BU DİYECEĞİM, SANA ÖZEL AĞUSTOS; HOŞ GELDİN..
Kıranca ve Ağustos böceğinin hikayesi düşer hep aklıma, bu ay geldiğinde.. carsır böceği dediğimiz o böcek, fıtratında var, ötecek.
Keyiften değil aslında cırlaması, onun cırlar iken geçirdiği o süre üzerinden bir hesaplama yapıldığında, havanın sıcakığı çıkıyormuş ortaya.
Vay ardakaş, Rabbim boşa yaratmamış Cırcır böceğini de..!
Ağustos' un gündüzü gibi, geceleri de pek sıcak geçiyor.. Sıcaklığın arttığını da cır cır öten o böcek dahi bir beyan ediyor..
Peki ya, Ağustos kime ne anımsatıyor..?
Yaz ayı deyip geçmemek gerek, kışa yaklangışın duyurucusu aynı zamanda bu sıcak ay..
Yazın da öfff kışın da öff durumundayız ya, bence iyi düşünmeliyiz.. yaz yazlığını, kış kışlığını yapacak arkadaş.
Bir çoğumuz; Yılın en sıcak ayı diyerek bir de ekler; "eyvah yanacak ortalık"
Ağustos ayında değil aslında yanan o ortalık.. Çanakkale' de Eylül ve sonuna doğru.. ORMANA ATEŞİN DÜŞTÜĞÜ GÜNLER. ORTALIK EVET YANIYOR..
ORMANA ATEŞ DÜŞÜNCE, TÜM ORMAN CANLILARI DA CANINDAN OLUYOR.
Ağustos, tatil ayı aynı zamanda. Çoğu çalışan, Ağustosa planlar günler sürecek dinlenme amaçlı tatilini.
Peki ya, öyle mi olur sahi...! Oflaya püfleye bir aydır Ağustos.. Gündüzü de sıcak, gecesi de.. tatil bunun neresinde. Şahsen Ben Eylül'ü severim.. Ilımandır geçen son iki ay öncesine göre. Bunaltmaz adamı Eylül, Ağustos' a göre.
Ağustos' a hoş geldin dememin nedeni, aslında tam du bu.. Eylül' ün habercisi çünkü insanı oldukça bunaltan bu Ağustos..!!!
Temmuz un hakkını da yememek gerek aslında. Temmuz sıcakları, toprakta kalan ısısı ve deniz suyunun en sıcak olduğu yedinci ayın sonbahara evrildiği köprü olan Ağustos' un öncüsüdür çünkü Temmuz. Temmuz geldi ise, Ağustos' ta gelecektir yani.. Yakındır, hem çok yakın..
Bilindik bir söz vardır, Ağustos için edilen; Dünyanın döngüsü....
Sahi, böyle midir Ağustos..!
Cennet ülkem, Türkiyemin, içindeki coğrafyamızda, eskiler ne derler di bilir siminiz?
“Harman ayı”... Çünkü; Ağustos' da biçilir imiş eskiden buğday ve arpa...
Hatta,'Lobut ayı diye anılır imiş Ağustos.,.
Haylice geçmişe dönelim birazcık.. Tarihçesi Roma'ya dayanacak şekilde, hayligeçmişe..
Gregoryen Takvimine göre, Ağustos ismini, Roma'nın ilk İmparator'u Augustu'tan almış.
İmparator adı yahu Ağustos.. Nasıl dönemsenmesin ki.. deği mi..!
Bu arada; Mart ayı ile başlayan Roma takviminde altıncı sırada yer alan ve adı “Sextilis” olan Ağustos, Şubattan bir gün çalıp, Cleopatra'nın öldüğü zamana denk getirilmiş ve böylece Julius Caesar'ın ayı olarak bilinen Temmuzun ardına geçmiş...
Ağustos tarihte bilir kişiler tarafından “Dünyanın döngüsü” olarak sorumluluğuna uygun ağır bir cümleyle tanımlanmamış bence de..
Bir düşünürün de dediğii gibi. Kolay iş mi, yazın izlerini sileceksin, kışın gelişini hissettiren güz kokusunu alıp doğaya serpecekcin.. Zor yahu bu Ağustos'un işi..
Derler ya, 15'i yaz, 15'i kış.. İki arada bir derede bir aysın, senin işin hayli zor.. İEyşte bir de bundandır, sana hoşgeldin dememin bir diğer nedeni.
Senin için; olgun ve anaç bir aydır denilse de ayrıca, Ağustos bilesin ki sen; antik kuntiklerin inandığı o Rüzgar Tanrıları'ndan söz edilerek, ' son nefesine kadar üflese de sıcaklar alev alev üstümüze gelir ilk günler' dediğimiz bir aysın..
Seninle gelen di ayrıca şu; “Eyyam-ı Bahur”
Sıcaksın esintin ile. Ağustos'un kendine özgü alev alev esen fırtınaları vardır ki, aslında lodos tur asıl olan..
Biliriz ki; sende Hurma zamanı fırtınası kopar. Dünkü güçlü esinti, tam da bu idi..
Geçen 5 Ağustos'ta, arılar bal tutmaya başladı mesela..
Kışın en çok sevdiğimiz, döşek ve yorgan için gerekli pamuklar da, senin 12' ni günün geldiğinde toplanmaya başlar ufaktan ufaktan Ege'de Ağustos pamuk toplama zamanı dememiş boşa eskiler..
Hele ki; , meşhur yemişler zamanı.. O da seninledir.
Benim en sevdiğim, Memleketimin Havuzlar İncirinin de zamanı seninle başlar.. Bir de bundan dolayıdır sana hoş geldin deyişim…
Son günlerindeki,esintin kışı hatırlatır.. Özleyenlerdenim şahsen kış’I ben..
İnsan üşüyor ise, çözer problemi giyenerek.. yaz öyle mi ya…! Olsun sen yine de hoş geldin ağustos…