'ALLAHIM, 'BU MİLLET’E BİR DAHA İSTİKLAL MARŞI YAZDIRMASIN...'
Milletçe Amin dememiz gereken bu cümleyi bir ben kurmuyorum elbette.. Tartışmassız bir gerçek ki; Misaki milli Sınırları içinde, Şanlı bayrağımızın altında yaşayan her Türk evladının daim duası bu..
Zoru başaran bir Milletiz vesselam.. Bir haftadan az kalydı., büyük Zaferi yadetmeye..
7 Düvelin bir olup, yenilmez denilen Armadrası ile dayanıdğı boğaz, hemen şurada..
Çanakkale il merkezinin Karşı kıyısında, kuş uçumu 800 küsür meterde ise, Şehit Şüheda..
Her biri Vatan, Millet, Bayrak ve de elsbette Ezan uğruna düşmüş toprağa.. Ölüme gözü kapalı, neden niçin demeden koşanlar yatıyor, hemen şuracıkta, Gelibolu da..
Yüzbinlerce Mehmetçiği, bağrına kefensiz emanet almış Vatan torağı. NHai diyor ya büyük şair: 'Şüheda Fışkıracak Toprağı Sıksan Şüheda.. '
İşte orası, tam da burasığ, Gelibıolu yarımadası..
Konuk yazarımız Mehmet Uzel ağabeyimin dediği gibi..
"Bağımsızlığımızın manifestosu,milli varlığımızın manzum ifadesi olan İstiklal Marşımız..." here bir satırı, Çanakkale' yi, Sakarya'yı, Dumlupınar'ı, yani Vatan için savaşıılmış, benzersiz zaferler kazanılmış cephelerden söz ediyor.
Kayseri' den ses veren, dün yani 12 Mart cumartesi'den söz eden mesleki büyüğüm sayın Uzel; "101 yıl önce bugün yani 12 Mart 1921 tarihinde TBMM’inde büyük bir çoşku ve heyecanla kabul edilmiş.Merhum Vatan Şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un eşsiz duyuş ve hissedişiyle kaleme alınan istiklalimizin dizeleri aziz millet varlığına milli şuur ve inanç kaynağı olmuştur." diyerek, bir not düşüyordu dünkü tarihe..
Ve dahası ifadeleri geliyordu sonra.. Şöyle idi kurulan cümleler;
"Büyük Millet Meclisinde ilk kez 1 Mart 1921 Tarihinde Maarif Vekili Hamdullah Suphi bey tarafından okunan 12 Mart 1921 Cumartesi günüde tezahürlerle kabul edilen istiklalimizin mısraları kurtuluşumuzun müjdesini vermiş,millet varlığının büyüklüğünü ilan etmiştir.
İstiklal Marşımız yazıldığı ölüm kalım devrinin olduğu kadar,Türk Milletine ait ebedi unsurların da bir destanı,sönmeyecek ve eskimeyecek bir şiirsel ifadesi olarak milli vicdanlarda yer etmiştir.Merhum Akif,Türk milletinin ruhuna,benliğine ve gönlüne hitap ederek,üzeri küllenmiş iddiaları,geriye düşmüş hedefleri,bastırılmış milli arzuları alevlendirmiş ve kendisine has üslupla marifetiyle harekete geçmiştir."
Zor yılların ardından, kazanılan destansı zaferleri anlatan, Ulusumuza gururla söylediği İstiklal marşı olan şiirin yzarı, çanakkalemizin de evladı aslında.. Mehmet Akif..
Mehmet Akif' i anlatmak benim ne haddime.. Kim tanımaz, kim bilmez ki büyük şaiiri..
İstiklal Marşının her bir dizesi, Ay Yıldızlı Şanlı bayrağım.. Uğruna ölüme gözü kapalı gtimeye ant içitiğim eşsiz değerlerim..
İçimde kopan eşsiz fırtına, Delicesine DEVLET sevgim.. Şehitlere komşu bir diyarda doğmamın da etkisi büyük elbet.. Devletini sevmeyen, kahrı perişan olsun, ne diyeyim.
Şimdi döneyim Kayseri'den gelen sözlere..
Mesleki büyüğümün güne özel dediklerine.."Türk milletinin iman dolu varlığının,istiklalcıların,uçaklı,zırhlı ve ezici silahlarından daha üstün daha kudretli ve daha tesirli olduğu merhum şairimiz tarafından dile getirilmiştir.Bu imanın zaferi,bu milli şahlanışın eşsiz duruşu en başta Çanakkale de çeliğe ve tekniğe boyun eğmemiş ,ardından da milli mücadelede her türlü mütecaviz emellere rağmen diz çökmemiştir.
Tek dişi kalmış canavarlar,insanlıklarını barut ve silah yığınanın içinde kaybetmişler,çok şükür ne yaptılarsa amaçlarına ulaşamamışlar neyi öngördülerse başaramamışlardır.Merhum Akif,zulme direnen,zalime teslim olmayan,kanlı ellere sırf çözüm ve barış namına sırnaşmayı,dalkavukluğu,aklından dahi geçirmeyen yüksek bir ahlak timsali olarak gönüllere taht kurmuştur.
İstiklal Marş’ında millet vardır...
Türklük vardır,milliyetçilik her satırındadır.
Bağımsız yaşama,bağımsız kalma ve bağımsızlığa leke sürdürmeme isteği ana fikir olarak belirlenmiş,her şeyin önüne koyulmuştur.Onun dizlerinde Türk milleti merkezde,kapsayıcı ve dışa dönük milliyetçilik kılavuz değerde.Türklük ise rehber olarak ön plandadır.
Mehmet Akif Ersoy, sömürgecilerden beslenamemiş,küresel planlara uyduluk yapmamış,düşmanına paspaslık etmemiş.çözüm diyerek vatana göz diken uğursuzlardan hamd olsun medet ummamıştır.Çünkü Mehmet Akif Ersoy Türk olmuş,36 yı değil biri,birliği benimsememiş.Türk kalmış ve Türk milletinin övüneceği milli bir deha olmayı her haliyle hak etmiştir.Sömürgeci niyetlerin Türk milletinin iman dolu göğsüne çarparak sönmesi,Türklüğün duvarını aşamadan durdurulması en güzel ve veciz şekilde onun dizelerinde özetlenmiştir.
Bugün de itinayla,dikkatle,titiz bir perspektifle takip ediyoruz ki,millet ve devlet olarak yakın tarihin en ağır bunalım ve karanlık döneminden geçmekteyiz.Türkiye’nin varlığı,Türk milletinin birliği ve hayat hakları vahim şekilde tırpanlanmakta,acı verici biçimde hırpalanmaktadır.Dileğimiz odur ki ,Yüce Allah ve bir daha bu aziz millete İstiklal Marşı yazdırmasın,bir daha kara ve karanlık günler yaşatmasın ve bir daha bağımsızlığını tehlikeye düşürmesin…
Bu duygularla İstiklal Marşımızın kabul edilişinin 101uncu yıl dönümünde merhum vatan şairimizi şükran hislerimizle anıyor,kendisine Cenab-ı Allah’tan rahmet diliyorum..."
Her bir ifadesinin altına, şahsen imza atacağım bu ifadeler, bir kez daha Vatana olan Aşkımı, Devletime olan sevgimi daha da büyüttü diyebilirm. Kalemine sağlık usta..
Zaferin diyarı, Cumhuriyetin temellerinin atılıdğı Çanakkale'den, Kayseri'ye kucak dolusu selamlar..