Peki ya, şimdilerde..? Örf adet anane...! Bitti mi, unuttuk mu? Aklımıza gelenler ile, avunur gidiyoruz kısacası... Bizim lezzetimiz deyip, Cacık için de türlü söylemlerimiz var..
Oysa ki, tadı kapan, karşı denizi çoktan geçmiş..
Misal vereyim mi..? Komşu Yunanistan, pekçok lezzetin aslında kendisine ait olduğunu, örfünde adetinde bulunduğunu, mutfaflarında icat edildiğini ısrarla savunuyor.. İmam bayıdı, Karnıyarık ve dahası.
Birçok lezzeti içinde barındıran yemek suyu, san ki imamın abdest suyu.. Belkmi de, imam bayıldı' ya sahip çıkmalarının da nedeni budur ya, hadi neyse.. İmam, sözde sahip çıkılan lezzeti yer iken bayılmış olmalı ki, komşu zaman zaman, sahipleniyor ısrarla onca lezzetimizi, kendince gündem yaratıyor..
Adı dillere destan, tadı ise damakta yıllar geçmiş olsa da kalan, yüzlercçe lezzetlerimiz var.. Saray kültürü kardeşim..Padişahların ağzına layık olacak ki, saray mutfağında pişsin..
Lüfür mesela.. denizin padişahı bu balık, elbet padişahın da sofrasnda daim olmalı.. Mevsimine göre tabii. Her mevsim yenmez ki Lüfer..
Tat önemli.,. Lezzet zaten o tat' tadır.. Baklava misal.. Osmanlı saraf mutfağının bir numarası.
Alayı bile var Baklava'nın.. 'Baklavca Alayı..'
'Yok artık..' mı dedi şimdi biri..! Bence, edindiğim ve size aktaracağım bu bilglieri dikkatlice okuyunuz.. ar elbet.. Olmaz mı hiç.. Baklava Alayı..
Üstelik kültürümüzün içinde.. Çok eskiye dayanıyor Baklava Alayı...
Tacrihten söz edecek olursak; Osmanlı'da baklava, aşçılık marifetinin ölçüsü sayıldığından, aşçıya puan verdirten başlıca neden sayılmış..
Adı kıymetli bu tatlıyı yapan, hangi lezzeti kıvamında sunmaz ki sofraya..Çok kıymetli bir tatlı ve halen öyle sayılan bir lezzet Baklava..
Bu nedeledir ki;Devlet-i Aliyye'de , Sarayda ustalık imtihanında yaptırılan yemeklerden biri sayıldı ve onu yapan usta sayıldı..
Baklava üzerine kaleme alınmış bir araştırma metninde okumuştum sanıım bahsedeceğim şu satırları.."Bu tatlı, ince bir zevk ve zenginlik sembolüdür"
Vallahi de öyle, billahi de öyle.. halen de öyle..
Şeker kaç para, un kaçpara, baklavanın içeriğinde yer bulacak, misal; ceviz kaç para.. Hele ki tereyağ..!
Cebinde yok sa nakit, nasıl bu önemli malzemeleri sıralayıp satın alacan da, baklava hamuru açacan..
Önemli tat olunca baklaca; alayı da kurulmuş o zaman da.,.
Ne zaman mı..? 17 .yy sonlarında..
Adı; ' Baklava Alayı' Ve bu alayı oluşturma, bir adet halini almış.. Kültürüüzün bir parçası olmuş Baklava Alayı..
Bu alay; Her ramazan ayının ortasında Yeniçeri Ocağına taşınan bu lezzeti doyumsuz tatlılar yüzünden oluşmuş.. Verdiği mesaj: Yeniçeriye en büyük iltifat sayılmış..
Yeniçeri de, her 10 askere 1 baklava tepsisi teslim edilir ve her bölüğün amiri önde, askerleri arkada, kışlalarına baklava tepsilerini taşırlarmış..
Adı : Baklava alayı.. Adet olmuş yşeniçeri'de.. Bu lezzetli adet, Yeniçeri Ocaginin lagvedilmesiyle unutulup gitmiş.. Koca Baklacva alayının adı, baklavanın tadı gibi sadece dilde kalmış.
Keşke, güümüzde her ramazan ayı, sokaklarda tepsi tepsi oluşsa Baklava Alayı..
Fakir fukara, Osmanlıdan günümüze bu lezzeti, doya doya tat' sa.. Nasıl fikir amma..!!!
Bu alayın, resmedildiği minyatürlere rastladım geçende.. Ne de hoş anlatılmış bu lezzetli adet.. Keşke, unutulmuş tüm adetlerimize yeniden kavuşsak.