İlahi sayın vekilim. Yine okkalı bir başlık atıp sormuşsun.
İlahi sayın vekilim. Yine okkalı bir başlık atıp sormuşsun.
Ne yalan söyleyeyim, biz gazeteciler genellikle habere başlık atarken zorlanırız. CHP Kurmayı, Çanakkale Milletvekili Bülent Öz’ n açıklamalarına konu başlıklar, bu anlamda bizleri zahmetten kurtaran türden oluyor. Hem de, çoğu kez ve adeta her seferinde.
Buna bir örnek isterseniz, işte size örnek. Demiş ki sayın vekil;
“FETÖ ile Mücadelede Kim ADİL ? Kim ÖKSÜZ ?”
Bu isime hiçte yabancı değiliz. Hani şu yakalanıp, sonrasında nasıl serbest kaldığı halen tartışılan hain…
Neyse, ben yorumu kendime saklayıp, devam edeyim sayın vekilin sert ve bir o kadar da dikkat çeken sözleri ile.
Başkentte, TBMM’ de, Genel Kurulda söz alıp;
“OHAL ile yönettikleri ülkemizde, KHK' larla Akademisyenler görevinden atılıyor, fakat darbeyi yöneten sözde Akademisyen Adil Öksüz serbest bırakılıyor” diyerek konuşmasına başlamış sayın vekil Bülent Öz.
Ardından da; “İnsanın aklına FETÖ ile Mücadelede kim ADİL? kim ÖKSÜZ? Soruları geliyor” diye eklemiş.
Sözleri bununla bitmeyip, sonrasında da; “Daha düne kadar kol kola yürüyenler, önünde el pençe duranlar, ‘hoca efendimize laf söyletmeyiz’ diyenler, sözüm ona fetö ile mücadele ediyor.
Hukuk tanımaz tavırları ise OHAL sürecini uzatarak, KHK lar ile Ülkemizi bir kişinin yönetimine teslim ediyor” şeklinde sürmüş sayın Milletvekili Bülent Öz’ ün.
Konuşması oldukça sert dedim ya, işte buna bir örnek cümle daha, Aynen şöyle demiş Milletvekili Öz;
“Kendilerini mağdur gösterme çabaları ise halkımızda karşılık bulmamaktadır.
Çünkü kandırıldıkları Ergenekon sürecinde kendilerini savcı ilan eden anlayışları, Kadir Topbaşın damadı serbest bırakıldığında yargının bileceği bir durum anlayışına dönüşüyor”
Başkentte, 25 Mayıs Perşembe günü, TBMM Genel Kurulu’ nun 97. Birleşiminde ettiği bu sözleriyle, FETÖ ile mücadeledeki çelişkileri vurgulamak istediğinin altını çiziyordu Milletvekili Bülent Öz, basın kuruluşlarına e-pota yoluyla gönderdiği açıklamasında.
Açıklama diyorum, çünkü TBMM’ de ettiği sözleri yazıya dökerek bizlere ulaştırıyordu sayın vekil.
Üstelik, bu yazlı açıklamada, oldukça dikkat çeken başlıklarla kurduğu cümleleri tekrarlıyordu.
Diyordu ki; “ İktidar FETÖ' yle mücadele ettiğini söylüyor, oysa… Bank Asya’ nın kurdelesini kesenler aramızda dolaşıyor,
Bankanın önünden geçenler FETÖ' yle suçlanıyor ama, FETÖ' nün siyasi ayağına dokunulmuyor.
15 yaşındaki askerî öğrenciler bir yıldır hapiste tutuluyor,
Darbecilerle on iki saat içeride kalan Hulusi Akar ifade vermeye çağırılmıyor.
15 Temmuz günü MİT'e gelen darbe ihbarı önemsenmiyor,
Asılsız ihbarlarla binlerce vatandaşımız "darbeci" ilan ediliyor.
