80 sonları, 90 başları geldi aklıma. Algarnalar ile Taş toplanan o günler. Ne günlerdi o günler, hey gidi günler hey..
Balıkçıların dilindeki adı; 'Taş' ya da 'Akavadis. Deniz bilimcilerin dilinde ise onun adı; 'Akivades'
Yurt dışı pazarda, pahalı bir ürün. Avlayanlar, dalarak ya da deniz dibini algarnalar ile tarayıp çuvalıyor, bu sayede kazanç elyde ediyorlar.. Su ürünleri sirkülerlerinde ise, avcılığı yasaklanmış deniz canlılarından kendisi.
Akivades avcılığında ısrarcı olanlar, sonunda oluyor 'Lades' yani..
Yine adı geçti, yine dikkat çekti. Çünkü bu deniz canlısı, tadı eşsizler arasında yer alıyor.
Boğazda, bir dönem pek avlanan bir türdü. Tıp kı Kara midyeler gibi.
Avlanmak der iken olta ile zıpkın ile değil elbet. Sal denize algarnayı, deniz dibini tara hallice..
Bu avlanma şekli, deniz canlılarının yaşam alanlarını yok ediyordu aynı zamanda. Trol için son yıllarda gelen eleştiriler neden ise, algarnalar için de şikayet konusunun nedeni aslında aynı neden denilebilir..
Son gelişmeden söz edip, konuya döneyim şimdi. Sahil Güvenlik ekipleri, kaçak avcılara göz açtırmıyor. Bu kapsamda gerçekleşen çalışmaların birinde, önceki gün akivades avlayan 6 kişiye toplam 26 bin 147 TL para cezası kesilmiş.
Sahil Güvenlik Komutanlığı ekipleri, Çanakkale açıklarında üstelik yasak sahada kaçak akivades avcılığı yapılıdğını tespit edince, harekete geçmiş.
Avlanmaya yasak bölgede, üstelik kaçak avcılık yapan 6 kişiye suç üstü yapılmış da denilebilir bu durumda.
Soğan çuvalı benzeri, fileli çuvallardaki Akkivades'ler ele gçetikten sonra, Sahil Güvenlik dalgıçyarı, özenle bu deniz canlılarını ait oldukları yere bırakmlışlar ayrıca.
Kaçak avlanılan miktar dan da söz edecek olursak, az buz değil. İki buçuk ton.. Evcet yanlış okumeadınız, rakamla da vereyim miktarı. Tam tamına; 2.500 kilogram canlı akivades...
Kaçak avcılıkla mücadeleye devam eden sahil Güvenlik Komutanlığı ekipleri, bir yandan da dczensizg öçmenleri hayata bağlamakla mesaideler. İşleri zor. Allah güç kuvvet versin her birine.
Deniz canlılarının yaşam hakkını korumaktan tutunda, Mavi Vatan' ın korunması içinz 365 gün 6 saat, mesai gözetmeksizin denizlerde görev yapan Sahil Güvenlik, ne kar diyor, ne yağmur. Ne sıcak diyor, ne soğuk. Ne fırtına, ne tufan ne de bora, fark etmiyor Denizleri korumak için hep görev yapıyor.
Mavi Vatan hepimizin!.. Korumak ve kollamak hepimizin görevi.
Geleceğimize en anlamlı miras, temiz bir Mavi Vatan’ı bırakmak olacaktır diye düşünenlerdenim.
Feribot yolculuğunu en çok yapan bir coğrafyanın çocuklarıyız bizler. Denize martıları beslemek için simit harici, başka bir şey atmayıp, bu sayede Mavi Vatan’ı koruma bilincini yaşayıp, yaşatmalıyız diyorum özetle.
Gelecek nesle de söyle davranmada örnek olmalıyız. Çocuklarımıza, Mavi Vatan’ ın önemini ve gerekliliğini her fırsatta anlatmalıyız.
Simit ve bir lokma ekmek harici, denize hiçbir şey atmayıp, Çanakkaleliler olarak Türkiye’ ye ve dahası tüm dünyaya örnek olabiliriz.
Mesela diyorum, yerel yönetimler başta, Çevreci STK’ lar, böyle bir etkinliğe imza atabilirler sık sık.
Denize çöp değil, ekmek simit atma günleri yapılabilir, farkındalık yaratacak organizasyonlara imza atabiliriz.
Bu görev, başta yerel yönetimler ve Çevreci STK’ lar tarafından sahiplenilse mesela.. Nasıl fikir ama?!..
Senede bir gün, Temiz Deniz etkinliği düzenleyip, farkındalık yaratmak da önemli lakin, deniz canlıları başta martılar olmak üzere, kış geliyor mesela, Karabataklar, Karamekeler de denize atılacak simit ekmekten payını alabıiseler. Kötü mü olur?!..