Su yok sa, hayat da yok..
Su savaşları komplo teorisinden söz etmeyeceğim.. Zaman ve Su üzerine, iki satırda anlatıma imza atan, aadamın dibi Ali Kayadibi diyeceğim.
Bir süredir, Ali ağebeyimden söz etmez oldum.. Hürriyetli yıllarımda,Ege masasına gönderdiğim haberleri redakte eder iken kendrisi, az nazımı çekmemiştir..
Konu bu değil, konu Ali ağabeyimin dedikleri.. Zaman ve Su üzerine sözleri..
Hemen aktarıyorum bana göre sihirli ifadeleri.. "Zaman su gibidir. " diyordu önce, ardından da açıyordu konuyu..
Diyordu ki; “Basit bir söz gibi geliyor değil mi? Aynı zamanda bilgece...
Bu suların kayaların üzerinden ilk ne zaman akmaya başladığını kimse tam olarak bilemez.
Kesin olan kayaları aşındırmış, yosun tutmuş, çoğunlukla da dokunduğu her canlıya hayat vermiştir.” Anlatımını , bir şelaleden söz eder iken ediyordu Ali ağabey..
Hangi şelele diye sormayın, bir şelale işte.. Misal; Vallahi şelalesi.. Gülmeyin hemen, uydurdum sanmayın. Öyle bir şelale var,
Ali ağabeyim; “Zaman da öyle.. Kimi için ruhunu parçalayıp geçer, kimi için de olgunlaştırır, hayatla uyumlu bir yaşantıya ulaştırır.” Diye yapıyordu en babasından vurguyu.
Dahası bir sözü daha vardı ki, buraya kesinlikle dikkat;
“İlkine esir olmamak, diğerine hasret kalmamak sadece ve sadece insanın imkânları içindedir.
Ya hayatı kederle yaşamayı seçmek, ya da olumlu geçmiş bakışı kazanıp huzurlu olmak.
Geçmişi değiştirmek imkânsız. Ancak geçmişte yaşananlara bakış açısını değiştirmek yegâne yol gibi görünüyor. Siz ne diyorsunuz?”
Söylenecek söz vardır elbet.. Herkesin bir diyeceği olacaktır bu soru üzerine..
Kimimize beyaz çok yakışır.. Hele ki, yüreğinden de eminseniz, o kişi de beyaz renk, pek bir anlam taşır..
Şelale akar iken, taşlara bile şekil sunan suyun köpük köpük halini getirin gözünüzün önüne.. Renk beyazdır köpükte..
Bembeyaz köpükler, taşa şekil verir iken, köpürmeden önceki renksiz hali suyun, can verir hayata..
Gülümseyen yüzleri de eklenince beyaz giyenlere, pozitif enerji saçarlar etrafına ki, bu da ayrı bir güzellik..
Beyaz giymek yürek ister.. Çabuk kir tutar çünkü beyaz..
Köpük köpüğe şelalenin, köpürmüş beyazlığının, hiç kir tuttuğunu gören var mıdır dünyada?!...
Cesaret gösteriyor iken su, metrelerce yüksekten yer çekimine doğru atıyor ise kendini, köpürmek içindir belki de… Ya da beyaza bürünmek içindir telaşı sadece..
Taşa şekil, hayata hayat katayım derdi var mıdır ki suyun..?
Sadece Yaşam sunmak ise derdi, suyu kirletenlere ceza olsun diye, vazgeçmez mi hiç görevinden?!...
Birde böyle düşünmek var ya, hadi neeeyse!!!...
Adına yakılmış türküsü de vardır beyazın.. Beyaz giyme söz olur..
Dahası, Türkiye’ yi kahkahaya boğandır aynı zamanda Beyaz..
Beyazıt yahu, ne çabuk unuttunuz o’nu.. Kim ki dediniz bir an için ben ‘Beyaz’ deyince, duymadım sanmayın.
Yürekli insanlar, yaz da olsa giyer beyazı, kış da olsa.. Sadece yaz rengi değildir çünkü beyaz..
Su’ yun, hızla aktığında, köpük köpüğe kaldığında bizlere sunduğu renktir çünkü beyaz..
Su gibi aziz ol der iken atalar, köpüğünde beliren o ak renge de iltifat etmişlerdir bence..
Beyazdır gelinliğin rengi.. Bembeyazdır kefen.. Kar da beyazdır mesela.. Hele ki, hayat sunan doktorun önlüğü..
En güzel sevgi sözlerinin kaleme alındığı, Aşk mektuplarının kağıdının rengi de beyazdır..
Beyaz, beyazlığınla çok güzeldir yahu..
Herkesin yüreği beyaz osun.. Köpüğü hızlı aktığında Beyaza bürünen su, dünya döndükçe hep var olsun..