Aynı şekilde Hakan Fidan’ da, Darbe Komisyonuna ifade vermeye çağırılmıyor” şeklinde uzayıp gidiyordu açıklamada yer bulan sözler.
Bu başlıklar altında dile getirilenlere göz gezdirirken, aklıma yapılması muhtemel bir değerlendirme de gelmiyor değil.
Ne var ki, aklıma düşeni söylemekle birlikte, muhtemel bir suç işleyeceğimi de unutmadan, vazgeçiyorum biraz uçuk düşüncemi paylaşmaktan.
Ben döneyim sayın vekilin sözlerine. CHP’ li vekil Bülent Öz; “KHK'yla binlerce akademisyen görevinden atılıyor,
Darbeyi yöneten sözde akademisyen Adil Öksüz serbest bırakılıyor.
"Ergenekon kasası" iddiasıyla Kuddusi Okkır hastalıktan ölüme terk ediliyor,
Kadir Topbaş'ın damadı hastalıktan serbest bırakılıyor.
Ensar'a kulaklar tıkanıyor, gerçek FETÖ' cülere gözler kapanıyor, sapla saman ayrılmıyor.
İddianame bile hazırlanmadan insanlar hapislerde yatıyor, aileler mağdur bırakılıyor, vatandaşımız bir an önce yargı yolunun sonuçlanmasını bekliyor” diyerek , keh yorum, keh savunma türü, karmaşık algı oluşturması muhtemel konu başlıklarını dile getiriyordu. Tabi ki bana göre.
Sayın vekilin yaptığı konuşmada geçen bu sözleri üzerine, yapılması muhtemel bazı değerlendirmelerde, ‘FETÖ’ cüleri mi koruyorsun?’ da diyen olabilir. Tabi ki bu da benim düşüncem…
X X X
Açık açık konuşmuş…
‘Reklam mı yapıyorsun?’ diye soran olabilir düşüncesiyle, Recep ağabey yine yapmış yapacağın. Yapmış ve de söylemiş… Neden söylemesin ki?, korkusu mu var?...’
Günlerdir, bazı nedenlerden dolayı paylaşımlarını takip edemediğim, Recep ağabey ne yapıyor? Diyerek sosyal medya hesabına gizilice baktım.
O’ da ne? Nasıl sözler bunlar. Diyor ki recep ağabey;
“Harbi Reklam bu...”
Yapmış ve de açık açık söylemiş.
İlahi diyorum bir kez daha.
Recep ağabey derken, sanırım anladınız hangi Recep ağabeyimden bahsettiğimi.
Sıkı takipçisi olduğum, MHP kurmayı, İl Genel Meclisi üyesi ve Gurup başkanvekili Recep Cahit Özer’ den bahsediyorum elbette.
Yine, gülümseten sözlerle bir paylaşıma imza atıp, takipçilerine özel mesaını açık etmiş recep ağabey.
Buram buram reklam kokar gibi görülse de sözleri, bence reklama gerek olmayan bir kurum için yazdığından, şahsen ben reklam yaptığına ihtimal vermiyorum.
Önce; Recep ağabeyin paylaşımına bir bakalım. Sonra, karar veririz. He yaptığına.
‘Harbi reklam bu…’ dedikten sonra şöyle demiş Recep ağabey;
“Yolda yürürken bir selam veriyorsun, çay söylüyorlar.
Muhabbet güzel, gelmişken bi de tedavi yapalım diyorlar, Siyaset konuşmakta serbest.
Bunlar olurken gelip geçen dostlarda selam veriyor ,tek problem sigara içmeyeceksin cümlesi..
Anadolu Hastanesi burası..1 numara”
Bu son sözü okuduktan sonra, aklıma bir şarkı geldi. 90’ ların, ‘Çılgın Türk’ünü anlatır o şarkı.
“Kartel, Bir Numara…. En büyük. Cehennemden çıkan çılgın Türk…!”
Büyüksün Recep ağabey. Büyüksün. ..