M.Ö. deyip deyip paylaşılıyorlar. İyi de neden…? Nereden buldular ki bu tarihi belgeyi?
‘Gerçek mi?, çakma mı?’, hadi onu geçtim, gerek mi var bu denli saçmalığa?
Belki de, bir kronik hastalığa yakalandık. Üstelik milletçe, ‘Gerek mi var araştırmaya? Paylaş gitsin…’ Beğeni aldıktan sonra, doğruymuş, yanlışmış bakan da yok kısacası.
Ne mi saçmalıyorum? Sadece gördüğüm ve hayretle okuduklarım için bir şeyler yazayım istedim. Saçmaladığımı düşünüyorsanız, boş verin. Okumayın dediklerimi.
M.Ö.’ nin anlamını açayım mı? Hani belki kısaltmadan yanlış anlam çıkaranlar olur diye sordum bu son derece anlamsız sorumu.
M.Ö., bilindiği üzere Milattan Önce’nin kısa yazımı. Bir de M.S. var ki, o da, Milattan Sonrasını anlatır iki harf.
Paylaşılmaya bıkılmayan, M.Ö.’ den öncesinden kaldığı ileri sürülen görsel, ne tuhaf tır ki, M.S.’ den sonra peş peşe geliyor.
Bu da son yıllarda ayrı bir icat. Saçmalık üzerine, saçmalar üstü bir icat.
Bu arada, M.Ö. için her ne kadar Milattan Önce dense de, bence, M.Ö. Mesaiden önce anlamı da taşımakta.
Ne de olsa, herkes bir çalışan. Yani geçim için çalışmak şart. Dolayısı ile de hepimizin bir mesaisi var. Hepimiz için geçerli yani M.Ö.
Bir de, M.Ö. yani, Mesaiden önce gibi, M.S. var. Yani; Mesaiden sonra.
Bir çok paylaşım, işçi olsun, memur olsun fark etmiyor, M.Ö. ve M.S.’ de geliyor.
Bir paylaşım zamanı da, Mesai Saatlerini kapsıyor. Bunun kısaltması, bir diğer kısaltma ile aynı ya. Neyse artık.
Garip garip fotoğrafları, garip garip anlatımları, hiç bilmememize karşın, sanki hep eder gibi paylaştığımız sözleri, elinde akılı telefonu bulunan her insanımız çok yakından görüyor.
Yani diyorum, çoğumuz M.Ö. ve de M.S. de çatır çatır paylaşımlar yapıyoruz. Hem de, Doğruymuş yanlışmış demeden…
Ve biliyorum ki, bir çok çatır çatır yapılan paylaşım, Mesai saatleri dahilin de de yapılıyor. O halde, M.S. Mesai saatleri ve Mesai Sonrası anlatımında da kullanabileceğimiz bir kısaltma olmakta.
Şimdi tuhaf tuhaf konuştum. Vallahi Kafam karıştı. Şu M.S.’ li anlatımı bir yana bırakıp devam edeyim.
CHP için bir tablet üzerine yazılar çıkmış ortaya. Görmeyeniniz vardır belki de diye, bu gün sayfamıza taşıyayım dedim.
Bu bir tarihi belge ise şayet, Türkçe yazım şekli M.Ö.’ den önce de kullanılan bir türmüş demek ki.
Hey gidi Türkçem hey. Öyle böyle bir dil ve de yazım şekli değilmişsin meğer.
Bir kez daha aşığın oldum sana güzel Tükçem…
Hazır M.Ö.’ den önce, CHP ve FETÖ arasında bağ kurulduğu iddia edilen o yazılardan söz etmiş iken, Mısır gezisine çıkıp da, bir de Piramit’in üzerine dokunmadan dönmeyen bir ağabey ile devam edelim, M.Ö.’ ye dair yolculuğa.
Sosyalden verdiği mesajında, “Mısır’a gidip te, Piramit’in üzerine dokunmadan olmaz dedik’ diyordu AK Partili İl Genel meclisi üyesi Ahmet Çiçek.
Günler öncesinden görmüştüm facebook hesabından yaptığı bu paylaşımını lakin, sıra yeni geldi kaleme alıp bahsetmeye.
Mısır gezisinde bulunup, gördüklerini, hissettiklerini ve oranın ambiansına dair iki satır kaleme almayıp, sadece Piramit’in tepesine dokunduğunu anlatan o paylaşımı için Ahmet Çiçek bey’i tebrik ederim.
Ben de gitseydim Mısır’a, sanırım ben de dokunurdum Piramit’in tepesine.
Üstelik öyle bir açı ayarlardım ki, hepsine yani, görülen iki piramit’ e aynı anda da dokunduğumu gösterir bir fotoğraf çektirebilirdim.
Belki kısmet olur giderim de, zihnimde çekmeyi hayal ettiğim o fotoğrafı çekerim de, sizlerle de paylaşırım. Haydi hayırlısı. Hayali bile güzel.
Ne diyecektim, neler dedim. Gevezelikte üstüme yok zaman zaman.
Mısır da, bu günkü yazımın başında bahsettiğim, M.Ö. ye ait yazılarda sahiden Türkçe yazı dilinde kullandığımız Latin Alfabesinin harflerinden var mı acaba?
Mısır’a gidip gelen bir ağabey bir abla, bir kardeşimiz yok mu bana bu konuda aydınlatıcı bilgi verebilecek.
Bana olmasa da, şu son günlerde sıkça paylaşılan o görsel için, net sözlerle yorum yapabilecek bir Mısır gezgini çıkmaz mı?
Dalga geçmiyorum. Hakikatken soruyorum. Doğrumu acep, M.Ö.’ den kalma böyle bir yazıda geçen Latin alfabesi kullanımını kanıtlar örnekleri gören var mı?
Tanık aramaktan ziyade; Türkiye’ de yaşanan, o hainlik girişiminin nedeni kahrolası FETÖ gerçeğini sulandıran o paylaşımlardaki, o saçma sapan görsel için bir önlem neden alınmaz da, millet ağlanacak hale gülümseyen beğenilerle karşılık verir’ e yanıt bulmaya çalıştığımı itiraf etmek istiyorum..
Bir kaç beğeni için mi bu konu bu denli sulandırılmaya başladı, hakikaten merak ediyorum.
Nedir yani? Bu son derece ciddi konu sulandırılarak ne yapılmak isteniyor?
Neden yayın ve paylaşım yasağı çıkmaz böyle deli saçmalarına?
Çok sorasım var daha da neyse…
Bi susayım. Yazmayı keseyim de, durduk yere başıma iş çıkarmayayım.
Anlamsızlıkları görünce, ben neden ‘Çok soruyor ve çok laf ediyorum?’ a yanıt aramam saçmamı?
Yoksa tek ve asil bir soru mu sorayım;
‘Ne yapmam gerek doktor?’