Şimdi başlık atsam, ‘Geç kaldılar da, neyse…’ derdim. Öyle de diyeyim bari.
X-RAY
-----------------
Bir Okkalı Çıkış İktidardan, bir diğeri ise MHP kurmayından…
Şimdi başlık atsam, ‘Geç kaldılar da, neyse…’ derdim. Öyle de diyeyim bari.
AK Parti Grup başkanvekili ve Çanakkale Milletvekili Av. Bülent Turan’ ın üzerine bir dizi söylem gerçekleştirenlere, referandum sonuçlarında vekil Turan’ı hedef gösteren haberlerin kaleme alınmasına aracılık ettiği iddia edilenlere, geçtiğimiz günlerde sert sözlerle yanıt verenler olmuştu.
Üstelik de, ANAP ve DYP’ nin eski kurtlarından gelmişti o karşı çıkış. İsimler vermiştim hatırlanacak olursa. Mesela Kasap lakaplı Erdoğan Değirmenci ve yine eski partilisi Naim Orhan Demiştim.
Onlar ve beraberinde DYP’den ve MHP’ den birçok isim, referandum sürecinde AK parti Çankakale teşkilatlarından da önce sahaya inerek, iktidarın evet çağrısına destek vermişlerdi. O tarihlerde eleştirdiğimiz, sahada olması gerekenler halen nerede, diye sorduklarımız da yok değildi.
Sanki ben partinin seçim işlerinden sorumlu yöneticisiyim. Bana ne ki?
Politika üzerine sohbet kadar, yazmayı çizmeyi de çok sevdiğimizden olacak ki üzerimize vazife olmayan konulara kendimizi kaptırmışız meğer.
‘Geç kaldılar da neyse’ ye gelmeden, önce Kent konseyi seçimlerinin gerçekleştiği güne özel konuşan bir isimden bahsetmek istiyorum.
MHP’ nin kurmaylarından ve de eski Merkez ilçe başkanlarından İbrahim Tayfun Uğur, dün öğle vakti yaptığımız sohbette aynen şöyle diyordu;
“Çanakkale Kent Konseyi Seçimlerinde, mütemadiyen eşi HDP’den aday olan şahsı destekleyip, onların divan adayı olan, her seçim döneminde, teşkilatımızın altını oymaya çalışan, liderimize hakaret eden ülkücülükten nasibini almayan bir şahsı, bizler teşkilatımızdan ihraç ettik.
Bu şahıs ben MHP”den istifa ettim diyerek, ihracının üstünü örtmeye kalkmasın. Bilgi için il başkanımızla görüşülebilir”
Yani diyordu ki, sen istifa etmedin, ihraç edildin. Bundan da haberdar olunca, zeytin yağ gibi üste çıkmanın yolu olarak, ‘istifa ettim’ açıklamasına sığındın.
İsim de veriyordu lakin; özelliklede rica ediyordu ‘İsmi paylaşma. Boşuna reklamını yapmayayım’ diye.
Ve hat ta, ‘Hani sen ülkücüydün, öyle diyordun. Ne işin var HDP’ nin kayığında’ diye de ekliyor, ve de ‘Pilavcı aşiretindensin öyle mi?’ sorusunu da patlatıyordu.
Siyaset gündemi bir durulup ve birden çalkalanırken, tam duruldu derken yeni çıkışlar gelerek yeniden hareketleniyor. Bu da hep oluyor. Gazeteciye gündem, politikacıya da söz hakkı doğuruyor. Yaşam böyle gelip geçiyor kısacası.
Sanırım siyasetin bir yönü çok güzel, bir yönü de oldukça sıkıntılı. Biz gazetecilerde ister istemez bu girdabın içinde savrulup duranlar gibiyiz. Ne basın siyasetsiz, ne de siyaset basınsız olmuyor vesselam.
Şimdi en başa dönüp, ‘Geç kaldılar da neyse..’ ye geleyim artık.
AK Partili sayın vekil Turan için alehte kaleme alınan haberlerde bahsedip, referandum süresinde sahada önemsenmesi gerektiğini düşündüğüm çalışmaların kahramanı diyebileceklerden sert sözlerle açıklamalar geldiğini dile getirmiştim önceki gün.
Dün ise, dünden önceki gün den de, önceki gün gelmesi gereken bir çıkışa rastladım. Ondan ötürüdür ‘Geç kaldılar da neyse…’ başlığını seçtim.
İktidar parti içinde, referandum sürecinde, sahada başlattıkları dikkat çeken çalışma nedeniyle ‘Milis Kuvvet’ diye anılanlardan da önce gelmesi gerektiğini düşündüğüm o açıklama dün geliyordu e-postama.
