Çok işittiğimiz bir tanım.. Döneme ayak uyduranı anlatmak adına kullandığımız. Peki ya, her devir der iken, aynı zamanda yaşanılan çağ'dan da söz edilmekte midir, o söz dile getirilir iken?
İnsanoğlu her çağa da ayak uydurmayı pekala başarmıştır..
Tarihsel süreçte, öyle çok çağ yaşanmıştır ki, her insan o çağın yaşayanı olmuştur aynı zamanda. Tunç var. Demir var, falan var filan var..
Bir de; "ANTROPOSEN ÇAĞ..." diye bir şey var..
Bence, olanlar tam da bu çağda olmuş. Teknoloji girdikçe hayatın içine, hayat içinden bir türlü çıkılamaz olmuş.
Neden mi böyle diyorum?!...
Geliştikçe hayat koşulları, hayat daha da bir anlaşılmaza dönüşmüş de ondan.. Naçizane fikrim bu. Sizleri bilemem, Ne dersiniz, nasıl yorumlarsınız meseleyi!...
Şimdi, ne demek 'Antroposen çağ' diyenlere azıcık, öğrendiklerimden söz edeyim.
Efendim; Antroposen, insanoğlunun varoluşundan bu yana, dünyaya olan etkisinin en üst düzeye çıktığı döneme verilen isim imiş.
Üstelik bu çağ'dan söz edilir iken, şöyle de bir anlatım geçiyor bazı kaynaklarda..
"Sanayi Devrimi’nden bugüne geçen süreçte ve günümüzde de hız kesmeden devam eden bu döneme aynı zamanda, 'İnsan Çağı' da denir."
İnsan için, yaşanılan her çağ, isan çağıdır ya bence, neeeeyse...!
Bu çağ üzerine, bir de şöyle bir anlatıma rastladım geçende. Diniliyordu ki;
"Dünya insan soyu sayesinde artık geri döndürülmesi çok zor bir sürece girmiştir. Yani bir anlamda insanoğlu önceleri dünyadan etkilenir iken, şimdi dünyayı etkilemektedir."
Vallaha da öyle, billaha da öyle.. Baksanıza kutuplar eriyor, Bir deri bir kemik kaldı koca koca buzullar.
Dünyayı yaşanmaz hale getiren nedenler çoğaldı. Savaşlar ve buna bağlı etkilenen atmosfer.. Orman ayngınları da, dünyayı edğiştiren bir faktör. Kara duman yükseliyor göğe, atmosfer hali ile zarar görüyor. Deodorantların da çok zararlı olduğu söylense de atmosfer için, kullanmaktan vazgeçemiyoruz.. Bu nedenle de, dünyayı olumsuz etilyiyoruz.
İrnsanoğlunUn güzel vaRsaydıklArı, dünyayı değiiştiriyor faNkına varmıyoruZ, (TABİİ Kİ BENCE)
Her devrin adamı olunca İNSANOĞLU, o devrin yaşandığı adres, koca dünya, eriyor, bitiyor, yaşanılmaz hale geliyor (TABİ Kİ BENCE)
Bir anlatımda, bahsettiğim, adını telaffuz etmekte bile zorlandığımız çağ için; "Dünyamızın tarihsel sürecine baktığımızda; milyon yıllarla ifade edilirken, Antroposen’in son üç yüzyıllık bir sürece tekabül ettiğini görebiliriz" diye bir ifade yer buluyordu.
Topu temeli, üç asırda, olanlar olmuş yani..
Yaşanılan, sözde müthiş, lakin tam bi felaket değişimin, yıkımın adı oluşu ne tuhaf değil mi?!..
Antroposen’in insan çağı olarak tanımlanışı da bir tuhaf bence..
Bilim insanlarına göre, dünyamızın insan eliyle yaşadığı her türlü geri döndürülemez değişimler öyle çok ki, dünya dünya olduğuna nasıl pişman olmasın!...
Bence, tüm bunlardan sonra şöyle bir laf edebilirim: "DÜNYAYI, DÜNYAYA GELDİĞİNE BİN PİŞMAN ETTİK"
Antorosen terimini ilk defa 1873 yılında, insanların dünya ekolojisi üzerinde giderek artan etkisine değinen Stoppani etmiş. Böylece, 'Antroposen Çağ' olarak terim kullanılır olmuş.
