Her şehidini unutmamak üzere kalbine gömen Milletimin yükü günden güne ağırlaşıyor. Taşıdığı sorumluluğa ise diyecek sözüm yok.
TBMM’ de yapılan bir konuşmada da Şehide Veda gelmiş ondan da bahsedeceğim de, önce ben ne demek istiyorum’ u aktarayım.
13 Kahramanımızın şehit düştüğü ve de aynı gün terörle mücadele sırasında verdiğimiz 3 kahraman Şehidimiz. Hazin olay sonrasında, elbette ki bir çoğumuz duygu ve düşüncelerimizi hiç de çekinmeden açık ettik.
Toplumun her kesiminden ses çıktı. Tepkiler ağır, sözler okkalı, sitemler ise yine bildik türdendi.
İyi de, içimizdeki acıyı ne kadar hafiflettik?
Bence ne yaparsak yapalım, bu acı asla hafiflemez.
Hele hele, Şehit yakınlarının içine düşen o tarifi imkansız yakıcı ateş hiç ama hiç sönmez.
Biliyorum ki; her bir Kahramanın geride bıraktığı en değerlisi, ne zaman bir şehit haberi duysa, yeniden körüklenir kalbinde, içinde taşıdığı o tarifi imkansız acıları.
Her birimizin kalbinde binlerce kahramanla dolaşıyoruz. Yükümüzde, sorumluluğumuz da ağır, hem de çok ağır beyler bayanlar.
Kalbimize gömdüklerimizin geride bıraktıkları için ne yapabiliyoruz? Hiç sorduk mu bu soruyu kendimize?
Biraz daha açayım konuyu. Milletçe, Kalplerimize gömdüğümüz o kadar çok Kahraman var ki, bir Ordu sığdırdık yumruk kadar yüreklerimize. Bilmem bunun farkında mıyız?
Yumruk kadar kalplerde gezdirdiğimiz bir Ordu var içimizde. Bu ordu, bir gün yetti artık der ise, ne olacak?
Bu soruyu da hiç sorduk mu kendimize?
Her şehit ateşini anlatır haber duyduğumuzda tepkimiz aynı olsa da, Balık gibi olduk, çabucak unutuyoruz, bilmem bunun da farkında mıyız beyler bayanlar?
İçimde kopan fırtınaları dindirecek ne söz, ne de eylem yok, bunu bile bile, içime attığım öfkemi nasıl terbiye ettiğimi de bir bilsem, bu denli suhal ile de uğraşmayacağım ya, neyse…
Bildik sözler duyduk.
Bildik kelimeler her zamanki gibi.
Her acı veren hadise ardından, ezber yaptıklarımız gibiydi yine edilen, dudaklardan dökülen kelimeler.
İnsanın öfke üzerine bir roman yazası var bu gerçekler üzerine. Lanet okumakta, küfür etmekte, dünya rekorları kırasım var lakin, bunca küfür üretme çabası, sözlü öfke ile teröre ve iş birlikçilerine vurma halim, hiçbir acıya ne çare getirecek, ne de dinmek bilmez öfkeyi, az olsun sakinleştirecek.
Bunun farkında olmak bile, insanı ne denli çaresiz bırakıyor. Bilmem bunun da farkında mıyız beyler bayanlar?
Terör haberlerini ilk duyduğum yılları hatırlıyorum.
Yaşım 18 yeni olduğu için, sorgusuz suhalsiz girmeyi çok arzu ettiğim köy kahvehanesine rahat rahat girer çıkar olmuştum.
O yıllarda, pişpirik oynayan ağabeyler, küfürün biri bin para misali tepki verir, oyun kağıtları yere çarparcasına atılır, çay bardakları savrulurdu şangır şungur.
Tek kanal dı TV ler. Öfkenin adresi o ekranda haberi sunana çevrilir, ağız dolusu küfürlerden sanki o da nasibini alırdı. ‘Yine şom ağızlı veriyor acı haberi’ derlerdi, köyümüzün ağabeyleri, amcaları.
