ADI DEPREM... TARIH 17 AĞUSTOS, YÜZYILIN FELAKETİ OLDU TÜRKİYE'DE..

Mesleki büyüğümün kaleminden o gece ve ardından..
Aynı çatı altında gazeteciyizdik Mustafa Bağdiken ağabeyimle... Dönemin efsane habe ajansı, (hha)  yani, Hürriyet Haber Ajansı.. 
Ve o gece ile, sonrasını anlatan isim, meslektaşım Bağdiken.. Alah uzun ömürler versin ona..
Uyarısı netti Bağdiken' in.. diyordu ki; (Sinir sisteminiz sağlam değilse bu yazıyı okumayın..)
Ve başlıyordu o tarifsiz acıya yol açan depremin yaşanıdğı geceden söz etmeye;
" 17 AĞUSTOS 1999'DA, BİR SALI SABAHIYDI..
Bundan 23 yıl önce 17 Ağustos 1999..  Pazartesi'yi Salı'ya bağlayan gece..
Saat 03.02.  Önce bir uğultu.
Sonra İzmit Körfezi'nden sanki dışarı çıkmaya çabalayan kızgın magmanın baskısıyla oluşan bir kızıllık.
Ardından kızılca kıyamet. İskambil kağıdı gibi devrilen, çöken koca binalar.
Bir bir tanık olduğum Feryatlar. Çığlıklar. İmdat sesleri. Çaresizlikler.. Ve enkaz boşluğundan gözünün içe baka baka can verenler..
Ben hala bu rakama inanmıyorum ama, resmi kayıtlara göre yaklaşık 18 bin can kaybı."
X             X                X    
Allah bir daha göstermesin..
Can kaybından söz eder iken biliyorum ki,  gözleri yine doldu mesleki büyüğümün.. tememnnisi vardı elbet.. Dyordu ki;
"Allah bir daha göstermesin diyorum ama, İstanbul'dan başlayıp İzmit Körfezini takiben Ankara'ya doğru uzanan, yaklaşık 25-30 yılda bir yıkıcı şiddetli deprem üreten tehlikeli bir fay hattının üzerindeyiz. "
Vurgu böylesi netti.. Deprem coğrafyası Türkiye' deki durumdan söz ediordu kısacası..
Meleki büyüğümün, (Sinir sisteminiz sağlam değilse bu yazıyı okumayın..) uyarısı yaparak kaleme aldıkları, o geceyi anlatır ifdaleri, sosyal medya hesabından geldi dün..
Altını çizidği bir de şu sözleri vardı; "Karıştırın geçmiş tarihleri, 40’lar, 60’lar ve 99..
Peki yenisine hazırlıklı mıyız?  Tabi ki hayır..
Çünkü, daha o depremde ağır hasar alan binaları bile yıktırmayı beceremedik." der iken, gözlemlerine dayandırıyordu öncelikle bu vaziyeti..
Neyse,  Çanakkale'de de kentse dönüşüm bekleyen binlercçe insanımız var.. Pek güvensiz apartmanların yıkılıp, yerine hayat sunacak yapılarda gün geçirmeyi hayal ediyorlar uzunca süredir.
X                            X                           X
GÖLCÜK ÖRNEĞİ...
Çanakkale'den biraz daha bahsedeceğim lakin, nafile, ne desek boş..
Gölcüğe döneşim ben.. Mesleki büyüğümün, sosyal medya hesabından  altını çizdiklerinden sözedeyim biraz daha.
Şöyle geliyordu çağrısı; "Gidin depremin merkez üssü Gölcük ilçesine.. Bir fiskeyle yıkılacak gibi duran o deprem hasarlı binalar hala orada..
İzmit’te, diğer ilçelerde yok mu?..
Ohooo, bazı ağır hasarlıları işini bilenler resmi kayıtlardan bile sildirip yeni yapılmış göstermişler Az kalsın unutuyordum.
3 kat sınırı işi ne oldu?
Bahçe katı, teras katı, abidik gubidik müthiş buluşlarla 3 kat yerine oluverdi yine 6-7 kat..
Bir de denizi doldurmaya devam..
17 Ağustos'ta gördük işte.
Kendisinden çalınanı geri aldı.. Gölcük'te, Değirmendere'de denizin 30 metre altında çarşı var, otel var, kocaman yol, gazinolar var. Ağaçlar, apartmanlar var."
Yer yarılıp, içine yuttuklarından söz ediyordu özetle Bağdiken.. Hatırlayın, deprem arıdndan TV haberelirine yansıyan görnütelir.. Gaetelerde yer alan çarşaf çarşaf fotoğrafları..
Kendinden alınanı, denizin geriye nasıl alıdğını anlatır o kareler, halen aklımda.
X                                     X                                 X
İŞTE ASIL GERÇEK.. 
Geçende bir vesile ile yine yazmıştım; hep altını çizdiğim o sözlerden bahsetmiştim yine.,.
Mesleki büyüğüm de,konuyu oraya getirmiş bahsetitim paylaşımında.. ne de olsa, aklın yolu bir.
Bağdiken; -Rahmetli “Deprem Dede” Prof. Ahmet Mete Işıkara geldi aklıma.
“Deprem öldürmez, bina öldürür” demişti..
Depremde de, daha yeni yaşadığımız sel felaketlerinde de öyle oldu." der iken, sağlam yapıların, nasıl da hayat kurtaran yaşam alanları olduğunu özetliyordu tek kelime ile..
Dualarımız, bizi felaketlerden koru rabbim diye ediliyüor.. Bu gün,  o gece yitirdiklerimizin ruhlarına armağan edelim okuyacağımız fatihaları..
Kabirleri nurlarla dolsun, mekanları cennet olsun.. Amin...