Tüyo derken, aklınıza 6’lı da tek geçilecek isim verilmesi gelmesin. Bence bu tüyo, iktidar olmak için siyaset yapan tüm politikacılara gelmiş. Bence diyorum yanlış anlaşılmasın.
Tüyo diyorum çünkü, 15 Yıllık İktidarın bir kurmayından geldi o anlatım.
Diyordu ki;
“Milletle Yol Yürümeyen, İktidar Olamayacak…”
Şimdi aklıma bir başka deyişle bu sözün nasıl değişebileceği de gelmedi değil.
“Milletle yol yürüyemeyen, iktidar olamayacak”
Bakın anlam, aslında sonuçta aynı da, yürümeyen, yürüyemeyen olunca saptama, anlam kargaşası başlattı bile.
Neyse ben, kafa karıştırmadan devam edeyim.
Yani; milletle kol kola değil isen, birlikte yürümüyorsan, ‘iktidar hayal’ demeye getirmiş sayın vekil.
İktidar kurmayı diyerek bahsettiğim Milletvekili ve Partisinin gurup başkanvekili Av. Bülent Turan.
Sayın vekilin bu değerlendirmesi ardından; ‘Durduk yere, muhaliflere insan neden tüyo verir?’ şeklinde bir soru da gelmedi değil aklıma.
Müsait bin anda sayın vekile bunun nedenini mutlaka soracağım kesin. Elbet vardır bir yanıt.
Döneyim bu anlatım nerede olmuşa. Sayın vekil referandum çalışmalarına Çanakkale’de devam ederken, kentte yaşayan işadamı Kutluay İnşaat’ın sahibi Şeref Kutluay tarafından düzenlenen kahvaltı da, Şehitler coğrafyası Çanakkale’de yaşayan Ağrılılarla bir araya geldiğinde konuşmuş.
Günlerdir sahada sürdürdüğü propaganda çalışmaları sırasında, pek de dile getirmediği bir konudan bahsetmiş sayın vekil.
Muhalefet partilerine, nasıl iktidar olunacağını, bunun için ne yapılması gerektiğini anlatmış adeta.
Bu yönüyle de bence, ‘İktidar için olmazsa olmazlar’ diyerek, siyaseti not almasını istemiş sözler etmiş sayın vekil.
Şimdi ben fazla yoruma kaçmadan, sayın vekil Turan’ ın, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi hakkında sahada yaptığı açıklamalardan farklı sözlerine bakalım.
Sayın vekil Av. Turan, “Milletin söz sahibi olduğu bir sisteme geçiyoruz” deyip eklerken;
“Bu ülkede milletin üstünde karar yoktur” diyerek de aslında bir habere başlık olacak o okkalı sözü etmiş.
Sonrasında da, bir güzel politika dersine girmiş sayın vekil. Tabi bu düşünce, benim okuduklarım karşısında ettiğim sözden kaynaklı.
Sanmayın ki, bu gerçekten bir politika dersi. Ben böyle değerlendirdim, edilen sözler üzerine, verilmek istenilen mesajı.
Şimdi neden böyle düşünmeme yol açan açıklamalara bir göz gezdirelim.
Sayın vekil demiş ki; “Biz 15 yıldır millet ile yol yürüyen bir partiyiz.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi AK Parti’den sonra da millet söz sahibi olmaya devam etsin diye ortaya çıkan bir sistemdir.
Muhalefetin itirazları da bundan dolayıdır. Hiçbir zaman milletle işleri olmadı.
Ya baskıyla oy istediler, ya da kasetle koltuğa oturdular.
Yeni sistemle beraber milletle yol yürümeyen iktidar olamayacak.
Milletten %50 oy alırsan iktidar olursun. Bunu da ancak Menderes, Özal, Recep Tayyip Erdoğan gibiler alır”
Örneklemelerle bir lider profili de çizmiş kendileri. Aslına bakar isek, sokakta bir çok insanımızın hep dile getirdiği bir anlatım da, tam da bu…
Neyse, döneyim açıklamaya. Şöyle demiş sayın vekil Av. Turan;
“Artık Devletin milletinden, Milletin devletine geçiyoruz.”
Bu son söz üzerine, biraz açayım desek, sayfalar yetersiz kalır. Birkaç Tirabayt diskler bile yetmez yazılanları depolamaya.
Hele hele bir politikacıdan dinler isek bu konu üzerine değerlendirmeleri, aç susuz kalır, kilo bile vermeye başlayabiliriz.
Üzerine, ‘O’ kadar çok konuşturacak bir çıkış olmuş bu…
Söz hayli ağır. Okkalı bir anlatım. Valla hayrete düştüm. Okuduktan sonra, yalan yok; birkaç dakika düşüncelere gark oldum.
Şimdi ben düşüncelerimi aktarmaya çalışacağım fakat, bu değerlendirme bence siyasetten gelmeli.
Bakalım bir isim çıkıp da, bu konu üzerine bir söz edecek mi?
Bence tam zamanı….
Söze hakikaten ağır basmış. Bakın hele;
“Artık Devletin milletinden, Milletin devletine geçiyoruz…”
X X X
Hepimiz için bir çağrı;
Balık yememiz şart. Omega 3 için…. Kim için, hepimiz için. Hepimize gerek Omega 3
İyi de, küçücük küçücük omega 3 kaynaklarını yok eder isek ne yeriz?
Bu sorunun yanıtını duyar gibiyim. Lakin, duymamazlıktan geldim…
Son yıllarda, Hep sosyalden gördüklerimiz üzerine bir takım davranışlar içine giriyoruz ya. Ya beslenme ya giyinme ya da, bil mem ne moda şeyler.
Çılgınca paylaşımlarla, bir sözü modalaştırıyoruz ya. Ya da bir markayı, görünür hale getiriyoruz ya.
Bu bahsedeceğim, hepimiz için önem arz eden bir durum. El birliği yapıp, bu konuda titizlikle çalışmalıyız bence.
Bir balıkçı arkadaşın, çağrısına kulak verelim istedim.
Ekinde görseli de bulunan bu çağrıda, Diyorlar ki kendileri;
“Değerli gırgırcı arkadaşlar. Bu balık uskumru yavrusu ve çok bol miktarda üretmiştir....
Lambalara çok geliyor. Kırmayalım, kırdırmayalım.
Elbirliği ile koruyalım. Balığın bir ucu Foça’ da, bir ucu Çanakkale boğazına girdi.
Bütün balıklar havyar atıyor ve bir kısmı attı...
Kuzey Ege komple balık yavrusu.
Bu av yasağı döneminde, hep beraber olup yasakları 1 Nisan 15 Ağustos veya15 Mart 1 Ağustos olması için toplanalım, güç birliği yapalım”
Bu çağrı ve el biriliği davetine bence katkı sunmanın tam vakti.
Yoksa ithal uskumru yemeye, devam Millet…