Hainlerin şehit düşürdüğü yiğitlere dair detayları anlatan isim de nasiplenirdi küfürlerden. Sonra ne mi oldu?
Sonra bildik, alıştık hallere kapıldık. San ki sıradanmış gibi gelmeye başladı haberler. Ne yazık…
Böyle geldi geçti yılar. Şehitler veriyoruz, her seferinde öfke seline kapılıyor, sonra da duruluyoruz. Ya geride kalan emanetlerin hali?
Çok yazasım, çok konuşasım var ama, ne çare?
Kime ne faydam olacak ki, milleti sinir etmekte başka…
Birazda politikadan yükselen sese bakalım. Yine bildik gibi gelse de edilen sözler, biraz farklılık gördüm ve dile getireyim istedim.
TBMM’ den yükselen bir ses. Meclis tutanaklarına da aynen geçmiş. Geleceğe dair imzalı, kaşeli bir belge misali.
Ve anlatıyorum işte. Bakın görün.
CHP Çanakkale milletvekili Av. Muharrem Erkek, söz almış genel kurulda. 13 Şehit verdiğimiz ve 80 Milyonun aynı anda yaralandığı o korkunç helikopter faciası üzerine.
Önce biraz Detay vereyim, tarihe geçecek bu belge üzerine. TBMM, TUTANAK HİZMETLERİ BAŞKANLIĞI’ na ait evrak üzerinde kaleme alınan sözler.
Dönem: 26 Yasama Yılı: 2 Tarih: 1.6.2017 Birleşim: 100 Ham Tutanak Sayfası:38-38
Konuşmacı: MUHARREM ERKEK Seçim Çevresi: ÇANAKKALE
Aynen aktarıyorum, işte Tutanak Metni:
CHP Çanakkale Milletvekili ve TBMM Anayasa Komisyonu Üyesi de olan Av. Muharrem Erkek, Şırnak Şenoba' da gerçekleşen o korkunç helikopter kazasında şehit olan askerlere ve içlerindeki Çanakkaleli Binbaşı Koray Onay'a Allah'tan rahmet tüm Türkiye'ye TBMM Genel Kurulu’ndan başsağlığı dileyerek başlıyor sözlerine. Ve diyor ki;
“Manevi acımız çok büyük. Milletimizin, ülkemizin başı sağ olsun”
Aynen katıldığım ve de bir an da olsa, bana da resmen tercüman olan anlatım gelmiş sayın vekilden, bu nedenle de ayrıca kutluyorum sayın Milletvekilini.
Devamında ise, sözleri geliyor, biraz da düşündüren;
“13 şehidimizi ve terör saldırısında yitirdiğimiz 3 şehidimizi rahmetle anıyoruz, yakınlarına sabır diliyoruz.”
Sabır sabın nereye kadar diyesim gelen bir durum aslında bu. Neyse, fazla da abartmayayım yorumumu.
Devam edeyim CHP’ li Erkek’ in dedikleri ile.
“13 şehit verdik elim bir kazada ve bu kazayla birlikte 80 milyon da manevi açıdan ağır yaralı. O yüzden bize de söz verdiğiniz için çok teşekkür ediyorum.
Şehitlerimizden biri de Binbaşı Koray Onay, değerli bir hemşehrimiz di, Çanakkale'nin Gelibolu ilçesinden.
Gelibolu, Çanakkale Türkiye Cumhuriyeti'nin ön sözünün yazıldığı topraklar ve tarihî Gelibolu Yarımadası yani bir şehitler diyarı 1 şehidini daha bugün bağrına basacak diyorum ve Gelibolu'muzun, Çanakkale'mizin ve tüm Türkiye'nin başı sağ olsun diyorum”
Bu kadardı denilenler. Adeta , Oldu bitti gibi denilenler.
İyi de, Ya Şehidimin geride kalanları?