Çok esinlenmiş olmalılar edebiyattan.. Gitmesi gerekli, gitmiyor, gitmiyorlar..
Çok esinlenmiş olmalılar edebiyattan.. Gitmesi gerekli, gitmiyor, gitmiyorlar..
Dedim ya, Cemal Süreya sanki her biri..
Yahu, karar veriyorsunuz zararınız ortada..
Zarar görenler de, zarar gördüklerinin sanki farkında değiller.. O da., ayrı bir mesele...
Avukat mıyım ben, yetti artık canıma..
Mesele ortada.. Öylece duruyor.. Üstelik deve dişi gibi.. Görmemek de bence mümkün değil..
İnsanlar sanki bir iki üç tıp demişçesine, ortak dilden tepki veriyor, dinleyen hak getire..
Vatandaş, zaten güncel hayattan bıkkın.. Parası yok cebinde.. Varsa da., yetmiyor dünya haline..
Faturalar bir değil iki değil ki dert edilmesin.. Fatura tonla.. Kalem kalem giderler, üstelik her biri de zorunlu giderler.. Elektrik, su, doğalgaz.. Dahası mutfak masrafları..
Bir aralar, 100 lira yetiyordu pazar alışverişine, şimdi üç dal ota dahi yetmiyor bir yüzlük..
Öyle çilekmiş, erikmiş, salatalık. domatesmiş.. Hepsi lüks oldu. al alabilirsen..
Hal böyle iken, vatandaş yine ses vermiyor..
Görüyor gündemi, pahalılığın nedenlerini.. Kimin piyasaları bozduğundan haberdar vatandaş..
ABD' si, AB' si, sayayayım mı daha.. İşte bu yüzden susuyor sabrediyor, geçen bu günler de geçer diyor vatandaş..
Ekonomiyi gözlemleyen, fiyatları en çok ezber edenlerimiz dar gelirliler..
Bence; Asgari ücret alanlar, tam bir mucize yaratıyor her şeye rağmen..
Pahalılık büyük bir kesimin derdi. Olmazsa olmazlara gelen zamlara karşın, hayat bir şekilde sürüyor.. Yaşayabiliyor insan.
Bir de, bu tabloyu görüp, inadına hareket edenler var..
Artışa gidenler..
İsim vermeye gerek yok.. Onlar bilmeseler de kendilerini, vatandaş biliyor..
Dualar geliyor bu mübarek günlerde.. Dua edilenler belli.Tutar ise şayet o dualar, nede olsa coğrafyamız çok kutsal..
Şehit Şüheda yüzü suyu hürmetine, bir tutar ise var ya bu dualar; kimdi o bir aralar ünlü medyum... Ha , hatırladım.. Keto halt etsin.. Öyle, kıvrılır kolunuz bacağınız bir tarafa..
Cemal Süreya misali misiniz siz yahu!..
Zarar veriyorsunuz halen dahi!..
Nedir bu inat!...
Büyük üstat geldi şimdi aklıma.. Onun dizeleri..
“ 'Git' diyorsun da, olmuyor işte git demekle…
Her şeye rağmen , gidemiyor insan…
Ben de sana 'sev' diyorum mesela, sevebiliyor musun? (Cemal Süreya)"
Git' i yanlış anlamış olmalılar.. Sanki, o dizeleri sunuyorlar önümüze.. Gitmemelerine gerekçe olarak..
Çanakkale'nin şartlarını zorlatıp, birer daha muhalif yaratmak için, adeta çaba sarfedenleri, Devlet yöneticilerimiz bir fark etseler, inanıyorum ki çözüm an itibari ile gelecek..
Belki de, bayram sonrası.. Kim bilir..!
Çanakkalem, Ulu Türkiye Cumhuriyeti Devletimin ön sözünün yazıldığı yer..
Bu kutsal coğrafya, kendine hizmet edeni yüceltir, etmeyeni de!!!...
Neyse uzatmayayım, Şehit Şüheda toprağının bir çocuğuyum ben..
Çanakkalem olunca mesele, EvelAllah gerisi hep teferruatçıyım..
Bir yandan da, Muhalefete malzeme vermekte sınır tanımayanları gördükçe, İktidara üzülüyorum.. Neden mi..?
Çanakkale için bir rüyayı gerçek eden iktidar, bir takım yöneticilerin aldığı gece yarısı kararları ile, tüm tepkilerin odağına dönüşüyor.
Hangi rüyadan söz ettiğimi dile getirmeye, sanıyorum ki gerek yok..
Yapılamaz denilen yapıldı sonuçta..
Kimileri bir aralar, sadece çamaşır kurutmaya yarayacağını savundu,
iki viyadük arasındaki tellerin kullanılacağı alanın, sadece o işe yarayacağı algısı yaratmak için karikatürler çizdirdi köprü için. Sene 90' lar...
Yıl, 2022.. Köprü bitti.. Çok şükür ki, Çanakkale için hayal proje tamamlandı.
Köprü siyaseti, ters değil, dört köşe şu aralar.. çünkü; muhalefete malzeme sunanlar var..
Bilmem anlata bildimmi...!!!