Resim, Müzik, Heykel traş. Yazarlar hatta.. Şiir, Kitap yazan üstatlar..

Resim, Müzik, Heykel traş. Yazarlar hatta.. Şiir, Kitap yazan üstatlar..
Şarkıların özüdür sözler.. Resme anlam katandır boyalar.. kara kalem çalışmalar var birde.. Sanat ve sanatçıya ilişkin güzel bir çalışmaya imza atan isim oldu, Kayserili mesleki büyüğüm.
Sayfalarımızın konuk yazarı, Mehmet Uzel bir sanatçıdan bahsetti geçende.. Söyleşisini aldı bizler için kaleme..
‘YAZAR ÖZLEM AKŞİT…’ diye giriyordu Mehmet ağabey söze..
Ve başlıyordu aklından geçenlerini yazıya dökmeye..
 
“Evet.. Bugün size Yazar Arkadaşım Özlem Akşit’i tanıtmaya çalışacağım..” diye geliyordu ilk cümlesi.
 
Sonra da; “Kendisini bir ‘Yol yürüyücüsü’ olarak anlatan Akşit, artan kadın cinayetleri ve toplumsal değer kayıpları yüzünden özelikle de kadın konusunda  kaybettiğimiz değerleri ve bir çok temel değerleri insanlarımıza yeniden anlata bilme konusunda aktif mücadele veren bir kalem, kadın ve kültür tarihi alanında araştırmacı yazar, ilişki ve evlilik danışmanıdır.” İfadesi ile, konunun önemine dikkat çekiyordu biz okuyuculara özel yazısında.
 
Kadın Cinayeti, kadına şiddet, hep içimizi ayrı bir acıtan konular.. Bu konuya kim dikkat çekiyor ise, ben de dikkat kesiliyorum..
 
İşte, böylesi bir konu bahsedeceğim..
 
Kayseri’de konuk yazarımız, Mehmet Uzel’ in aktarımı ile baş başa bırakayım tüm okurları..
 
Şöyle geliyordu, Mesleki büyüğümün kaleme aldıkları;
 
-Bu alanda yazılmış dört kitabı vardır..
 
Antikçağdan günümüze kadının öyküsü, Lilith den Malala’ ya kadının adı var, Kadınım, Virginia Wolf, Kıyısız Turnalarda Sesler, Beyaz Perde den  Topluma, Bir Kadın Yaratmak eserlerinden bazları.. ..
 
Bunun ynı sıra, çok Tv Programları yapan  Özlem Akşit, Dört ay önce Kayseri de yazar arkadaşlarıyla kurmuş olduğu, ‘Anadolu Fikir ve Düşünce Platformu’ ile sosyal yardımlaşmalarla saha çalışmalarına devam etmekte….
 
Ve buraya dikkat şimdi.. Yazar Akşitk’ in sözlerinde sıra..
 
İNSANIN İNSANA BAKIP DA GÖREMEDİĞİ HER YER CEHENNEM DEĞİL MİDİR?
 
-Şehrimiz Kayseri’de bir kültür topluluğu oluşturma kararlılığıyla yola çıktığımız, her biri kendi alanında değerli insanlarımızdan oluşan ‘Anadolu Fikir ve Düşünce Platformu’ adıyla yalnızca düşünce ve mana birliği etrafında buluşan insanlar olarak kalmayalım ‘Şehrinde Kendini Yalnız Hissetme’ diyerek kendi aramızda biraz para toplayarak karınca kararınca bir çaba da gösterelim dedik.
 
Belediye başkanımız Mustafa Yalçın Bey tespit ettiğimiz gerçekten ihtiyacı olan ailelere bölge yetki coğrafyası gözetmeksizin destekte bulundu toplamda 20 koli verdi.
 
Bizler de topladığımız meblağı zarflara koyduk bayram şekerleri aldık.
 
Niyetimiz kapı çalıp öylesine yardım etmek değildi,  insanların hayatlarına ortak olmak sarılmak sohbet etmek rahmetli anneannemin dediği gibi "birbirimizi bilmekti"...
 
Cırgalan köyünde iki aileye gittik.
 
Bir ailede anne yürüyemiyordu evin erkeği inşaat işçisi idi ve bir çocukları tüberküloz hastası imiş.
 
