Eminim ki, birileri 'başka işin gücün yok mu..?' diye çıkışacak bana.. Belki de haklılar.. Bu aralar, iş edindim kendime.. Sessiz kulların çektiklerini.
Hava sıcak.. Sıcaktan asflat ısınmış, parke taşlar da da aynı durum..
Yakıyor yaz güneşi. Isıtmadığı yok ki..
Kumsal da aynı. beton da..!!!
Sokakta gördüğümüz manzara genelde aynı... Sabah, öğle ve akşam üzeri... Cins köpekler, boyularında tasma.. Sahiplenenlen ellerindeki zincir ile, gezintilerde can dostları ile..
"Peki ya, bunda ne var..?" şeklindeki soruyu işitir gibi kulaklarım..
Vereceğim bir yanıt var elbet.. Birazcık hayal ürünü gibi olsa da diyeceklerim, düşününce hayli mantıklı olacak bence kaleme alacaklarım.
Sessiz kulların yaşadığı ızdırabı gözlemliyorum zaman zaman... Kiminin susuzluktan, kimi sıcaktan per perişan halinden bahsediyorum..
Bir de bu sıcakta, gezintiye çıkarılanlar var.. Asfalt üzerinde yünüyüşler, kumsalda gezintiler... Ev yolunda, beton ya da parke taşlarda koşar adım durumlar.
Kulak veelim mi şimdi, hayali seslere..! Verelim doyenlere glesin o azman bu ifadeler...
Hayali sesleniş konusu şöyle başlıyor; "Yazın köpeğiyle yürüyenlere önemli bir hatırlatma"
Ve can dostun dedikleri kısaca; "Sevgili anne ve baba.. Bırak evde kalayım.
Senin yanında yürümek ve koşmak için hava çok sıcak. Ama sadık bir köpek olduğum için çoğu zaman sınırlarımı aşıyorum. Bu yüzden, gerekirse itiraz etmeden senin yanında yürüyor, koşuyor ya da patilerim yansa bile yanında duruyorum.
Bir an sana bakıyorum ama anlamıyorsun.
Çünkü 5 dakikadan biraz fazla bir süre sonra serin su birikintisine geçeceğiz diye düşünüyorsun, değil mi?
Ama o kısacık 5 dakika benim için ölümcül olabilir. Çünkü patilerimden terliyorum ve bu sıcakta terden bir türlü kurtulamıyorum.
Bütün vücudum kaynıyor, ama devam ediyorum...
Sonunda asfalta çıkıyorum. Sıcakta ve güneşte. Dilim ağzımda sarkarken gözlerim güneşte parlıyor.
Patilerim yanıyor, dilim kuru ve başım vücudumun bir türlü kurtulamadığı sıcaklıkta zonkluyor.
Bunun yerine, gölgede bir yerde, büyük bir kase soğuk su ile güneşin tadını çıkarabileceğim şekilde evde kalmama izin verin.
Ve hepsinden iyisi, varsa gölgeli çimenli serin bir alanda olalım."
Patili dostalrın bu sözleri ettiğinden eminim.. Konuşabilirseler, belki daha acıklı ifadeler ile aktaracaklar yaşadıklarını.. Kim bilir..
Kendimiz mesela.. Kumsaldayız.. Az önce serinlemek için girdiğimiz denize, yeniden yöneldiğimiz o sıcakta, terlik yoksa ayağmızıda, güneşten yanıp tutuşan kumlara. sahil bandındaki taş benzeri cisimlere basarken nasıl da sakınırız.. 'Ufff çok sıcak..' durumu karşısında, adımlarımız daha da bir hızlanır.. Öyle değil mi..
Biz böyle iken, yani yalın ayak.. can dostları düşünün bir de.. biraz olsun olur mu..!
Kısacası azizim, biz serinlemek amacı ile sahil bandında, çıplak ayakla yürüyemiyorsak; hiç laf söyletmediğimiz can dostumuza aynı eziyeti neden yaşatalım..
Bu arada, sıcak günlerde de araçlarımızın altında serilemek için gölgeyi tercih edenleri de unatmamak gerek..
Kış aylarında, yağıştan ve hatta motor ısısından faydalanmak için, ısınmak niyeti ile araç altlarını meksen tutan.. misal kediler..
Yaz aylarında da gölgeden istifade için araçlarımızı kurtarıcı olarak görüyor, sıcaktan okrunmak adına araç altlarına sığınıyorlar. Knotrool etmeden, kim var ki yok araç altında, hareket etmemek gerek.. Kalın sağlıcakla..