Bizler kazancı belli olan insanlarken zamanımız ın çoğunu kazandığımız para sanki çokmuş gibi üst üste harcamaya çalışırız. Derken birde bakmışız ay sonu gelmemiş…
Ben çalışan bir anne olduğum için ayağını yorganına göre uzatmayı kendine prensip edinmiş ancak bunu çokta başarabilmiş biri olduğuma zaman zaman inanmıyorum…
Hepimiz zaman zaman çokşeyi almak sahip olmak arzusuyla daha çok para kazanmak isteyebiliriz.
Ancak günümüz şartlarında az kazanan biri olduğumuz için kendimize para harcama konusunda bazı sormamız gereken sorular vardır…
Herkesin bütçesine göre düşünmeden harcayabileceği para miktarı farklıdır ancak herkes için harcanan paranın tekrar düşünülmesini gerektiren bir sınırı vardır. Bu sınır size güzel bir akşam yemeği veya kendinizi şımartmak için yapacağınız bir güzellik harcaması gibi bazı şeylerle kıyaslanabilir ve birçok farklı şekilde kullanabileceğiniz bir miktar olabilir. Emeklerinizin karşılığı olan bu parayı doğru harcamak için, cüzdanınıza ulaşmadan önce kendinize şu soruları sormak isteyebilirsiniz:
1- Neden bu harcamayı yapmak istiyorsunuz?
Üzerinize düşünmeden yaptığınız birçok harcama aslında size ve ihtiyaçlarınıza hatta isteklerinize yönelik değil de markaların pazarlama stratejilerinin başarısına göre gelişiyor olabilir. Son satın aldığınız şeyleri düşünün. Kaç tanesinde sosyal medyanın etkisi altında kaldınız? Yaptığınız son ödemeleri düşünün. Güzellik merkezine ödediğiniz ücretin ne kadarını gerçekten o hizmeti almak için, ne kadarını bunu kendinizi şımartmanın bir yolu olarak gördüğünüz için yapıyorsunuz?
2- Sizin yaşam tarzınıza uyuyor mu?
Bazen, olduğunuz değil olmak istediğiniz kişiye göre harcama yapıyor olabilirsiniz. Alacağınız şık bir spor takımın sizi daha sportif biri yapacağı ve organik ürünler satın almanın sizi daha sağlıklı bir kahvaltı yapmaya yönelteceğine inanıyor olabilirsiniz ancak zamanla kendinize kanıtlayacağınız gibi bu pek de doğru değil. Parayı harcarken bunun hayali bir kişi için olmadığından emin olun.
3- Bunun için yeterli depolama alanınız var mı?
Bütün trendlere yetişmeye çalışmak, muhtemelen kendinizi büyük bir kalabalık ve kaosun içinde bulmanıza sebep olur. Kentsel yaşamın getirdiği küçük yaşam alanlarıyla birlikte hayatınızı kolaylaştırması vaat edilen ürünlerin çoğu, yaşam alanınızdan çalarak sizin için her şeyi daha da zorlaştırabilir. Özellikle Marie Kondo tekniğinde olduğu gibi daha minimalist bir yaklaşım benimsemek istediğinizde, alan kazanmak için gözden çıkarabileceğiniz ürünlere yatırım yapmak istemeyeceksiniz.
4- Benzer bir şeye sahip misiniz?
Hâlihazırda aynı işlevi gören bir şeye sahip olmanıza rağmen yeni bir ürün satın aldığınız oluyor mu? Sorunsuz bir telefonunuz varken bir üst modelini almak veya sıkıldığınız için yeni bir mont almak size bir şeyler anımsatıyor mu? Aynı siyah pantolondan kaç taneye sahipsiniz? Modaya ‘kapsül gardırop’ gibi işlevsel bir bakış açısıyla yaklaşmak sizi hem kafa karışıklığından hem de gereksiz harcamalardan kurtarabilir.
5- Bu ürünü kaç kere kullanabilirsiniz?
