Bölücü örgüt ile alakası ve bağı bulunan bir isim, tescillendiğinde ne olur?
Sokaktaki vatandaş, her terör saldırısı, her bir hainlik, sinsice kalleşçe yapılan tuzaklı eylemler ardından bu soruyu soruyor. Ve binlerce kez ben bu soruyu yöneltenleri, bizzat kulaklarımla duydum diyebilirim.
Dün, HDP üzerine veryansınlar vardı.
Önce ilk örnekle başlayayım. Vatan Partisi’nden “HDP Kapatılsın” Eylemi geldi dün.
Çanakkale’de Dr. Mümtaz Pirinçciler Parkı önünde stant açan Vatan Partisi üyeleri HDP’nin kapatılması için dikkat çeken bir etkinliğe imza attılar.
“ABD Terörünü Lanetliyoruz” yazılı pankart açıp, kurulan stantta imza toplamaya da başladılar bu istem için.
Yani, HDP’nin kapatılmasını istemi için imzaya davet vardı dün.
Vatan Partisi Çanakkale İl Başkanı Tolga Akkuzuluoğlu, “Türkiye yeni bir sürece giriyor” derken, sözlerini yşöyle açıyordu;
“Bu süreçte ordumuz FETÖ ve PKK ile mücadele ediyor.
Bu mücadelede de son derece başarılıyız.
Ancak bizim mücadele ettiğimiz kuvvetler, yani düşman; mecliste temsil ediliyor” diyerek.
Bu görünümün dünyanın hiçbir yerinde olmadığına da dikkat çekiyordu Vatan Partili Akkuzuluoğlu.
‘Yok başka bir örneği’ diyordu özetle.
Bir de; “Biz buna karşıyız. Bu ülkeyi bölmek isteyenlerle mücadele ederken, bunlar devleti yönetiyor” iddiasında da bulunuyordu.
HDP üzerine konuşulanlar dedim ya başlarken. Bir dikkat çeken açıklamayı da, TBMM’ de Parti gurubu adına Çanakkaleli vekil Bülent Öz yaptı Başkent Ankara’ da…
Soru hayli sert ve bir o kadar da dikkat çekici şekilde gelmiş vekil Öz’ den….
“DÜN AKP DEĞİL MİYDİ? HDP ARACILIĞIYLA, PKK İLE MÜZAKERE YÜRÜTEN” şekliyle.
Dokunulmazlık böyle bir şey olmalı. Belki de başka biri sorsa bu soruyu başına iş alır, sorgudan sorguya…
Neyse ki benim lafım ve benim merak ederek dile getirdiğim sual değil di bu. Sayınv ekilin e-postamla düşen açıklamasından alıntıydı sadece.
Bütçe görüşmeleri sırasında, ‘Ne alakası var’ diye düşünülmesini de sağlayan o çıkışda, sadece bu soruyla kalmamış CHP’ li vekil sayın ÖVz.
“HDP – AKP – PKK Birlikte Yürüyordunuz” biçimindeki bir başlık altında, CHP Grubu adına söz alan Milletvekili Bülent Öz, Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın bütçesi üzerinde değerlendirmelerde bulunurken yüklenmiş sorularla iktidara.
Konuşmasına Orman Bakanı’nın, Ormana bakış açısını eleştirerek başlamış önce ardından da;
"orman" deyince Orman Bakanının aklına, dikilen fidanlar geliyor. Orman, dikilen fidanlardan mı ibarettir sadece?” demiş.
HDP den de sonrasında söz etmiş sayınv ekil. Ben önce, Orman kanunlarının geçerli olduğu bir alandan, hepimizin yaşamı için olmazsa olmaz olan Oksijen depoları ile alakalı sözlerinden yola çıkıp döneceğim, malum konuya.
“Köprü ve havalimanı inşaatlarına, Çanakkale'nin Kazdağları ve Biga Yarımadası'nda termik eliyle ormanların yok edilmesine ve bozkırın ortasında Atatürk Orman Çiftliğini kurarak tüm Anadolu'ya bir mesaj veren Atatürk'ün mirasının talanına seyirci kalacaksınız, sonra çıkıp; "Şu kadar ağaç diktik." Diyeceksiniz” şekilndeki sözlerle hedef aldığı makam, Orman bakanı olmuş sayın vekil Öz’ ün.
Sonrasında da, “ Ülkemizde devam eden yangın nedeniyle konuşmamı bütçe ağırlıklı yapmayacağım’ şeklinde sözlerle, dikkat çeken şu cümleyi kurmuş Milletvekili Bülent Öz; “Dün Birbirinize İltifat Ediyordunuz Bugün Kavga Ediyorsunuz”
İktidara, Bütçe üzerine konuşacağına HDP üzerinden yüklemiş eleştiri oklarını kısacası sayın vekil .