Bir de annelerini aynı evde istemeyen o sebeple evin yanında mağdur şekilde küçük bir yere atan bir evlat grubu vardı Cırgalan’da bir aile bunu anlattı... bir de dayak timi kursak iyi olur diye düşündüm (Burası şaka idi)
Bir başka semtte bir işten çıkarılmış baba kolit hastası eşi Arife Hanım ve biri böbrek hastası diğeri beyaz küre hastalığı olan iki çocuk vardı. Çocuklar çok güzeldi. Kız çocuğuna bayramlık aldık biraz bir şeyler verdik...
Arife hanım sürekli ayrı ayrı tarihlerde çocukları ve kendisi için hastaneye gidiyormuş ev sobalı bodrum kat 400 TL kira ...çok mutlu oldular bayram da çay içmeye davet ettiler....
Diğer aile iki zihinsel özürlü oğlu olan dul bir kadıncağızdı... Sonra bir Suriyeli kocasının parmakları kopmuş bir aileye gittik o da çok kötü bir evdeydi küçücük bir çocuk vardı ev karanlık yaşanılamayacak denli kötü bir ev idi...
Ardından üç aileye daha gittik bir kadın üç çocuk, alt bodrum katta yaşlı bir kadın...
En son gittiğimiz aile çok berbat durumdaydı... Anneleri bırakıp gitmiş iki kız bir oğlan çocuk...
10, 11 ve 12 yaşlarında baba işsiz, Tertemiz bakışlı efendi bir insan....Onlara bayram harçlığı verdik çocuklar okula gidemiyor bu çocukların okumaları lazım yoksa her türlü kötülük başlarına gelebilir baba da güçlü olmalı ki çocuklarına sahip çıkabilsin…
Komşular ve Ali Dursun Bey sahip çıkıyormuş iki dairesini de kira almadan vermiş zaten durumları kötü...
Bir küçük kızımıza bayramlık elbise alırken kasanın önünde bir çok anne görmüştüm, içimden şöyle geçti “Ne olur her anne çocuklarına bayramlık alırken bir tane de başka çocuklara alsa, çocuklarını o çocuklarla dost eylese o çocuklar hediyeleri bu kardeşlerine takdim etse, selam vermeyi ad sormayı kardeş olmayı öğrenseler... bakmayı değil görmeyi öğrenseler, rahmetli anneannemin dediği gibi "birbirimizi bilmeyi" öğrenseler…”
Bir gün sonra epilepsi hastası kızı olan evlere temizliğe giden kirada oturan sahipsiz bir hanımı ziyaret ettik. Bu ziyaretler esnasında yanımıza İngilizce ders verdiğim dokuzuncu sınıf öğrencisi Bilge kızımı da aldım. Babası benden rica etmişti ona da sizlerdeki bu ruhu kazandırın lütfen hocam demişti…gençlerin bu işleri bizzat yaşaması gerekiyor çok önemli. Bilge inanılmaz duygulandı, hediye kıyafet ve şekerlemeleri bayram hediyesi olarak ailelere o takdim etti, çocuklarla dost, abla oldu çocukların mutluluğunu gördü yaşadı. Çocukların gençlerin bu gibi projelerde bizzat aktif olmaları gerekiyor. İnsanlarla dost olmak hayatlarının sofralarının  bir yerinde olmak kapıdan verip gitmemek dinlemek, sarılmak, insanî ilişkiler birlik beraberlik adına çok değerli bizzat bunu  Bilge kızımız derinden hissettiğini söyledi...
Gençlerimize çocuklarımıza  bizzat yaşayarak yolu göstermeden onlardan sorumluluk sahibi olmalarını nasıl bekleyebiliriz ?Gençler saygısız umursamaz tembel vs değil...onlar neyi görüyorlar ki izinden yolundan gidebilsinler...iyi  daha çok iyiyi getirir... kötü ise kötüyü...ortada kötü bir şey varsa iyi ortada olmadığı içindir diyebilir miyiz? Yanlış mı düşünüyoruz... Diğer insanlara gelince...
Zor hayatlar...Cehennemi aramaya merak etmeye gerek yok…insanın insanı görmediği elini uzatmadığı insanın şehrinde kendini yalnız hissettiği yer cehennem zaten...
Bakınız, Arife Hanım'ın bize attığı mesaj; “ Selamün aleyküm Özlem Hanım ben Arife, oğlum okuldan geldi sevindi bıraktığınız paraya bayramlıklarını alacam inşallah rabbim sizden de, yardımcı olan arkadaşlarınızdan da razı olsun ben razıyım Allah’ım da razı olsun sağ olun.”
Bu ANLATIM beni çok etkiledi.. Kayseri’den detaylar böyle idi..
Güne özel sözümü edeyim ve atayım noktayı: İnsanlık için atılan adım ardından, şükran göstergesi, mesaj ile gelen sözler her şeyin özeti gibiydi..
Kısacası; Yüreği büyük, herkesten Allah razı olsun..