Muhalefet gereği diye de düşünülebilen bazı paylaşımlara tanıklık ettiğimiz sosyal medya, aslında bir güzel ‘açık açık röportaj’ platformuna dönüştü.
Bazen soru cevap. Bazen dikkat çeken yanıt ve değerlendirmelerin geldiği bu gözde platform, akıllarda bir anda dizelenen onlarca sorunun da başlıca kaynağına dönüştü.
Geçmişte; ‘çocuktan al haberi’ şeklinde, bir ata sözüne dönüşmüş anlatım vardı hatırlanacak olursa. Şimdi o deyimin yerini, sosyal medya aldı. Yani çocukların pabucu dama atıldı.
Gündeme ilişkin yaşanmışlıklardan tutun da, sosyal hayatın tüm ayrıntılarının paylaşım merkezi haline dönüşen soysal medya, acayip bir istihbarat kaynağı da oluverdi.
Bilgi paylaştıkça çoğalır ve bunun karşılığı da aslında istihbarattır.
İşte bir istihbarat’ ı bilgi de sayılabilecek bir paylaşım ve benimde ardından söz edeceğim ‘üzerime alındım’ dememe yol açan mevzuu.
MHP il Başkanı Hakan Pınar’ ın, Genel Merkez tavrından önce yaptığı değerlendirmelere onlarca kez tanık olduğum için, kendilerine ait sosyal medya hesabının sıkı takipçisiyim.
Takipçisi olmamın nedeni, dediğim gibi; Türkiye yaşanmışlıklarına dair Genel Merkez’den önce yaptığı çıkışları ve sonrasında gelen Genel Merkez tavrı ile birebir örtüşen değerlendirmeleri.
Takip ettiğim o hesaptan, dün;
“FETÖ terör örgütü Çanakkale imamı Abdullah Ülker hala Devlet memuru mu? Şimdi gelelim asıl soruya; bu ihanet şebekesine selam veren ediliyorken, ÇANAKKALE’ NİN 1 NUMARASI HALA İHANET ETTİĞİ DEVLET’ TEN MAAŞ MI ALIYOR?” şekliyle gelen soru ve ardından da;
“Yok eğer ihraç edildiyse, eskilerin dediği gibi ‘Diyen’ gitti…” ifadeleri yer alan paylaşım geldi.
MHP Kurmayının, sert denilebilecek bu çıkışına takipçilerinden gelen değerlendirmelerden birinde;
‘Bu sorular sadece Girizgah gibi geldi’ şeklindeki anlatım ile bir karşılık geliyordu.
Bunda ne var demeyin? Çünkü olan şey, sayın pınar’ ın bu değerlendirme karşılığında yazdıklarındaydı.
Ne yalan söyleyeyim, benimde üzerine alındığım türdendi sayın Pınar’ ın yazdıkları.
Şehrimizde kedilere yapılan koli bantlı işkence ve Lapseki ile il merkezindeki, sokak yaşayanlarına yönelik zehirleme vakalarına ilişkin içimden geçenleri dile getirirken bir yazımda;
MHP il Başkanı sayın Pınar’ ın da aralarında yer aldığı isimlere övgü yapmış, vicdan meselesinden bahsederken, olumsuz hava koşullarından dolayı başta zorunlu misafir ettiği sokak yaşayanı minik kediyi, sonunda nasıl da aile fertlerinden biri haline getirdiğini yazıya dökmüştüm sayın Pınar’ ın…
Şimdi benim de bir nebze üzerime alındığım Pınar’ ın o cevabından bahsedeyim önce.
Sayın Başkan, bir takipçisinin ‘Bu sorular gizirgah gibi’ şeklinde yaptığı değerlendirmeye;
“Soru basit. Cevabı da basit. Evde beslediğimiz kediyi haber yapan arkadaşlar bunu da değerlendirir” diye yazmış.
Neyse artık. Sanırım benden bahsetmemiş sayın Başkan. Öyle olsaydı, arardı birebir dile getirirdi sitemini.
FETÖ için geçmişte verdiğimiz bir takım mücadelelerde, kişisel olarak elden geldiğince tavrımızı koymuştuk. Bunun karşılığında da, düzmece ithamlarla başlattıkları bir derin soruşturmanın içinde adımızı görmüştük.
Şimdi geçmişe dönüp, yine ağzım dolu dolu küfür edesim var da bu hainlerden oluşan cüruha, terbiyesizleşmenin Vatanım için bir getirisi yok.
Dershanelerinin karşısında, sırf tahrik unsuru olayım diye, Ramazan mübarek günlerde kafa çektiğim için adıma yazılı günahlarda bu hinlerin boynuna…
Şükürler olsun ki hepsi birer birer cezasını bulup çekmeye başladı.
Başkan Pınar’ ın sorular yüklü sözlerine gelince. Göndermenden dolayı ağzına sağlık…
Hazır hainlerden ve hainliklerinden bahsetmişken, bir çıkışa daha dikkat kesildim.
Yine, Pınar’ dan geliyor sert sözler…
“Hazırladıkları 15 Temmuz Programı ile yalakalığın dibine vuran Gençlik Spor İl Müdürlüğü;” diye başlayıp devamında da;
“15 Temmuz Türk Milleti’ nin kendi Milli Egemenliğine sahip çıkış destanıdır.
Bu kahramanlıkları bir partiye, ya da bir kişiye indirgerseniz o menfur gecede, siyasi düşünce, etnik köken, ya da mezhep ayrımı yapmadan canını ortaya koyarak sokaklara çıkan ve Devletine sahip çıkanlara en büyük haksızlık yapılmış olur” şekliyle gelen oldukça ağır sözler.
Aslında bu kadarla da bitmiyordu denilenler. MHP kurmayı vermiş veriştirmişti kaleme aldıklarıyla.
Diyordu ki; “Daha da pervasızlaşılır ise Tünellerde ve Şantiyelerde kimlerin saklandıklarını paylaşmak boynumuza borç olur”
Okuduğumda şahsen, dona kaldım. Yok artık dedirten bu söylemde bahsi geçenlere bir de;
“Aklınızı başınıza alın. 15 Temmuz Gazilerini de, o eli öpülesi insanları da, bu işlere alet etmeyin” diye çıkışıyordu MHP kurmayı Hakan Pınar.
Belli ki çok tartışılacak konu üzerine idi veryansın halinde kaleme aldıkları.
İnsan haliyle düşünüyor. ‘Vay anasını. Saklanmışlar kim?’ diye de akla gelen soruya yanıt arayışına giriyor.
İlk fırsatta çay içmeye, istihbarat toplamaya uğrayacağım sayın Başkan. Pardon pardon bilgileri karşılıklı paylaşmaya…
Detayları alalım kaleme, bilmek isteyen bilsin, görmek isteyen görsün.
Gerisi de Allah Kerim. Biz üzerimize düşeni yapalım da, Şanlı Büyük Türk Devletinin kolları, sarması gerekeni tutar, atması gerekeni de atar…
Haydin bu günlük de bu kadar…