Ya da şöyle mi demeliyim? ARŞİV UNUTMAZ..

Ya da şöyle mi demeliyim? ARŞİV UNUTMAZ..
 
Mesleğe ilk başladığım yıllardan bir dost..  Bir ağabey.. Bir sırdaş.. Dile kolay tam 30 yıllık bir hukuk..
 
Kalemi sağlam bir yazar mı demeliyim yoksa..
 
Devi dişi gibi konular üzerine, belki de yüzlerce makalesi var..
 
Bir makalesi de, 2014’den.. Ulusal basından yeni ayrılmışım, DHA büro şefliği geride kalmış..
 
Yereldeyim yine.. Tıpkı, 90’ lı yılların başında olduğu gibi.
 
Ulusal habercilik yordu ve Yereldeyim yine..
 
Yayın hayatına yeni başlayacak bir gazete için; “Yaz ağabeyim yaz..” demişim..
 
O da beni  kırmamış, sağ olsun  yazmış..
 
Hem de ne yazı.. Bu gün bile okuyana şapka çıkartacak türden bir yazı..
 
Hayli anlam yüklü başlığı gelmiş birde; “Hayat bayram olsa...”
 
Ve, dostum, ağabeyim, sırdaşım.. Cevat Can yazmış..
 
“Belediye başkanımız, Ülgür Gökhan' ın. Şehrimizin değişik cadde ve sokaklarında yer alan Bilboordlardaki 18 Mart şehitlerimizi Anma günü ve Çanakkale Deniz Zaferi'nin 99. Yıl dönümü ile ilgili afişleri kentimize gelen konuklarımızı öz olarak bu sözlerle karşılıyor.
 
Çanakkale aşktır. Çanakkale barıştır. Çanakkale kardeşliktir.
Çanakkale azim ve kararlılıktır. Çanakkale sabır ve direnmedir.
 
Sayın başbakanım, siz de Çanakkale' ye hoş geldiniz.”  sözünü, Dönemin Başbakanı, , Cumhurbaşkanı sayın Recep Tayyip Erdoğan’ a ilişkin kullanıyordu.
 
Hoş geldiniz diyordu.. Sayın Erdoğan’a.. Zaferin 99.yılında, Çanakkale’  ye gelen dönemin başbakanına..
 
Ve devamı geliyordu sözlerinin..
“ Ünlü tenor “Andrea Barelli” ııin ailesine yazdığı mektubunun başında söylediği gibi, umarım iyi sinizdir?
 
Ama ülkemizde, komşularımızda ve tüm dünyada yaşananlardan dolayı çok yorgun olduğunuzu düşünüyorum.
 
Bütün bu yaşananlar bir de sürdürdüğünüz 30 Mart yerel seçim çalışmaları kapsamında her belde, her ilde yapılan miting ve propaganda faaliyetleri etkinliğinde yorgun,  gergin ve belki de alıngan olmamanız pek te mümkün görülmüyor.
 
Bütün bu yaşananlardan dolayı belki de kendinizi aldatılmış hatta ihanete uğramış hissedebilirsiniz.
Her neyse. Mümkün se, şimdi bunları bir kenara bırakalım.
 
“Devlette devamlılık esastır” derler.
 
Doğrumu dur? Ama siz de çok iyi biliyorsunuz ki asıl olan hayatta devamlılıktır.
 
Başbakanım, gelin 18 Mart’ ta gerçekleştireceğiniz mitingde farklı bir şey yapın.
 
Tabii ki mümkünse..  O gün sadece güzelliklerden, şarkılardan, barış ve kardeşlikten söz edin.
 
Sadece yaptıklarınızdan, yapacaklarınızdan, hayallerinizden söz edin.
 
Doğan ve doğacak olan çocuklarımızın gelecek kaygısı olmayacağını Çanakkale halkına müjdeleyin.
 
Örneğin; Bu mitingde rakip parti liderlerine, hiç yanıt vermeyin.
 
Hiç onlardan bahsetmeyin. Halkımıza ve gençlerimizi, güvendiğinizi ve sımsıcak duygularla onları çok sevdiğinizi söyleyin.
 
Az daha unutuyordum. Hatta ve halta, bu gün mutlaka, Bir iki şiir okuyun.        ..
 
Mitinge katılanlar ile hep birlikle, şarkı söyleyin.
 
Bakmayın siz. Mayakovvskinin. "şiirlerinin, neden şarkılardan ve çiçeklerden söz etmiyor diyorsunuz bana, gelin görün sokaklar kan, gelin görün sokaklar boyunca akan “ demesine.
 
Bu gün 18 Mart.  Ve biz hep birlikle.  18 Mart’ı,  yeni bir gün olarak yaşayalım. 'İnsanlar el ele tutuşsa.. Birlik olsa, uzansa sonsuza.  Sev kardeşim diyelim”
 
Böyle demiş, Can.. candan sözler etmiş,
 
İki cümlede ben edeyim.. Sevmek güzel şey be..
 
Hayatı sevmek, hayata anlam katanları sevmek..
 
Mesela; doğayı sevmek.. Yaban hayatı da sevmek ayrıca..
 
Sabahları, sizden gelecek bir yudum yiyeceği bekleyenleri sevmek..
 
Kedileri, Köpekleri,  Martıları, gerekçesiz sevmek..
 
Sevgi dilde değil, yürekten olduğunca kıymetli.. Kalın sağlıcakla..