SENSİZ YILLAR...
Zor geçti bu yıllar, emin ol usta.. Ne zaman yeni çıkacak diye bekler iken, eski şarkıların oldu teselli.. 3 Nisan' dı tarih, gelen acı haber pek çoğumuzu derinden sarstı.
Hayranı olunca insan birinin, ne kelimeler yetiyor sevgiyi anlatmaya, ne de , ne ler işte...
Hayat anlayışı değişiyor insanın.. Sözler tonla basınca şarkılarında, ister istemez, yen veriyor yaşama..
Sevdiğine yazdığın sözler düştü dün aklıma..
Hafta başı, herkes hayata bir başka başlasın diye, 4 Nisan' a bıraktım sana dair sözlerimi.
Büyük Usta.. Hep kalbimde olacaklardansın.. kimileri, kalp meselesi karşısında, caz yapsa da, hayat işte bu usta..
KAYAHAN' dan bahsediyorum.. Adam gibi şarkıların adamından..
Sözler tonla, müzik kırla.. Duygu selinin de adı, kalbe dokunan notalarına ise söz bulamıyorum be usta..
Sevdiğine, biriciğine yazdıkları var son şarkısında. Bir gün ayrılacağını bilerek kaleme alınan, notalarla hüzünlü dans eden o sözler.
"Nasıl ayrılacağız biz seninle..." der iken usta, yanıtı olmayan soruyu getiriyordu dile..
Ardından da; "Ömrüm bin yıl olsa da doyamam sana..." diyor, şaka da yapmıyordu usta.
"Ellerin ellerimde olsun daima" vurgusu bambaşkaydı aslında ya, neyse..
Ve sornra, duygu adamından o cümle; "Beni sen uğurla son yolculuğuma..."
Ne kadar zordur aslında, dönmeyeceğini bile bile uğurlamak.. Hayat işte..
Ve efsane cümle; "Öyle hüzünlü bakma kar tanesi, Bu defa götüremem yanımda seni..."
Anlayana yetiyor bu ifade.. Anlamayana, ne denir ki zaten..!
Ustadan gelen bir de şu ifade; "Aklım sende kalır sakın ağlama..!"
İnsan çıkıp yol alsa da bir dönülmeze, aklında kalanlardan sadece biri.. Arda kalana zordur hayat da, ya gidene..
"İyi geceler der gibi uğurla beni..." diyordu usta.. Hakikaten de öyle dedik bizlerde.
Büyük ustaya saygıyla.. Seni unutmadık usta.. Ölümsüz şarkıların hep dilimizde, sesin kulaklarımızda..
KAYAHAN' ın, eşine yazdığı son şarkı sözünden bu dizeler.. Bu dünyadan bir Kayahan geçti
3 Nisan ölüm yıldönümünde sevgiyle ananlardanım ustayı..
Senin de dediğin gibi usta; "Bu defa götüremem yanımda seni, Aklım sende kalır sakın ağlama..
İyi geceler der gibi uğurla beni..." Tekrar ediyorum; büyük ustaya saygıyla...
Dün, bir tuhaf haldeydim.. Ne de çabuk geçti seneler.. Yine 3 Nisan' dı vedalaştığımız da, her 3 Nisan' da değil, her gün arayanlardanım seni be usta..
Ayrılıklar zordur.. Ayrılana olduğu kadar, geriye kalana da bazen zordur ayrılık..
Herkesin bildiği, fakat yaşanmadıkça dile getirilemeyen sözler düştü dün aklıma..
"Bazen Babalar öpmek ister.. Sakal batıyor diye, evlatlar izin vermez...
Bazen, evlatlar öpmek ister, artık 'yok' diye... Bu kez de, toprak izin vermez..."
Sevgi, bir sevgiliye değildir içten yaşandıkça.. Zaman olur, anne, baba.. Zaman olur, bir kedi mesela..
Sevgisiz kalplerde, ne sevgi durur, ne sevgili.. Gömdüm dersin kalbime, bir de alf işitirsin mesela. Sen kimsin ki dercesine..
Şaka bir yana, sözler aynasıdır insanın.. Aynasız insan, olsa ne, olmasa ne.. Değil mi amma..!
Bugün, yaşadıkları facia ardından, onlar için şarkı yazılanlar var, Boğazın 80 küsür metre derinliğinde yatanlara.
Bugün, o büyük facianın yıl dönümü..
Dumlupınar denizaltımızda, şehit düşen 81 denizcinin, ebediyete intikal ettikleri o kara gün..
Hepsini rahmetle anıyorum..
Ege yöresine ait, o ağıtı tekrar ediyorum:
“Ah bir ataş ver cigaramı yakayım
Sen salın gel ben boyuna bakayım
Uzun olur gemilerin direği, Ah çatal olur efelerin yüreği
Ah vur ataşı Gavur Sinan boyansın, Arkadaşlar uykulardan uyansın
Uzun olur gemilerin direği, Ah çatal olur efelerin yüreği..!”
Ah bir ataş ver nereye ait?
Ah Bir Ateş Ver Türküsü, Çanakkale Boğazı'nda Naboland isimli İsveç yük gemisi ile çarpışıp batan, 81f denizcimize mezar olan Dumlupınar Denizaltısı' nın battığı kazada şehit düşenler için yazılmış Ege Yöresine ait, işitilince herkesi ağlan eşsiz bir ağıt.