Bildiniz mi şimdi..! Bugün, neden bahsedeceğimi.. Sadece bir şarkı değil, mutlak yaşanacağı anlatıyor aslında tüm sözleri..
Şarkısı yazılma sa, ayrılık belki de böylesi hüzünlendirmeyecekti zaman içinde kimsecikleri.,.
Aslında, ilkokul’ lu yıllarda başladı, hepimizde ilk unutlmaz izler.. Öyle deiğil mi!
Ne çok ayrılıklar yaşadık yahu, çoğunu anımsamak istemesek de, beynin kapalı bir bölmesine gizlesek de hatıraları, gün gelince tak diye geliyor gözümüzün önüne her biri.
Sessiz Gemi şarkısı, hepimizin ortak şarkısı aslında..
Şu ifadeye mesela; “Artık demir almak günü gelmişse zamandan, Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan…!”
Sahil şehri çocuğu olunca insan, ayrı bir etkileniyor haliyle.. Çünkü, gözlerimizin önünden öyle çok gemi geçip gitti ki, biliyorduk ayrıca, her birinde birbirinden acı farklı hikaye..
“Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol. Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol..” Denizci için dile gelen bu sözler, ne de anlam yüklü aslında..
Hele hele; “Bir çok giden memnun ki yerinden, Çok seneler geçti, çok seneler geçti.. Dönen yok seferinden…!” vurgusu
Hayattan kopup gidenleri, bir daha hiç dönmeyecek, ebedi kayıpları da anlatıyor aslında bu sözler..
Sessiz Gemi, hepimizin ortak şarkısı o halde, öyle değil mi..?
Sözlerde altı çizildiği gibi; “Bir çare gönüller ne giden son gemidir bu. Hicranlı hayatın ne de son matemidir bu… Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler, Bilmez ki giden sevgililer dönmeyecekler..”
Başta da belirittğim gibi, her birimiz ilk ayrılıklarımızı, daha minnacık iken yaşadık. ilk okulda başladı yaşanılan ilk ayrılıklar.. İlk olarak yer etti hafızamazıda bu ayrılıklar.. En sevdiğimiz arkadaşlarımızdan ayrıldık önce...
Bitmedi, devamı geldi sonra, biraz serpilince....Üsetlik, bir hayat boyu özlemini yaşayacağımız çocukluğumuzdan ayrıldık böylelikle...
İçimizi çekerek hissettik bazı ayrılıkları..Misal; çocukluk aşklarımızzdan olduk.. İlk sevda yarası ile tanıştı kalplerimiz.
Hepimizde vardır asında, halen hiç kimseye söyleyemediğimiz ilk sevda ayrılığı..
İnsanın ayrılık çilesi bitmedi ki hiç.. Örneğin, hepimizin ortak yaşadığından biri; Anne baba evinden ayrılmak..
Böylece, sayılamayacak kadar çok anıyı, huzuru, hayatımızda bir daha asla bulamayacağımız mutluluğ bıraktık., büyüyünce çıktığmıız baba ocaklarında.
Tadının, damağımızda kaldığı günlerimizden ayrıldık.. Sokak oyunlarımız bitti.. Akşam ezanına dek, koşturduğumuz sokaklardan ayrıldık..
Aynı tastan çorba, aynı şişeden gazoz, dilim ekmek üzeri sürülmüş salçayı, birlikte tükettiğimiz, bir yudum ısırık da sen al dediklerimizden ayrıldık..
Rüyalar da görmez olduk, huzurluca derin uykularımız da bitti. Onlardan da ayrıldık.
Düşünün şimdi: başımızı yastığa koyar koymaz uyuduğumuz uykularımız da yok artık..Daha ne olsun ki..!!!
Kısacası azizim; biz hepimiz gençliğimizden de olduk, o’ndan da ayrıldık..
Sınav, sadece matematik, coğrafya, edebiyat ve Türkçe başta, diğerleri ile kalmadı ki, ne verilmez sınavlarımız oldu şu hayatta. ,
Herbirimizi öyle verilmez, zor sınavlardan geçirdi ki… Birer birer en sevdiklerimizden ayrıldık. Na ana kaldı, ne de baba.. Hatta, kardeş, hatta eş.. En kötüsü de; bir de evlatlarını toprağa verenler
Bir daha hiç görmemek üzere, öyle çok ayrılık yani…...
Ağzı, dili, sözü olmayan ama biz yaşadıkça yakamızı asla bırakmayacağın adı: AYRILIK oldu vesselam..
Gel de dinleme şimdi sessiz gemiyi, üstelik sessizce.. Sessizce akıtma göz yaşlarını içine içine..
Hümeyra’nın sesinden Sessiz Gemi.. Bir de yetmez miş gibi üzerine; Martıların acı çığlığı….
Ortak şarkımızın ortak mesajı; “Artık demir almak günü gelmişse zamandan, Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan…!”