STRES YOK, GAM YOK, KEDER YOK.. BOŞALT İÇİNİ, ÖMRÜN UZASIN...
Atmayacaksın içine, derdini tasanı, büyütmeyeceksin yüreğinde.. Daralmayacak için.. YŞunun şurasında, kaç yıl kaldı ki ömrün..
Boşverci olmak, bazen değil, bence her vakit güzel bir davranış.
Siyaset konuşup daralacağına, geçmişten anıları yadet, rahmetlileri bolca an.. Duanı da et..
Yaşam üzerine edilecek çok söz var aslında.. Çevrendekilerin sözleri ve davranışları, gün içinde yoruyor çoğu zaman insanı.
Peki ya, bu can sıkan duruma çözüm var mı..? Vardır elbet, lakin yanıtı şu an için bende yok..
Ben döneyim, şu güzel anlatıma.. KISSADAN HİSSE denilerek yazıya dökülenlere.
Uzak diyarlardan bir hikaye.. Bir Japon bilgesi, hikaye bu ya; çölde kumlar üzerinde oturmuş meditasyon halindedir..
Adamın biri O'na yaklaşır ve; - Beni öğrencin olarak kabul et! der..
"Hoppala..." denilmemiş elbet.. Bu söz ciddiye alınmış ve yanıt gelmiş Japon bilgeden..
Hikaye bu ya, Japon bilge, parmağıyla kumlar üzerinde düz bir çizgi çekip,
"- Kısalt!.." demiş..
Öğrenci olmak isteyen, avuçlarıyla çizginin yarısını silmiş ve tamam dercesine batkmış bilgenin yüzüne.
Japon bilge; - Git, bir sene sonra tekrar gel! demiş...
12 ay, 365 gün, 24 saat yani.. Geçmiş bir şekilde koca bir yıl..
Öğrenci olmayı kafaya koymuş adam yenideng elmiş.. Japon bilge bu ısrarcı adama dönüp, yine bir çizgi çizmiş kumun üzerine.
Ve, davudi ses tonu ile; - Kısalt! demiş yine..
Öğrenci olmayı kendine hedef edinmiş adam, bu kez çizginin yarısını avucu ve dirseğiyle kapatıp, yeni bir çözüm üretmiş kendince.
Japon bilge, yine kabul etmemiş bu tutumu ve yine; - Git, gelecek sene gene gel! demiş..
Yine geçmiş bir koca yıl.. Öğrenci olmayı kafaya takmış bir kere adam, hayli ısrarıcı.
Gelyecek yıl olymuş, yine gemiş Japon bilgenin yanına..
Yine aynı durum, yine bir çizgi kumun üzerine..
Ve öğrencinin çizgiyi kısaltmlak için bir davranhışı olmaz, dili söyler bir cümle;
"- Bilmiyorum!"
Öğrenci olacak, istiyor çok.. Ve, Japon bilgeden cevabı ister, hatta yalvarır..
Tek hamle gelir Japoın bilgeden, çizginin yanına daha uzun bir çizgi çeker ve;
"- Şimdi kısaldı...!" der..
Bu hikaye, Japon Kültüründe ilerlemenin yolunu gösteren sırlardan biri olarak değerlendiriliyor.. Ne de mantıklı ne de güzel.
Hayatta öyle.. Bir çizgi, ya kısalacak yu azayacak.. Kısalar içinde belki dert tasa çok olacak.. Uzun çizgide, zevk sefa, bolluk.. Tamam da, ikisinin sonunda da, gidilecek yer, kara toprak...
Adres belli. Herkesin gideceği yer.. Kara toprak be üstat.
Geçende, "Mezarlıklar, vazgeçilmez olduklarını sananlar ile dolu.." ifadeseni işittim bir koyu sohbet arasında. Ne de doğru DEĞİL Mİ ?..
Kıssadan hisse dedik de, mesaja ilişkin pek laf etmedik..
Dikkat kesildiğim Japon bilge hikayesi şu cümle ile sonlanıyordu.
"Bize; düşmanlığa ve diğer insanlarla boğuşmamıza hiç gerek olmadığını, olgunlaşıp ilerlememiz halinde onların kendiliğinden küçüldüğünü çok güzel anlattı, Japon bilge.."
İşte bu kadar basit, hayat kısa.. Çizgi uzun olsa ne, olmasa ne!..