DAVUL ZURNA, OLMADI SİSRİSİNEK
Kıdemli insanlarımızın tabiri ile, şöyle mi denilmeli yoksa "KISSADAN HİSSE.."
Bazen, uğraş veriyorsunuz saatlerce.. Anlatmaya çalışıyorsunuz, girmiyor sözler bir türlü zihne..
Herkesin başına gelmiştir böyle bir durum.. Deveye hendek atlatmak misali o anlarda, sinir katsayınız rekora koşmuştur belki de..
Diyeceğim şu ki, bazen 'bin' sözün vermediği dersi, yaşanan bir salisiye içinde edilen 'bir' söz nasıl da veriyor insana..
Biri paylaşım, çok dikkatimi çekti bir solukta okudum.. Bahsedeyim mi sizlere de azıcık.
Başlık şu; "İNSAN, EN ÜMİTSİZ ZAMANDA BİLE BİR UMUT IŞIĞI GÖRECEKTİR #kıssadanhisse"
Bir ağaç hikayesi bu başlık ardından.. Dut ağacı..
Çocuk iken, meyvelerinin lezzeti yüzünden üzerinden inmediğimiz bir ağaçtı Dut..
Bi de, Dut yemiş bülbüle döndü hikayesi vadır ki, o raya hiç girmeye niyetim yok şimdi.
Döneyim o paylaşıma; “Dut (Teselli) Ağacının Hikayesi” başlığı altında geçen anlatımlara..
Hikayenin kahramanı, bir mahkummuş..
İlk satırlarda; "- Ağaç; eski mahkum Hüseyin Pehlivan tarafından 1959 yılında dikilmiştir." diye de bir cümle geçiyordu..
Ardından da şu cümle; "Kendisi tarafından anlatılan hikayesi şöyledir:
….Dut ağacı bu! Dikmek için müdüriyete, yazı yazmam lazım.
'Maruzat' deriz biz ona. Yazı gider müdürün önüne, müdür bakar. 'Hüseyin Pehlivan yazı yazmış!'
Cezaevinde birçokları da 'Yazar' derdi bana, öğle çağırırdı beni.
Müdür beni çağırıp 'Yazı yazmışsın, söyle bakalım ne istiyorsun?' dedi.
-Sayın müdürüm, 'ben bir dut ağacı dikmek istiyorum.'dedim.
'Nereye dikeceksin? Neden, ne yapacaksın dut ağacını? Yani dut büyüyecek, dut verecek, herkes bunun dutundan yiyecek, sana dua edecek öyle mi?' dedi.
-Ben, 'Müdür Bey öyle değil, aslında hem öyle hem de başka anlamı var' dedim.
'Başka ne anlamı var?' dedi.
Ben de 'Dut ağacı büyüdüğü zaman 20 sene, 30 sene, 50 sene sonra, neyse kaç yıl sonra olursa olsun, büyüdüğü zaman buraya gelen mahkumlar diyecekler ki; Bu dut ağacını diken kişi idamdan kurtulmuş, müebbet cezaya çarptırılmış.
Müebbet cezayı da bitirmiş çıkmış buradan diyecekler. Bu şekilde teselli kaynağı olacak onlar için. Ben bunu düşünüyorum, daha ümidimi yitirmedim, ben bir gün çıkacağım buradan hiç ümidimi yitirmedim.' dedim.
Öylece durdu ve 'Peki dış bahçenin bir yerine dik' dedi.
Hüseyin Pehlivan 'teselli ağacını' dikti ve ümit ettiği gibi Sinop Hanı’ndan tahliye oldu.
İşlediği bir cinayetten yatandı cezaevinde.. Hem de 134 yıl.. İşin ilginci, anıları belgesellere konu olmuş bir mahkum oluşu..
85 yaşına dek yaşam sürmüş bir insan.. Hikayesi çok, hikayeleri de.. Dut ağacı bunlardan sadece biri..