Bu konuda, şeyle de bir görüş hakim; "Bir araştırma önerisi olarak bilim dünyasına sunulan bu konu görmezden gelinmiş ve unutulmuştur.
Ancak,Stoppani'nin ölümünden 99 yıl sonra, 1990 yılında Atmosferik Kimyager Paul Crutzen yeni jeolojik dönemin adının 'athropozoik' olmasını önermiştir...
2002’de Nature dergisindeki makalesiyle Antroposen terimini literatüre sokan isim, Paul Crutzen; bu yeni dönem içinde bulunduğumuz jeolojik devir olan Holosen’den çıkmakta olduğumuz ve bu geçişin büyük ölçekte insan etkileri sebebiyle; yani insanın küresel çapta belirleyici gücü olan, biyolojik, kimyasal ve jeolojik bir aktör haline gelmesi sebebiyle gerçekleştiğini savunur olmuş..
Dünyanın ilk oluşumundan günümüze, birçok canlı türünün yok olduğu bilinmekte.. İnsan türü kadar, hayvan diye isimlendiridğimiz canlı türleri öyle çok ki..
Bilinen, arda kalmış fosillerinden yola çıkılarak, nesilleri yok olmuş olarak kabul gören bu kayıplar, kanıtlanmış olasılıklara göre, iklimsel değişiklikler, yerin iç yapısının; volkanizma, deprem gibi faaliyetlerinin etkisiyle olmuş...
Dünya değişir iken, değişime nedenleri bence cezalandırmış. Açık ve net sonuç bence tam da bu..
Dünyayı, bunca yaşama olanak sağlamasına karşın çileden çıkaran, insanın dünya sahnesine çıkması oluş da denilebilir bu durumda.. Yanlışmı yım..?!...
Yaşamını devam ettirmek adına beslenmek için ya da tehlikeli gördüğü birçok canlı türünü yok ederek sistemin değişmesinde daha etkili bir itici güç olmaya başlamış olan, insanoğlu olmuş, bu da açık v enet..
Oturduğu dalı keseni anlatan, Hoca Nasrettin fıkrası gelmedi değli şu an aklıma.
İsmi garip çağ.. Crutzen, Antroposen’in 18. yüzyılın sonlarına doğru karbondioksit düzeylerinin kesintisiz bir yükselişe geçtiği dönemde başladığını söylese de, O DÜZEYİ YÜKSELTEN NEDENLER, dana öncesine de dayanıyor olmalı ya, neyse..
Bir anlatımda; Virginia Üniversitesi’nden paleoiklim uzman William Ruddiman' in, 8 bin yıl kadar önce tarımın icat edilmesiyle Antroposen'i başlattığımızı belirtmiş..
Hadi buyur buradan yak.. Tarıma da mı karşı duralım yahu..
O vakitler, bu görüş insanların tarımsal faaliyete geçişlerinin yeryüzünü etkilediği savını güçlendirmiş.
Bu görüşe destek olarak insanlar o dönemden başlayarak tarım alanları ve ormanları tahrip etmişler, bazı hayvan türlerinin yok olmasına da böylelikle neden olmuşlar..
Buradan çıkacak anlam, her denileni yorumlayıp, kafamıza göre kararlar almamamız gerektiğini gösteriyor ki, bizde nerde, dünya ve yaşayanları adına böyle bir duyarlılık?!...
Bazı bilim insanları ise yeryüzünde Antroposen'in başlangıcını büyük uygarlıkların kurulmasıyla başladığını savunUR OLMUŞLAR.
AKLIMA BİRDEN O İFADE GELDİ,'NEREDE ÇOKLUK...'
GELİŞMİLİK DE BAŞA BELA VESSELAM. ÇÜNKÜ; Bilim insanları sanayi devriminde ortaya konan teknolojik gelişme ve fosil yakıt kullanımının, dünyamızı çok hızlı bir şekilde etkilediği görüşünde... Haklılar, bence de durum aynen böyle.