NE APARTMAN KOMŞULARIMIZA DİYORUZ BİR GÜNAYDIN, NE DE SOKAKTA KARŞILAŞTIKLARIMIZA VERİYORUZ BİR SELAM..
Ne kadar da yabancılaştık çevremizdekiler ile.. Apartman komşularımızın büyük bir kısıını tanımayanlardan olduk. o kadar çok ki b haldekiler..(Özellikle büyük şehirlerde yaşam sürenler)
Çanakkale gibi, sağdan say on bin adım, soldan say on bin adım kentlerden bahsetmiyorum, bazı serzenişlerden söz eder iken.. Büyük düşünelim, büyük kentler diyorum ben kısacası..
Bir süre önce, apartmanda yaşayan bir vatandaşın ölümü, dairesinden gelen kötü kokular üzerine anlaşıldı şelinde haberler yayımlandı yerel gazetelerde..
Düşünün yani, o denli kopmuşuz çevremizdekilerden..Kötü kokular saçmadan, apartmanda birinin öldüğünden de bi haberiz..
Sosyal medyada; " OKULLARDA 'ADABI MUAŞERET' DERSİ YENİDEN VERİLMEYE BAŞLAMALI" şekilnde gelen bir çağrıya rastladım geçenlerde.
Hanidir bahsedeceğim, hep unuttum.. Ha bu gün, ha yarın der iken.. Ve tıpkı, apartmana yeni taşınanlar ile tanışmayı geciktirir gibi, bu bahsedeceğim konuyu da salladım..
Yeniden başlasın dnilen ders ile ilgili; "Öyle çatal solda bıçak sağda falan değil (!)
Günaydın demek mesela… Gülümsemek… Selam vermek… Hatır sormak…" deniliyordu, ders neden gerekli görüşünün altına..
Misal, bu derste gçeen; Gürültü yapmamak.. Trafikte seyir halinde iken, sürekli korna çalmamak.
Dahası, bağıra çağıra konuşup, birileri bu kahpkahalarımdan rahatsız olyabilir diye düşünmeden, çok sesli gülmek.
Hemen hergün karşılaştığımız durum. Yayalara yol vermemek.
Para cezası olmasına rağmen, yayalara yol vermemek, büyük mesele..
Yol vermek, yer vermek mesela, hepimizin birbirine olan saygısının eng üzel göstergesi..
Bu arada; Zeki(!) olduğunu sanarak kırmızı ışıkta geçmemek mesela…
Yollara, kaldırımlara tükürmemek, yerlere bir şey atmamak, birilerine aldırmak..
Bunlar derslere konu olmalı..
Herkesin, arabasının küllüğünü yola boşaltmaması da bir ara, var olan derslerde geçerdi..
Ramazan ayında, pide kuyurğundaki o sıraya saygılı olmayı, benzer bayşka sıralarda da gstermek güzel şey.. Bu da anlatılırdı o geri gelsin denilern derste..
Bireyin, Sırada beklemeyi bilmesi, ne kadar akıllı olursan ol (!) önlere kaynamaya çalışmaması, bir saygınlık göstergesi olara tanımlanırdı, geri gelsin denilen deste.
Bu da kesinlikle gerekli.. Hayvanlar kötü davranmamak, eziyet etmemek.. Bunları da öğrendik biz ilk derlerde, bir zamanlar.
Sokak hayvanlarını besliyorum diye akşamdan kalma nohut tenceresini kaldırıma boşaltmamak, verilen güzel öneklerden di o yıllarda.
Ayakkabıları daire girişinde çıkarıp, karman çorman bırakmamak da konusu idi o dersin.. Şimdi, öylesine vurdumduymazız ki..!
Günümüzde, bisiklet yolunu kapatan oto parklar o kadar çoğaldı ki..
O dersin var olduğu yıllarda, bisiklet yolu be denli yaygın omasa da, o yolda yürümemek gerektiğine dahi dikkat çekilirdi bence..
Mangal kültürünü bir nizama sokmak ta önemli mesele, mesela…
Mangal yapabilen var, yapamayan var.. İki pirzola için koca ormanları yakmamak gerek ayrıca..
Yaz geldi sonuçta, yakında başlar ormanın çilesi.. Mangal yakem der iken, geleceğimizi yakanlar çoğalır yine..
Bayram yakında,., Kurbanlar yine kesilecek inşallah. Kurban kesmenin adabını bilmek, kurbana baltayla girişmemek önemli bir diğer mesele, mesela...
Ve, basettiğim çağrıda geçen şu ifade; "Adabı muaşeret dersinin adı 'insan olma dersi olarak değişmelidir ayrıca!"
Bu kadar sözün ardından, şunu da söylemek, kabullenmek gerek mi açaba; "biz bu dersten, uzunca süre önce sınıfta kaldık"