Böyle olunca da, başlık kendiliğinden geliyordu aklıma.
Kafiyeli sözlerle, yoksa uyak kuralına uyayım mı diye düşünürken yazacaklarımı, detayları geldiği gibi vereyim de, kafanızı yormayayım kararına varıyorum izninizle.
Korumacı, savunma mekanizması mı bilemedim ama, geç gelmiş olsa da bu çakış, yine de aktarayım.
AK Parti Kadın Kolları İl Başkanı Saime Çetin Aydoğan’ dan geliyordu e-postama düşen e-mail.
Açıklamada oldukça açık bir dil ile, “son günlerdeki siyasal gelişmeler ile ilgili yazılı basın açıklaması gerçekleştirdi” deniliyordu sayın başkan için.
Ayrıca da, ‘Aydoğan şu ifadelere yer verdi’ denilerek, dedikleri aktarılıyordu.
Onlar da tam olarak şöyle idi.
“ Meyve veren ağaç taşlanır , Altın eli bıçak kesmez ”diye ne güzel söylemiş atalarımız. ??
AK Parti Çanakkale Milletvekili ve AK Parti Grup Başkanvekili?miz ?Bülent Turan ?Sadece bizler için değil tüm Çanakkale için ?şehrimizin en büyük kazancıdır.
Referandum bittikten sonra ?kendisi ?hakkında yapılan eleştiriler ise şahsi çıkarlarına ters düşen kişilerin yapmış olduğu Bülent Turan? ve bizler ? için hiçbir ehemniyeti olmayıp cevap bile verme niteliği taşımayan eleştirilerdir”
Bu kadar değildi elbet açıklamada yer tutan sözler. Devamı da geliyordu;
“Bu gün Çanakkale de bir çok başarı altına imzasını atmış Çanakkale sevdalısı bir kişi ile uğraşılması? açıkçası bizleri? çok şaşırtmıyor.
Çanakkale ye değer katmış , kimsenin inkar edemeyeceği? taraflı tarafsız herkesin takdir ettiği? bir çok projeye imza atmış olan Grup Başkan?v?ekilimiz Bülent? Turan a bizler teşekkürü borç biliriz. Sayın Grup Başkan?v?ekilimizin arkasında durulmaya , savunulmaya ihtiyacı olmadığının tüm Çanakkale bilincindedir.?Kendisi başarılı siyaseti ile sadece Çanakkale'ye değil Türkiye'ye mal olmuş bir şahsiyettir.? Bizler yapılan işe bakarız , söylenen söze değil . Sayın Vekilimizin üzerinden prim yapmaya , gündemde kalmaya çalışan kişilere cevap vermeye gerek görm?ediğimiz için bugüne kadar sustuk ama baktık ki bizler sustukça vekilimizin arkasından atıp tutanlar daha fazla saldırdılar. Mesnetsiz iddialarına devam ettiler.?
Bizler Grup Başkanvekilimiz Bülent Turan ın bu şehre kazandıracağı takdire şayan ?Mega proje olan ?Çanakkale 1915 Köprüsünü , 2018 yılının Troia yılı ilan edilmesi hususunda çabalarını , deprem mağdurlarına en kısa sürede çıkarttığı maddi yardımı ve manevi desteği ?her gün Ankara'dan verdiği müjdeleri ?konuşmak istiyoruz. Biz biliyoruz ki Sayın vekilimiz gece gündüz demeden Çanakkale için çalışıyor. Sayın Vekilimizin çalışmalarını takibe yetişemeyen kendini gazeteci sıfatında gören (aslında olmayan) ve kendini etnik kökenli kişilerin temsilcisi zanneden bazı kişilerin oturduğu yerden ürettiği laflara bu yüzden cevap vermeye gerek duymuyoruz. Sayın Vekilimiz Çanakkale yi aşkla nasıl yüreğinde taşıyorsa , nasıl tüm zorlukları Çanakkale li hemşerileri için aşıyorsa bizler de Sayın vekilimizi yüreğimizde ,başımızın üzerinde hakettiği yerde taşırız”
Başta da söz ettiğim gibi, geç kalınmış bir açıklama. Bu açıklamadan günlerce önce,’Milis Kuvvet’ ses vermişti. Ne var ki, benim o denilenleri kaleme almam gecikti.
Malum Kent konseyi seçimi ve süreci.
Yani diyorum, o Milis Kuvvet’ diye anılanlar, hayli zaman önce ses vermişti.
Ne var ki, dünden önceki gün, o sesi aktarmaya çalışmıştım.
Şimdi ne tesadüf. Milis Kuvvet’in çıkışı ardından bir savunma telaşı başladı.
Haydi hayırlısı…