizmetlerin niteliğini arttıracak Risk Analiz ve Yönetim Modülü'nü 81 ilimize yaygınlaştırdık. Risk Analiz ve Yönetim Modülü doğru tespit-nitelikli müdahale-etkin hizmet zincirini güçlendirecektir.” vurgusu yaptı.
Şiddete maruz kalan veya riski yüksek olan mağdurlar için elektronik kelepçe uygulamasının hayata geçirildiğini sözlerine ekleyen bakan Yanık; ALO 183 Sosyal Destek hattında şiddet ve istismar başvuruları için "0 (sıfır)" tuşuyla önceliklendirme uygulaması başlatıldığını, ayrıca bu hattı Whatsapp / BİP uygulaması üzerinden de ulaşılabilir hale getirdiklerini ifade etti.
KADES uygulaması.. Bu uygulama, 81 ilde hayatta. Kadın Destek (KADES) mobil uygulamasının hayata geçirildiğini anımsatan Bakan Yanık, mağdura hızlı ulaşma, takip ve izlenme sürecinin etkinliği artırıldığını da vurguladı açıklamasında..
Bakan Derya Yanık, Türkiye’de kadın konukevi sayısının 2022 yılında 154, 2023’de 159, 2024’te 164, 2025’te 169 ve 2026’da 174 olarak planlandığını belirterek, “Bunu da gerçekleştireceğiz.” bilgisini de paylaştı türkiye kamuoyu ile..
Kadına yönelik şiddetle mücadelede il düzeyinde koordinasyonun sağlanması için 2019’dan itibaren her ilde bir ŞÖNİM hizmete açıldığını anımsatttı ayrıca.
“Türkiye’de Kadın Erkek Eşitliğine Duyarlı Planlama ve Bütçelemenin Uygulanması Projesi”nin başlatıldığına işaret eden Bakan Yanık, “Bakanlığımızca kadınların insan onuruna yakışan bir hayat sürmeleri, her alanda daha aktif rol almaları, hak, fırsat ve imkanlardan eşit biçimde yararlanmaları, her türlü ayrımcılık ve şiddetten korunmaları için kapsamlı çalışmalarımıza devam edecek, bu konuda kazanımlarımızdan asla taviz vermeyeceğiz. Sayın Cumhurbaşkanımızın dediği gibi ‘Kadınlarımızın şiddete maruz kalmadıkları bir ortamı oluşturmak için verdiğimiz mücadeleyi kararlılıkla ve hassasiyetle sürdüreceğiz.’ ” ifadelerini kullandı.
Ve sözlerini şöyle noktaladı; “2022 yılının kadınların kılık kıyafetine bakılmaksızın karar alma mekanizmalarında daha çok yer aldığı, her türlü eğitim imkanından eşit yararlandığı, kalıp yargılar ve olumsuz ön kabullerin ortadan kalktığı, çalışan ya da çalışmayan olarak kategorize edilmediği ve göçlerle, savaşlarla daha fazla mağdur edilmediği bir yıl olmasını diliyorum.”
Vallahi bu dilek, herkesin amin diyeceği bir dilek..İnşallah da böyle olur..