Soru basit.. Herkesiin sbir yanıtı olabilir bu durumda. Peki ya, Tolstoy'a göre desem, kim ne düşünür...!
İsmini bilmeyen yoktur.. Belki ondan gelen sözleri işitmemiş olsak da, adını hatırlayacağım bir isimdir Lev Nikolayeviç Tolstoy
Ve, onun düşüncelerinden; "Hayatın anlamı..."
Okuyunca, türlü dersler çıkacak bir hikaye.. Ben de aktarayşım istedim güne özel olsun diye..,
Hikaye şöyle; "Bir gün çok zengin bir adam oğlunu yanına alarak, insanların ne kadar fakir olabileceğini göstermek için bir köye götürür evladını.
Çok fakir bir ailenin evinde bir gün-bir gece geçirirler.
Hikaye bu ya; Şehre dönerken baba oğluna sorar:
'Yolculuğumuzu nasıl buldun?'
'Çok güzeldi babacığım' diye cevap verir evladı..
'İnsanların ne kadar fakir olabileceğini gördün değil mi?' diye sorar baba..
Ve yanıt gelir evlattan; 'Evet.'
'Peki ne öğrendin?' sorusu gelir bukeze babadan..
Evlat ise; 'Şunu gördüm' diye başlar..
Ve devamı gelir sözlerinin;'Bizim evde bir köpeğimiz, onların dört köpeği var.
Bizim evde bahçenin yarısına gelen bir havuzumuz var, onların kilometrelerce uzunluğunda dereleri var.
Bizim bahçede ithal lambalarımız, onların yıldızları var.
Bizim terasımız ön bahçeye kadar, onların ki ise ufka kadar uzanıyor.' şeklinde...
Ufaklık konuşurken, babası şaşkınlıktan tek kelime bile edemez..
Ve ufaklık ekler; 'Ne kadar fakir olduğumuzu gösterdiğiniz için,teşekkür ederim babacığım !'
Aklıma bir anda, şu fani dünya ve o fani dünyanın kimine göre zenginliği geldi.. Her nekadar, bir dünya devi ile onun ülkesine komşu yaşayan bir gıdım topluluk, bir büyük zulüm yaşasa da şu günlerde, benim de; 'Hayat söyle bir şey işte.. diyesim geldi..
Hayatın anlamı bu aralar; zulüm ve yetmedi masumları canından eder olmuş...