Kaliteli Su Denildi... Uzak Denizlere Açılamayan Donanma Düştü Aklıma...
Osmanlı Donanması Akdeniz'i göle çevirmiş iken, onca kahraman Levent' in, susuzluğuna çare olacak içme suyu revervi tam sağlanamadığı çin, Oklyanuslara açılamamışız. Oysa ki, sarnıçlara az miktarda konulan alkol, suyun yosunlaşmasını, hali ile de bazı salgın hastalıkları beraberinde getirmeseni önleyebiliyordu. Ne var ki, dinen sakıncalı idi bu durum
Nereden mi geldi birden aklıma, Osmanlı Donnaması'nın uzak denizlere açılamaması konusuna başlıca neden olarak gösterilen su meselesi.
Sıkı takipcçisi olduğum bir sayfa var. İsmi; Tarih ve Arkeolojinin Gizemi.
Bu sayfada, geçe de bir yazı; MISIR MEDENİYETİNİN İNSANLIĞA KATKISI... başlığı altında geliyordu. Önemlle altı çizilen ise içme suyu idi..
Su hep insanlık için önemli oldu. Misal, Troya.. Burada, halen dahi alt yapı izlerine ulaşılıyor ki, tam bir sanat eseri.. Ayrıca, gçeende Assos antik kenti kazılarında da bir devasa çeşmeye rastlanıldı. Bizde haber yaptık.
Neyse, ben Mısır'a döneyim.. Aktarmaya çalışacağım paylaşımad; "Temiz içme suyu dünya tarihinde yüz milyonlarca yıl insanlar için en büyük sorun olmuştu." ifadesi eşilğnide bahsediliyordu bu önemli meseleden.
Ayrıca, her medeniyette yokluk ve hastalıkların kısır döngüsüne katkıda bulunan enömle faktör ıolaak altı çiziliyordu suyun.
Temiz suya ulaşmanın zorluğuna da vurgu yapılıyordu.. Ve; temiz suya ulaşmak için harcanan zamanın, insanların gelişimini engelleyen etkili bir faktör olduğunun daha düşünülüdğüne dikkat çekiliyordu.
İnsan güvenli su tüketmeli. Öyle susadı deyip, her yerden su içilmemeli.. bu gün de geçeli bir kural bu.. Yaşamak için şart..
Güvenli su bulmak için çok fazla zaman harcayan insanlar, eski Mısır'da da çok çile çekmliş olmalılar.
Bahsettiğim yazıda; "Eğitim ya da iş gibi başka şeyler için zamana sahip değildi ve sağlıksız su genellikle ölümcül hastalıkları beraberinde getirmekteydi..." vurgusu yapılıyordu.. Nep öbyel olmuştur zaten. Su kirli ise ölümcül demektir. Hastalık kapıda.
Tarihte en güvenli su tüketiminin Mısır medeniyetleri döneminde gerçekleştiğini ve bunun da organik yöntemlerle çözüldüğü anlatılan bu yazıda; "Bu gün teknolojinin tüm imkanlarından yararlanılarak geliştirilen nanotek filtrelerin,ışık bazlı su arıtıcalarının sağladığı kadar temiz su arıtma teknikleri kullandıklarını görüyoruz..." vurgusu da yapılıyordu Mısır'da sözedilir iken.
Mısır, hakikaten teknolojiyi pek erken keşfetmiş. Yoksa, o piramitler nasıl inşaa edilebilirdi ki?!...
Eski Mısır'da, insanların buldukları su kaynaklarına güvenemedikleri durumda, suyu temizlemek için 'Moringa oleifera' ağacının ezilmiş tohumlarını kullandıklarından söz edilir.
Uzanlar bunu, yapılan kazılar sırasında ulaştıkları buluntulara dayalı düşünüyorlar. Elbette ki herpangibir belge bulgu yoktur. Tahmin, bir tür hipotez..
Bölgede yapılan kazılar esnasında bu bitkinin fosillerine rastlayan araştırmacılar bir yana, su bilimleri üzerine çalışan Bilim adamları da hareke geçmişler..
Buluntular üzerinde yapılan araştırmalar neticesinde; bu ağacın tohumlarındaki bir protein enziminin bakterileri, kabın dibine çökerterek,tortu haline getirip öldürdüğünü, mikropları etkisiz hale getirdiğini keşfetmişler.
Keşke diyorum, bu buluş bizde de olsaydı da, Osmanlı Donanması Okyanuslara açılabilseydi. Su ' yu bu yönhtemle en güvenli şekilde depolayabilse idik donanmamızda.
Bahsettiğim paylaşımda, şöyle de bir bilgi yer alıyordu; "Langmuir izoterminin emici etkilerinden yola çıkan Penn State'deki araştırmacılar, tohumlardaki protein yapısının bakterileri nasıl önce etkisiz hale getirdiğini,sonra da öldürüp yok ettiğini çözmeyi başardılar.
Aslında bakteriler çoğalma aşamasında, suda yarattıkları hacim sayesinde tohumların zarlarının açılarak birbirlerine kaynaşmasına ve bu sızdırmaz tabaka oluşumunun altında kalan bakterilerin savunmasız, oksijensiz ve çoğalmaları için uygun olmayan bir ortamda ölüme mecbur kalmalarından başka bir tepkime değil..."
Bilim işte. Bilim araştçırıyor, bir tür mucize olarak görülenin asıl nedeni ortaya çıkıyor. Bu nedenle, bilimi önemseyenlerdenim vesselam.
nsan şunu düşünüyor.. “Moringa oleifera” ağacının bu özelliğinin,günümüzde keşfedilmemiş olması ne tuhaf edğil mi.. Eski Mısır, bunu nasıl keyfetmiş olabilir?!...
Mısırlıların su arıtma işlemi dışında, Muzdan 3 kat daha fazla potasyum , portakaldan 4 kat daha fazla C vitamini içeren Moringa ağacının tohumu ile dinlendirilmiş suyu bir tür iksir olarak da düşündüğü anlaşılıyormuş ayrıca.
Buna bir de isim vermiyler; ”büyülü su” diye..
O dönemde temiz su bulmanın insanlar için ne kadar önemli olduğunu dyününce; üstüne bir de büyülü su.. Şu Şansa bak yahu..