Özellikle indirim dönemlerinde, fiyatını uygun bulduğunuz için birçok şey alma eğiliminde olabilirsiniz ancak ‘uygun’ olanın ne odluğunu biraz düşünmek çok şey değiştirebilir. O an için kasada ödediğiniz fiyat nispeten daha uygun olsa da bir ürünü sizin için avantajlı hale getirecek olan şey, ne sıklıkta kullandığınız olacaktır. Ürünün fiyatını onu kaç kere kullanabileceğinizle beraber değerlendirirseniz, sadece birkaç kere giyeceğiniz kıyafetlere para harcamaktansa sürekli kullanacağınız daha kaliteli kıyafetlere yatırım yapabilirsiniz.
6- Kiralamanız veya ikinci el almanız mümkün mü?
Özellikle özel günler gibi defalarca giyemeyeceğiniz kıyafetlere, tek bir gün için yüklü bir miktar ödeme yapmak dışında seçenekleriniz olabilir. Kiralama servislerini kullanabilir, arkadaşlarınızdan ödünç alabilir veya ikinci el dünyasına göz atmayı deneyebilirsiniz. Özellikle de gittikçe gelişen ikinci el alışveriş, sadece kıyafet konusunda değil tam fiyatını ödemek istemediğiniz bütün ürünlerde kurtarıcı olabilir.
7- Ucuz alacak kadar zengin olmayabilirsiniz!
Bazı durumlarda, daha uygun fiyatlı olan ürün işinizi tam görmeyebilir ve uzun vadede size daha pahalıya mal olabilir. Gerçekten kaliteye ödediğiniz sürece bu ürünlerde, biraz daha para biriktirmek ve daha iyisini satın almak en mantıklı yatırım olabilir.
8- Bu meblağı daha iyi kullanabilir misiniz?
Beynin ödül-haz mekanizması, kısa vadede toplayabileceği ödüllere daha yatkın olabilir ancak daha ilerisi için büyük bir planınız varsa ve bu harcayacağınız miktar size daha iyi bir şekilde geri dönecekse, satın al butonuna tıklamadan önce bunu düşünmelisiniz. Kararlı olduğunuz ve öncelediğiniz bir hedef varsa cüzdanınızın içine bunu hatırlatacak bir şeyler bulundurmak, oldukça etkili olabilir.
9- Buna şu an mı ihtiyacınız var?
Bazen en ideal şartlarda olmasa bile giderilmesi gereken ihtiyaçlar vardır ancak bazen de üzerinde daha fazla düşünebilir, daha avantajlı bir şekilde aynı şeyi elde edebilirsiniz. Özellikle bir satış stratejisi olarak yapılan indirimler, süreli kampanyalar size düşünme fırsatı vermeyip hemen harekete geçirmeye yöneliktir. Böyle bir durumda, biraz geri çekilip diğer ihtimalleri düşünmek size çok daha iyi fırsatlar getirebilir.
10- Bu harcamayla neyi destekliyorsunuz?
Her zaman tamamen etik bir alışveriş yapma imkânınız olmasa da seçeneklerin varlığında durup bu yaptığınız harcamadan kimin kar edeceğini düşünmek isteyebilirsiniz. Ürünlerin vegan, yerli, kadın emeği gibi etiketleri, paranızın nereye gittiğini görmenizi sağlayabilir.
11- Zamanınıza değer mi?
Bir ürünün neyi hak ettiğini belirlemenin en kolay yolu, fiyatını saatlik kazandığınız ücretle karşılaştırmanız olabilir. Yapacağınız harcamaya denk düşen zamanınız, örneğin beş saatiniz buna değer mi? Fiyatları sadece banknot olarak düşündüğünüzde değersizleştirmek çok daha kolay olabilir ancak o kâğıtları elde etmek için değerli vaktinizden ne kadar harcadığınızı düşünmek, biraz daha gerçekçi olabilir. Ailenize, sevdiklerinize, kendinize ayırabileceğiniz bu vakitleri ne için harcıyorsunuz?