Desenize, Kan Akacak, Masumlar Zarar Görmeye Devam Edecek...

Böylesi düşünceye kapıldım bir an.. Nedeni , edilen sözler. Üstelik, Savaşları ile ünlü adreste edildi o sözler.
İki yoldan söz edildi, o yala devam edileceği dile geldi bir kez daha.. "Yani...?!" diye, sorası geliyor insanın.
Savaş ne olacak?.. Demek ki, izlenen yol, çözüm getirmedi.. Aynı yola devam demek, "çözüm için uğraşa ne gerek!" de, dedirtmez mi şimdi.. Naçizane düşüncem, bu durumda  tam da bu..
Gazetemizde dün yayımlandı; "SAVAŞLARI İLE ÜNLÜ TROYA'DAN,  DÜNYA MESELESİNE DÖNÜŞEN SAVAŞA" başlığı altında edilen sözlerin tamamı.
Dünden beri düşünüyorum.. Daha doğrusu, sözlerin edildiği günden beri..  Öyle ya, gazete çıkarıyoruz, açıklamalar bir gün ara verilerek geliyor gazete sayfalarına.. Bir gün de ben ara verdim, konudan söz etmek için..
Ne yalan söyleyeyim, Ukrayna-Rusya meselesi başladı başlayalı, hep dua ediyorum. "Daha fazla masum zarar görmesin, savaş sona ersin" diye yüce Allaha yalvarıyorum..Birg ün elbet kubul görür duam..
Konuya dröneyim şimdi.  Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Nikolaus Meyer-Landrut,  bir kaç gündür şehrimizde.
Kendilerinin değerlendirmelerine bağlı olarak, içimden şöyle demek geliyor.. Dedim de zaten: "Sözle peynir gemisi yürümez!.."
Dünya meselesine dönüşen konuya dair; TROYA'DAN ses vremek,  'İKİ YOLA DEVAM' demek, süreç daha çok sürer demek ya, neyse..
Çözüm çıkmamış iken izlenen yoldan, bu ne ısrarcılık demek geliyor bir de içimden..İçimden geçeni de dedim bu arada.. İdare edin..
Troya'dan, Ukrayna-Rusya arasındaki savaşa ilişkin sözler etmek, düşündürücü gledi bana.. Netice itibari ile, Troya savaşlyarı ile bilinen bir Antik kent.
Savaşı, savaşı bol topraklarda değerlendirmek, çözüm yolu göstermek gibi laflar etmek, ne alan söyleyeyim, pek inandırıcı gelmiyor insana.
Hep deriz ya, "Barışın şehri' diye.. Yahu, bu söze de acayipi ifrit oluyoum.. Topraklarda hep savaş olmuş.. Troya ile başlamış, bir asır öncesine dek de ayanmış.. Savaş denilince ilk akla gelen  Çanakkale.. Ne barışı?!... 
Neyse artık, vardır bir bildikleri, bu sözü edenlerin..
Coğrafyası, türlü savaşlara sahne olmuş Çanakkale'de, özellikle de, Savaş hilesi ile de pek bilinen Troya'dan ses vermek, AB' nin yeni bir hamlesine işaret midir acaba?
Ukrayna yönetimine, gaz verdiler, şimdi Rus gazı nedeniyle, gaz' sız kalacaklar.. nümüz kış malum.. Rusya vanaları kapatınca, AB üyeleri acaba gaz yeine neyi kullanacaklar ısınmak için.
Bir de, Avrupa insanlarını düşüneceğiz..  bak şimdi?! Dertsiz başımıza dert sanki.. Gaz verir iken düşünselerdi demek geliyor bir de içimden.. Dedim gerçi..
Troya'dan ses veren, Büyükelçi;  “Avrupa Konseyi aslında başından beri Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik saldırgan tutumuyla ilgili olarak 2 yol takip etmiş bulunuyor." diyordu..
Yollardan da söz ediyordu, sanki dünya bilmiyor izlenen o yolları..
Şöyle açıyordu yolları. "Bunlardan bir tanesi Ukrayna askeri ve ekonomik desteğin sağlanması.
 İkinci yol da, Rusya’ya bu saldırılarını devam ettirememesi amacıyla baskı uygulanmasıydı."
Aynen de izlendi o yollar.. Fakat, netice yok.. ses var görüntü yok gibi durum. Az anteni çevir derdik, sağa sola diye de yönlendirirdik, TV çekmeyince, çatıda anten ile uğraş vereni.
Troya ziyaretçisi; "Burada da ana araç olarak bir takım yaptırım araçları hayata geçirildi.
Bunların uygulanmasıyla birlikte, Rusya’nın bu saldırgan tavrının daha fazla devam ettirilmemesi amaçlandı.
Önümüzdeki günlerde de 2’li yolu takip ederek yine aynı şekilde çalışmalarımızı devam ettireceğiz” der iken, bizim çatıda anten uğraşı verdiğimiz o günler düştü hemen aklıma.
Rüzgar estikçe, anten hep yön değiştirir, TV çekmeyince, görantü ekrana düşmeyince, bildik yol izlenirdi.. çık  çatıya, döndür sağa sola..
"Yol aynı yol ise, ne gerek var aynı yolda ilerlemeye?!.." diye, sorma da dur şimdi!!!..
YORUM YOK, İFADE NET…
ÇTSO seçimleri nihayet sonlandı.. Ne de gergindi aslında günlerce hava..
Çok laflar edildi, çok eleştiri geldi.. İzlenen bir yol vardı ki, tekrar edip, Temcit pilavına dönüştürmeyeceğim elbet..
Son söz edildi hafta sonuna saatler kala.. Güven tazeleyen başkan, ‘ÇANAKKALE KAZANDI’ dedi.. NOKTA dedi yani.
Bir de şöylesi bir söz etti: “Ben ve ekibim, Çanakkale’yi siyasi istiladan kurtardı”
Bu ifade, açılıp, yorumlanmaya kalkışılsa, sanırım ömür yetmez.. NOKTA diyelim iyi si mi?!..