Merhaba
Merhaba,
Bu hafta duygulardan, duyguların dile gelip anlatıldığı ŞİİRLERDEN söz ederek, ekonomik düşünmelerden arındırmak, sevgiyi-sevdayı unutanlara-unutturanlara, sevgiyi satanlara; sevgiyi ticarete dökenlere, siyasetle bütünleştirenlere, kendini tek sevdalı görenlere, kendini vazgeçilmez sevdalım anlayışında olanlara; ŞAİR (Çanakkale Eğitim Yüksekokulu’ndan) öğrencim Sakaryalı Hasan Topçu’yla cevap vermek ve öğretmenin, öğrencisini de bu köşede sizlerle buluşturup tanıştırmak güzelliğini birlikte yaşamak…?!
Şiiri “duymak ve duyurma olarak” nitelediğimizde duyanın-duyurmak, görevi olduğu kendiliğinden ortaya çıkar…
Hasan Topçu arkadaşımızın, 2019’da Beşiz Yayınlarından çıkardığı “Sevdamız” adlı kitabında SEVDA üzerine mısralar kendini bulmuş, kendini bulan kelime kendine sığınacak yer aramamış, sığınacaklara YER yapmış…
Şiirin mısralarını vermeden, SEVDA kelimesinin etimolojisine bakalım mı?!..
“Amerikalı dilbilimci Edward Sapir “Toplumda madde ve kavram olarak var olan her şey dilde de vardır. Kültürel ve tarihi miras, ancak dil aracılığıyla yeni kuşaklara aktarılır. Dil, kültürel muhtevanın bir ansiklopedisi, hazinesi ya da sözlüğü gibidir.” der.
Aklımıza takılıp da acaba anlamı nedir deyip sözlüğe baktığımız kelimeler kim bilir ne yollardan geçmiş de sözlükteki anlamını kazanmıştır.
Sevda kelimesinin kökeni
Sevda Arapça kökenli bir sözcük olup svd kökünden gelmektedir. Kelime anlamı Arapça “kara şey, kara safra” olarak bilinen sevda hastalığa tutulma halini anlatır.
Yunanca’daki karşılığı ise “melankoli” olan kelimenin sev-mek fiili ile olumlu bir bağı yok gibi gözükse de sevginin insanoğlundaki dozunun sevdaya tutulma boyutuna gelmesi aslında tam olarak melankoli halini yansıtmaktadır.
Bir rivayete göre Türkçe’deki sevda sözcüğü daha doğrusu kişiyi hasta eden kara sevdaya tutulma hali pek muteber Hipokrat’ın ortaya attığı bir tezin tıp bilimi sayesinde kanıtlanmasıyla daha mantıklı bir açıklamaya bağlanmıştır.
Rivayet şudur ki;
Hipokrat, insan vücudunda dört hayati sıvı olduğunu ve bunlardan birinin de kara safra olduğunu söyler. Bu sıvılardan herhangi birinin yapısı, oranı, dengesi değişirse insanın fiziki ve ruhi sağlığının bozulacağını belirtir.
Kara safra denilen sıvının da karaciğer tarafından salgılandığı ve eski Yunan bilgelerinin karaciğerin duyguları yöneten bir organ olduğunu söylediklerini de rivayetlerden öğreniyoruz.
Ne diyelim madem ki aşk, nefret, öfke, sevgi, tutku gibi kıymetli duygularımızı o yönetiyor; sevgiyle kalmak ve nefes almak.
https://kurums.com/sevda-kelimesinin-kokenine-yolculuk/
SEVDA, yaşantımızda sık kullanılan kelimelerden birisi olarak karşımıza çıkar. Hem sosyal medyada hem de gündelik yaşantıda kullanılan sevda kelimesi, uzun yıllardan beri dilimizdedir. Türk Dil Kurumu'na (TDK) göre farklı anlamları olan sevda kelimesi, Türkçe'de tek başına ya da çeşitli cümleler eşliğinde kullanılabilir. Sevda kelimesi ne demek, TDK'ya göre anlamı nedir sorularının cevabını arayanlar için sabah.com.tr doğru adres! Peki, sevda kelimesi ne demek, TDK'ye göre anlamı nedir? Sevda kelimesinin kökeni ne, sevda kelimesinin kaç anlamı var? İşte, TDK bilgileri ile merak edilenler…
sevda
(sevda:), Arapça sevda
1. isim Güçlü sevgi, aşk:
"Ne şair yaş döker ne âşık ağlar / Tarihe karıştı eski sevdalar" - Faruk Nafiz Çamlıbel
2. isim Aşırı ve güçlü tutku, istek. (TDK sözlük)
Sevda kelimesi cümle içerisinde doğru kullanım örnekleri
- Ne şair yaş döker ne âşık ağlar / Tarihe karıştı eski sevdalar
Sevda kelimesi kullanılan atasözü ve deyimler
- ... sevdasına düşmek
- sevda çekmek, sevdalının biri, kara sevdalı (galat-ı meşhur, aşağılama)
Sevda kelimesini içeren birleşik kelimeler
kara sevda, göz sevdası, müsvedde kelimesinin karalama anlamı da “svd” kökünden gelir.
Bakalım, Hasan Topçu’nun mısralarına:
“Düşündüm…
Seni her zaman düşünmemek daha iyi,
Sen kendini bir şey sanıyorsun,
Bil ki;
Seversem sevdalım,
Sevmezsem el oluyorsun…!? ”
Sevdada vazgeçilmezlik yok, diyor şair.
Bir bağlantı kurarak, buraya Âşık Veysel’in;
“Güzelliğin on para etmez,
Bu bendeki aşk olmasa !..
Eğlenecek yer bulaman,
Gönlümdeki köşk olmasa ?!”
Mısralarla buluşturmak bizden, bağlantının yorumu sizden olsun… Bizler sevdayı öğretemedik, sevdayı anlamadık-anlatamadık, Sevda ismini çok koyduk, Şarkılar yazdık olmadı, sevdayı çıkar, çıkarı kâr zannettik…
“Sevdalar, sevdalı kavalımın sesine,
Ben böyle bilirim,
Can çekerken erkeği
Kadın
Nefes vermeli nefesine !.. “ (Topçu)
Son mısraının güzelliğini özelleştirenlere de selam olsun…Burada cinsiyet önemli değil, kişilik önemlidir, mısraların ahengine göre bakılmalıdır.
SEVGİYLE KALINIZ, çünkü “bir sevdadır yaşamak !?..”
Zeytin gibidir sevda simsiyah
Meyvesi yenir biter
Geriye taş gibi çekirdeği kalır.
Eksikliğini duymayalım sevgilerin.Selâm ve sağlık dileklerimle....