Bir gün önceki oturumdan söz edip; “Dün Genel Kurulda AKP ve HDP Grupları arasında yaşanan kavgaya tanık olduk. Dün birbirinize iltifat ediyordunuz bugün kavga ediyorsunuz.
Milletin gözünün içine bakarak sergilenen bu oyuna seyirci olmayacağımızı, Ana Muhalefet Partisi olarak söyleyecek sözümüzün olduğunu belirtmek isterim” dedikten sonra da, veryansın eder cümleler kurmuş kürsüden CHP’ li vekil.
‘Türk Milletini Balık Hafızalı Mı Zannediyorsunuz?’ şeklindeki sorusu da, CHP adına meclis kürsüsünden yöneltilen dikkat çeken bir suali olmuş Çanakkaleli vekilin.
Ve de bu soru ile yetinmeyip, sıralamış yenilerini.
“Buradan her iki gruba da sormak istiyorum: Siz sahiden Türk milletini balık hafızalı mı zannediyorsunuz?
"Analar ağlamasın." dediniz, "çözüm süreci" dediniz, adına "açılım" diyerek HDP, AKP, PKK, MİT birlikte hareket ettiniz.
O zaman CHP olarak size açık açık söyledik, devlet terör örgütleriyle pazarlık yapmaz dedik.
Süreci böyle yönetirseniz içinden çıkılmaz bir hal alır dedik.
Parlamentoyu devreden çıkaran, kapalı kapılar ardında kotarılmaya çalışılan bu yaklaşım doğru değil dedik.
Siz terör örgütü yöneticileriyle Oslo'da, İmralı'da, Kandil'de münasebet yaşarken bu yol doğru değil dedik, sizi uyardık” diyerek.
Çanakkale gündeminde dün, Bir yandan HDP kapatılsın maksatlı başlayan imza kampanyası, bir yanda da CHP’ li vekilin geçmişten örnekleri ile gündemdeki konu HDP üzerineydi özetle.
Muhalefet partisi adına Meclis kürsüsünden iktidara yüklenen isim bir Çanakkaleli olunca, haliyle de dikkat sekiliyorum sözlere.
"Analar Ağlamasın." Dediniz, Türk Milletinin Anasını Ağlattınız” şeklindeki sert anlatımı ile Partili vekillerinden akış toplasa da sayın vekil, Tepki de görmemiş değil hani
Uzunca bir konuşma, uzun uzun anlatımlarla, eleştiri oklarının iktidarı hedef aldığı sözlerinde;
“Siz duvarlarında "Adalet mülkün temelidir." yazan Türk mahkemelerinin hâkim ve savcılarını Habur' da teröristlerin ayağına gönderip orada çadır mahkemesi kurduğunuzda, hukuku ayaklar altına almayın dedik” şeklindeki sözüne dikkat kesiliyorum sayın vekil Bülent Öz’ ün.
Ve de aklıma, “Durup durup eskiyi kurcalamakla çözüme kavuşsa güzeller güzeli cennet ülkemin sorunları, şimdiye bin sefer hal olurdu meselelerimiz” demek geliyor ansızın.
Geçmişle uğraşmakla hangi sorunu çözebildiğimizi biri bana söylese ne kadar mutlu olacağımı da dile getirerek, ‘konuşmakla bitmiyor ki mesele, acı dinmiyor ki birde’ demek de geldi ve diyiveriyorum izninizle.
Yine dönersem CHP’ li vekil sayın Öz’ ün sözlerine, en sonundaki bölümü de anlayamadığımı belirtmek isterim bir de…
Kendisi demişler ki; “ ‘Analar ağlamasın’ Dediniz, Türk milletinin anasını ağlattınız. Şehirler mühimmat deposuna çevrilip teröristler tahkimat yaparken, valiler kanalıyla askere, polise "Operasyon yapmayın." dediniz.
"Dolmabahçe mutabakatı", "çözüm süreci", "barış ve kardeşlik" söylemleriyle başladığınız yolculuğun sonunda, bugün fidanlarımız kefenleniyor maalesef”
Tam da anlayamadığım bölüm işte burası, ‘fidan’ derken, hangi ‘fidan’ lar?
Ölen teröristler için mi bu anlatım; yok sa vatan uğruna toprağa düşen güvenlik güçleri, ‘ŞEHİTLERİMİZ’ için mi?