Tarih kitapları olmasa, bi haber olacağız onlarca, yüzlerce, binlerce yıl öncesinden...
Kitap iyi şey kadeşim.. Hele ki, tarihten söz ediyor ise sayfaya geçenler, kitap daha da güzel bi şey..
Sordu bir bilen; "Sakarya' yı bilir misin?"
"Bilirim..." dedim ben de.. "Bilmem mi..!, Paşa' nın Atı'nın adı..."
Soru tuzak diye düşündüğümden, böyle vermiştim yanıtı, fakat; soruda değılimiş aslında beklediğim o tuzak..
Kafiyeli bir söz ettim yine.. Ara ara oluyor bende böyle...
Şairimsi lfadeler kendiliğinden çıkıyor dilimden.. Huyumdan mı , suyumdan mı..! Kim bilir..
Konu şu efendiler.. "EĞRİ BIÇAKLA SÜNGÜ HÜCUMU...!!!"
Yer Sakarya.. Ve orada yaşanmışların, anıların, kitaplara yansıması..
Bir bilen, başladı anlatmaya; "Atatürk, özel bir sohbette Sakarya Meydan Savaşı 'nda ki bir anısını şöyle anlatmış:
'Fevzi Paşa siperden sipere koşuyordu.
Askerleri cesaretlendiriyor, önlemlerin eksiğini tamamlıyor, sonra da sipere diz çöküp Kuran okuyor.
Allah' tan medet ve yardım diliyordu.
Bu heyecanlı, kanlı savaş sırasında tatsız bir gelişme oldu.
Cephemizde gedik açan düşmanın, bu gediği genişlettiğini ve ilerlemekte olduğunu bildirdiler.
Derhal ihtiyat kuvvetlerimizden yeterince yardım gönderilmesini ve süngü hücumuyla, düşmanın eski mevzilerine atılması emrini verdim. '
Fakat aldığım cevapta ;'-İhtiyatta kuvvetimiz kalmadı.
Hepsi savaşta, yalnız Giresunlu Osman Ağa 'nın askerleri vardır' denildi.
Tekrar emir vererek; 'Kim olursa olsun, süngü hücumu yapılacaktır!',dedim.
Aldığım cevap ; 'Bunların süngüsü yoktur' oldu.
Bir an düşündüm, gediği kapatmak gerekiyordu.
Evet, Osman Ağa' nın askeri, milli kıyafetleriyle Sakarya savaşına katılmıştı.
Gerçekten süngüleri yoktu. Hemen aklıma onların bellerindeki eğri bıçakları geldi.
'BELDE VAR İSE EĞRİ BIÇAK, DÜŞMAN DÜŞÜNSÜN GAYRİ' durumu olmuş o an.. Bir belen'ni anlatımı karşısında, böyle bir yorum getirdim.. Güldü tabi bir bilen..
Ve sonrasını, kitaplarda yer bulan o anıyı tamamladı
Paşa, şöyle anlatmış anısını dedi ve ekledi;
"Son verdiğim emirde; 'Osman Ağa 'nın askerleri bellerindeki eğri bıçaklarıyla düşmanın üzerine atılacaklar ve eski mevzilerine kadar kovalayacaklar' dedim.
Eğri bıçaklarıyla düşmana saldıran bu kahramanlar, Yunanlıları eski mevzilerine kadar geri attılar fakat yüzde altmış da zayiat verdiler. "
Kolay değil idi Vatan savunması.. Aklıma hemen, 'Conkbayır' geldi..
Tarihe geçen o emri, Paşa'nın: "Size Taarruzu değil, Ölmeyi emrediyorum.."
Öldüler Vatan uğruna.. gözlerini kırpmadan öldüler.. Ölü değildi onlar artık, onlar hep yaşayacak Şehitler oldular..
Sakarya'da geçen anıların kaynağını sordum bir bilen' e..
Sanki google' amcaya sormuşum gibi tak diye verdi yanıtı;
"Kaynak : 1 - Aksel Keskin, Atam Sensin, sayfa 141,142 ile, 2 - Damar Arıkoğlu, Hatıralarım, Sayfa258-260" diye..
Eğri de olsa belde ki bıçak, Vatan uğruna çarpan yüreklerin elinde, hepsi olmuş birer kılıç..
Süngü olsa ne, olmasa ne..
Belinde çivi dahi taşısa er Mehmet, o çivi bir anda dönüşüverir, Vatan Millet uğrunda, bir efsane mızrağa...!!!