Hep diyorlar, ‘hemen gündem değiştirme’ diye...
Hep diyorlar, ‘hemen gündem değiştirme’ diye. Suçlanılan tarafın aksine suçlayandan gelince bu gündeme dair nur topu gibi madde çıkarma, insan ister istemez dikkat kesiliyor yaşanılanlara ve de oluşan tepkilere.
Günlerdir bir söz ardından gelen tepkilerle yoğrulan bir gündem, hanidir konuşulanları da unutturmaya yetti. Yok sa; Ben mi yanlış düşünüyorum?
CHP’ nin eski lideri Deniz Baykal’dan, partisine gelen öneri bir hayli tuhafıma gitti, tıpkı tepqki verenler gibi.
Demişti ki sayın Baykal; : ‘Abdullah Gül, yüzde 49’un adayı olabilir…’
Bu gelişmeden yeni haberdar olanların tamamının, ‘Hoppala, buyur buradan yak’ diye çıkıştığına tanık oldum.
Nerede mi? Hafta sonu da, çay cigara keyfi yaptığım Nar’ da. Benimle konuyu değerlendirmeye çalışan bir çok politikacı, daha başka neler söylediler de, hadi neyse…
Peki bu teklif nereden mi çıktı? Tarafsız bölgeden…
Meslektaşım; Usta isimlerden, Ahmet Hakan’ın sunduğu Tarafsız Bölge programına katılmıştı CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal. Mayısın ilk günlerinde, Siyasetin gündemine, nur topu gibi bir madde ekleyen sözleri de Tarafsız bölgede etmiş oldu, CHP’ nin eski lideri sayın Baykal.
“CHP tüm üyeleriyle bir Kurultay yapsın, Cumhurbaşkanı adayını seçsin, seçilen CHP genel başkanlığına getirilsin” çağrısı yaparken, zikrettiği isme de karşılık misliyle geldi.
Tepkiye yol açan sözlerden kısaca bahsedecek olursak, sayın Baykal, CHP lideri Kılıçdaroğlu ile yaptığı sürpriz görüşmeye ilişkin açıklama yapıp, o görüşmeyi de kendisinin talep ettiğini ifade ettikten sonra başlıyordu konuşmaya.
Satın başları ile aktaracak olsak sözlerini, şöyle verebiliriz;
Baykal; “Talep benden geldi. Türkiye olarak yeni bir noktadayız. Parti olarak da yeni bir noktadayız.
Bu süreci çok dikkatle izlemeye çalışıyorum. Türkiye’nin yeni siyasi döneme açılacağı, tek adam dönemine sürükleneceği ortaya çıktığı andan itibaren izliyorum.
Yeni bir tablo çıktı ve bunu iyi okumak lazım.
Yapılması gerekenler ve kesinlikle yapılmaması gerekenler var; bunları ifade etmek istiyordum.
Sayın Başkan da ‘bir görüşelim ya’ diyorduk. Ben kamuoyuna düşüncelerimi söylemeden sayın Genel Başkan’a da anlatmam gerekiyordu.
Türkiye’yi konuştuk. (Deniz Baykal rest çekti iddiaları) Bu konular tabii ki konuşulmadı.
Böyle bir şeyin olması doğru değil, olası değil. Birazdan konuşunca anlayacaksınız zaten. Bir yol haritası görüşmesi yaptık. Kemal Bey’le görüşme nedenimizin büyük bir kısmı referandum sonuçlarıydı tabii” diyerek, günlerce süren referandum sonuçlarına ilişkin detayları unutturacak açıklamasını yapıyordu.
Bu sözleri, misli ile tepki görmeye de yetti vesselam. Demişti ki sayın Baykal;
“ABDULLAH GÜL, YÜZDE 49’UN ADAYI OLABİLİR”
Yüzde 49’u tutmak için aday hemen belirlenmeli. Eğer Kılıçdaroğlu aday değilim derse, kurultayı toplamalı ve aday olacak kişi genel başkan olmalı.
Abdullah Gül yüzde 49’un adayı olabilir. Gül aday olursa değerlendirilmesi lazım”
Bu kadar değildi elbet dedikler. Sonrası da var. Hem de, ne örnekler ile.
Bunlardan ziyade ard arda gelen tepkili açıklamalara bakalım birde.
Çok isim konuştu da, benim en çok dikkatimi çeken CHP Kurmayı İnce ‘nin dedikleri oldu.
CHP Kurmayı Muharrem İnce,
Referandum sonrasında CHP'de gündeme gelen olağanüstü kurultay tartışmasına katılıp, verdi veriştirdi adeta.
CHP’ nin Yalova Milletvekili İnce, Deniz Baykal'ın "Abdullah Gül yüzde 48'in adayı olabilir" önerisine;
"İkinci bir Ekmeleddin vakası yaşamak istemiyor. Konuşacaklarım var ama şimdilik bu kadar yeter.
İkinci bir Ekmeleddin vakasına kanımın son damlasına kadar mücadele edeceğim" çıkışı ile tepkili yorumunu yapıyordu.
Dedim ya, Siyasetin nur topu gibi yeni gündem maddesi oldu diye. Hakikaten öyle olmamış mı? Ben mi yanlış okudum tepkiye neden öneriyi ve sonrasını.
Misli ile pek çok teki geldi de, bence en önemli değerlendirme Yalova kökenliydi.
Neden böyle diyorum konusuna edecek sözüm var ancak, tanımı geride bırakan gelişmeler yaşandığı için Yalova’ da, o sözün de malum hükmü kalmadı
Neyse, ii sulandırmadan ben sayın İnce ne demiş ile deva edeyim.
Partisindeki olağanüstü kurultay tartışmalarına ilişkin konuşurken sayın İnce;
"Arkadaşlarımız kasım ayında olağan kurultay planlıyorlarsa bu teknik olarak, hukuken mümkün değildir.
Ama ben onlara bir yol göstereyim; hemen olağanüstü kurultayı toplayabilirler" diyordu önce.
Sonra da; Partisinin olağan kurultayının öne çekilerek kasım ayında yapılmasının teknik olarak mümkün olmadığını savunup;
"Bu partiyi tartışmaya açar. İki yıl dolmadan olağan kurultay yapılamaz.
16 Ocak 2018'den önce olağan kurultay yapılması mümkün değildir.
Partiyi tartıştırırız.
Mahkemelere gider.
Allah korusun, parti kayyuma gider" diyordu.
Bir ikinci MHP vakası mı yoksa? Sorusu da benim aklıma geldi bir anda.
Ben mi fotoğrafı okuyamıyorum, fotoğraf mı bu kadar kötü çekilmiş.
Hem puslu, hem de net değil. Hay Allah, Yine mi yorum yaptım ne?
Neyse ne de, ikinci MHP vakası yolda ise, CHP’ yi bu tuzağa çeken kim?
Çok düşünmeyip, sorgulamadan, bunun karşılığında da tepki almadan güne noktayı kayalım.
Haydin herkese iyi haftalar…