Kim olmamıştır ki aşık..? Kimin olmamıştır ki bir yari..
Adı sevgili konulmasa da, her insanın vardır kabinde bir yatanı..
Platonik aşk' lar yaşanmıştır gençlikte.. Bel ki ortaokulda, bel ki lisede..
Her gönülde yer bulan bir yar olmuştur, haberi olsa da, olmasa da.. Sevilmiştir adı bilinmez kişi, içten içten delice..
Sevgi, herkesin kalbinde olmalı.. sevmeli insan.. Hayata daha bir anlamlı yaklaşmalı..
Heyecan duymalı yaşamaktan.. Her güne, aynı aşk' ın verdiği heyecan ile başlamalı..
Dokunmuyorsa eskisi gibi sevdiği, eskisi gibi bakmıyorsa artık, çekilen acı dayanılmaza dönüşür ki, ne adı vardır o acının, ne sanı..
Baş ağrısı gibi birden gelir, birden gider o acı.. Kalp ayrı bir yorgunlaşır, atmak istemez bu durumda..
Kimine göre; en yüce sevdası Vatan ve elbette ki Şanlı bayrak..
Sevdiğin olduğu sürece, bir baba vicdan vardır yüreğinde..
Seven insan, can yakmaz.. Cana da asla kıymaz...
Kilometrelerce uzaktan, bu güne özel kaleme aldığı şiirini bizler ile paylaşan isim, mesleki büyüğüm Mehmet Uzel oldu.. Ne güzel dizeler öyle o dizeler..
Kayseri'den sayfalarımıza konuk ettiğimiz gönüllü yazarımız, gönlünü de açtı bizlere..
Sevda üzerine yazmış, okudum ayrı bir keyif aldım. Ne güzel bir yürek var sende Mehmet ağabey..
“ BEN SENİN ADINI AŞK KOYDUM" diye atıyordu başlığı..
Bir gazeteci için, önemli olan attığı başlık olur yazmaya başlar iken.
Sonrası geler, çünkü başlık ayrı bir ilham verir..
Yine öylede olmuş.. Buyurun size güzel bir örnek..
Sevda yüklü bir yürek... Mehmet ağabeyden gelen o güzel satırlar.. Güne özel, seven sevilen yüreklere hitap edecek sözler..
Diyordu ki Mehmet ağabey;
"-Evet.. Bu başlık sevginin gücü parayla ölçülmez..
Sevgi denince; Mağaza vitrinleri yenileniyor, sokaklar ışıldıyor, kampanyalar düzenleniyor…
Hediyeler seçiliyor, sürprizler hazırlanıyor, heyecan yükseliyor..
14 Şubat, günümüzde milyonlarca insanın kutladığı toplumsal bir olay haline geldi.
Bunun doğal sonucu olarak ticari boyutu da çok gelişti. 14 Şubat’ta sevgililere veya eşlere bugünün ruhu ile bütünleşen, karşı tarafa sevgilerini anlatan hediyeler verilmeye başlandı..
Uluslararası Perakende federasyonu, geçen yıl Sevgililer Günü harcamalarını 45 Milyar Dolar olarak öngörmüş,bununda yaklaşık beşte birini internet üzerinden yapılacağını ifade etmişti.."
Üzerine basa basa, sevgi diyordu Mehmet ağabey.. Ekliyordu ardından da;
"Oysa sevgi Türk halkı içim bambaşkadır. Sevgini gücü maddiatla ölçülemez..
Kim ne derse desin ben hala buna inananlardanım..
Türkiye’de iki gencin birbirine sevgisinin Avrupa’nın ABD’nin üstünde durduğu duyguların üstünde olduğuna inanıyorum..
Türk halkı sevgiyi korumak için arkadaşlık kuran gençlerin bu ilişkisini koruyarak sevgililer gününü ayakta tutar. Sevgiyi tarif etmek zordur. Sevgi hissedilir. Dışardan ithal edilen Sevgililer günü, Anneler Günü ve Babalar Günü 21.yüzyılda ticari yıla dönüşmüştür..
Halbuki sevgi mefhumu ticaretle ölçülmez.. O canlıların yüreğinde hissedilir. Biz bunu bir güne sıkıştırınca bu sevgi değil ticaret olur.. Bugün de ticarethane kazanır, sevgi kaybeder..
Halbu ki bugünün oluşması canlılar iş güdüsünden gelen bir mefhumdur. Ona kimse mani olamaz.
Düşünelim, 'Bir kedi yavrusunu biri almak ister ise, kedi yüzümüze atlar yavrusunu vermek istemez' işte bu sevgiden ileri gelir..
Biz bir gün de anne, baba ve sevgiye sevgimizi göstermek ancak gösterişten ileri gelir. Onu 365 gün hatırlamalıyız.."
Yürekten gelen duygular ile, Sevgi üzerine de dizeleri vardı Mehmet ağabeyin..
Diyordu ki; "Sevgi; devamlılık ister kimseyle paylaştırılmaz.
Sevgiyle doğduk, sevgiyle yaşayalım..
Aşk ve Sevgi çok azımızın karşılığını verebileceği bir duygudur, ayrıcalıktır..
Hangi sınırlarda yaşanmış olursa olsunlar sevgi ve aşkı yaşayıp yaşatanların sevgililer gününü kutluyor,her gün sevgililer günü olmasını diliyorum."
Ve atıyordu noktayı, tek cümle; " Ben senin adını AŞK koydum"