Neresidir bilmiyorum.. Denizin ortasında bir bina.. Manastırı da andırıyor, bir fenerin yaşam alanını da.. Kimbilir, ne amaç ile kullanıldı, kimler yaşam sürdü içinde
Neresidir bilmiyorum.. Denizin ortasında bir bina.. Manastırı da andırıyor, bir fenerin yaşam alanını da.. Kimbilir, ne amaç ile kullanıldı, kimler yaşam sürdü içinde...
Belli k bizim kıyılardan değil..! Öyle olsa, şimdiye dek definecilerin talanına uğrar, taş üzerinde taş kalmazdı.. Bu düyüncem için, ne olur kızan çıkmasın.. Pekçok kültürel değerimiz, definecilyerin talanına uğramış onlarca yıl önce.. Yanlış mıyım..!
Böyle bir yapıdan haberdar olunca, içimdeng eldi; Dünyada mekan, ihirette iman demek.. Bu sözün nedeni böyle bir şey olsa gerek..
Böylesi Mükemmel bir manzaraya, her sabah uuyandığınızı düşüncesinize.. Bazen deniz delicesine köpürür, dalgalar vurur mekanın duvarlarına.. O anı yaşamak dahi, ayrı bir macera..
Denizin üzerinde, muhtemeldir ki bir gurup kayalık üzerine inşaa edilen bina bizim kıyılarımızda olsa, biraz da kıyıdan açıkta olsa, iki ülke için ayrı bir kriz nedenine dönüşürdü diye düşünüyorum..
Hatırlayınca geçenlerde yaşanılanları, böyle düşünmekte de haklıyım sanırım..
Gökçeadalı bir balıkçımızın başına gelenleri anlatır haberleri izlemeyenimiz kalmamıştır.. Hani şu Zürafa kayalıkları diye bilinen Ege'de ki o noktaya yakın bir bölgede avlanır iken, Yunan Sahil Güvenilğinin ticizine, yetmedi tehditine uğrayan balıkçımızın başana gelenler çok dikkat çekici idi..
Üzerinde sadece bir fener bulunan küçücük kayalıkları sahiplenen birilieri, üzerinde böylesi güzel bir yapı bulunan adacık için, durup durup kıyametleri koparırlardı.