İnsan olmak öncelik, vatandaş olmak sonralık !?..
Vatandaş Hayrettin olmak, farklılık ki ne farklılık !?..
Alıştık rahat yaşamaya ve yaşatmaya, sade vatandaşın çilesini unuttuk.
Türkiye’de Çanakkale’de vatandaş ol da gör, empati yap da vatandaşa sempatiyle bak, KKTC’de vatandaş olmak, dışardan gelenler için ayrıcalık sayılır, herkes KKTC nüfusuna kayıtlı sanır, size hemen hayırlı olsun, ne zaman, nasıl aldın diye sorgular, durur...
Halbuki, Vatandaş Hayrettin olmak;
arabasız olmak, imkanları darlaştırmak, günde 8 ile 12 bin adım atarak, yürümek, o gün tüm işlerini 4 ile 6 km yürüyerek çözmektir...!
Vatandaş arabasız, evsiz, yersiz ve gariban...
KKTC’deki gibi mersedesi yok, BİEMVİ (BMC) si yok !?...
Türkiye’de Anadol, Şahin, Doğan, Serçe’yle tanışanlar; bir türlü Mercedes-BİEMVİ ile tanışamadılar... AB’ye ulaşamadılar…
Onun arabası var diyenler, onun arabasını sokakta görüyor, o da yakıt pahalılığından mı, havasından mı bisiklete biniyor, caddelerde ESNAFIN otopark yerlerini işgalinden, kamu yolları otoparklardan geçilmiyor…
Çanakkale hayır pilavında usta, vatandaş bedava yemede!?..
KKTC’de tuzu kurular, Çanakkale-Ankara ve İstanbul’da tuzu yaş, cebi boş, kendileri BİHOŞ, idealojisini kaybedenler LİBOŞ tipler olunca, vatandaş Hayrettin gözlüyor, yazmak için malzeme, konuşmak için sorun arayalım derken, pandemi tacirleri vatandaşı da Vatandaş Hayrettin’i de SOYUYOR, Hayrettin de yöneticilere soruyor, KIBHAS neden uçakların geliş saatine uymuyor ?!..
KKTC’de bir TAXİ-ciler var ki J) TAKSİ-ci mi, TAK- Sevici mi ?!, bilinmiyor…
Saat 24’ten sonra KIBHAS (TR’deki Havas gibi) yok olunca ortadan ERCAN’da taksimetreli mi-değil mi uçaktan inip de evine gitmek için sağa-sola bakınırken 750 -1.500TL. miktarlarla, yolda kalanlara fiyat biçiyor. Sonra da öğrencilerin, KKTC’ye gelenlerin ceplerine DARI ekiliyor… Yeniden Türkiye-KKTC’ye uçak fiyatıyla derin bir iç çekiliyor…
Yöneticilerimiz uyuyor mu EVET, saat 24.00 olmuş…J)
Böylece Vatandaş Hayrettin, sade vatandaşın, vatan-dışı nasıl edildiğini görüyor, arabası olanların nasıl bireysel, olmayanların toplu taşıması olmayan KKTC’de nasıl kitlesel yaşadıklarını görüyor, AHHHH ulan be diye diye içten içten SEVİYOR.))!?..
Vatandaş Hayrettin’e kafede oturan yolculardan biri ağabey ikimiz ortak araba tutalım, diyor; ortak taksi pazarlığına giderken, o yolcunun eski taksici olduğu, diğer Tak Sevicilerle merhabalaşmasından sonra ortaya çıkıyor, ama gerçek yardımsever olan Bulgaristanlı taksici Abdullah’ın o arada arabası geliyor, Vatandaş Hayrettin, bu duyarlı eski taksi şoförünün (yeni işi turizm olmuş) özel arabasıyla evine kadar getiriliyor, böylece olumsuzlukların içinden bir ZARAFET örneği doğuyor…
Saat 03.00’te Ercan’dan, Vatandaş Hayrettin içi buruk ayrılıyor, geride kalanlar, ceplerine bakıyor, elleri boş, gözleri donuk, ağızları Tak-Sevicilere SÖYLEMLİ bekliyorlar, sabahı ve HASI olmayan KIBHAS’ı !...
Seçim ayları, vatandaşın oyunu alma, aldıktan sonra vatanı ayırıp DAŞ yapma, oyun oynama, kendi işini bilme, başkalarına Allah versin, kendilerine geçim dilimi, bolluğu, vatanlı adama da -daş-deş-li hikâyeler…
Herkes mi duyarsız, elbette değil, insan olmanın öncelliği, vatandaş olmanın sonralığının önüne geçiyor…
Vatandaş Hayrettin diyor ki; “para sizi şımartmasın, PARA sizin İTİNİZ olup arkanızdan gelsin (Urfa halk söylemi),” sizler insan olduğunuzu unutmadan İT sıfatı alan PARAYI önünüze geçirmeyin, Vatandaşı, PARA uğruna vatan – dışı yapmayın !?...
TAK-SEVİCİLERE de yeri gelince TAK tokat atmasını bilmeniz dileğiyle,
Girne’den SEVGİLER…
Yok aslında birbirimizden farkımız
Biz Türkiye'nin gariban vatandaşlarıyız.
Bazı insanların ahlâkdızlık,açgözlülük genleride olunca mesleği ne olursa olsun fark etmiyor.Ha taksici,bürokrat bankacı ha her düzeyde yõnetici ! İnsanlık çürümüş ağır kokusu her ülkeden yayılıyor.Maske takmak da artık fayda etmiyor.