En Kutsal Mekana yapılan vahim benzetmeye, sessiz kalmayıp şöyle seslendiler;
“Kaldırım Vaazcısı,
Köhnemiş Beyin…!”
Bağrında 253 bin ölümsüz kahramanı bulunan Şehitler Coğrafyası’ndan, o vahim sözleri edene, Çanakkale’nin din adamlarından tokat gibi sözlerle tepki gecikmedi.
“Bugün burada, birilerine karşı duyulan hazımsızlıktan dolayı, camileri ‘kerhanelere’ benzeten Osman Ünlü gibilerine, hadlerini bildirmeye geldik!”
Çanakkale Diyanet-Sen Şubesi; “Bu güne kadar, camiye gelenleri itmek, rencide etmek, camiden soğutulan gençlerin müsebbibi olmak, bu tarz düşünce içerisinde olanlar yüzündendir” diyerek, Vahim açıklamanın sahibine sert sözlerle çıkışmakla da kalmadı, hayli dikkat çeken bir tespitte bulundu.
Bir TV kanalında yaptığı açıklamada, Camilere, ‘Kerhane’ benzetmesi getiren Yazar ‘Ünlü’ için, Diyanet-Sen Çanakkale Şubesi şöyle seslendi;
“Görüyoruz ki Çocukları camide istemeyen kaldırım vaazcıları, İslam’ı anlatmaya soyunmuş!!!”
Şube Başkanı Selahattin Çiloğlu’ nun, yazar Ünlü’ nün sözlerine karşılık verdiği açıklamayı, hadi gelinde alkışlamayın?
Benzer düşüncedeki zihniyet sahipleri yüzünden, Heba edilen gençler olduğunu söyleyen Çiloğlu;
“İslam’ın, imanın kalpte olduğunu unutarak yıllarca dış görünüşlerinden dolayı gençlerimizi öteleyen, camilerimizde hor gören bu insanlar yüzünden, nice gençler heba olmuş” sözleri ile bir Türkiye gerçeğine işaret de ediyordu.
Çiloğlu; “Anlaşılan o ki, sıra çocuklara gelmiş” vurgusu ardından,
“Ama orada bir durun! Sizin köhnemiş beyinlerinizde, çocuk sevgisi nasıl yorumlanıyor bilemeyiz ama, bizim bütün camilerimizde çocuklarımız, gençlerimiz dokunulmazdır!” diye de haykırıyordu.
Çanakkale’nin her santimetre karesi kutsal topraklarında görev yapan Din adamlarının, köhne zihniyet sahiplerine bir çağrı ve önerileri de vardı.
“ Cami adabı ile çocuk sevgisini karıştıran köhnemiş beyinler,
Teravihleri evlerinizde kılın!”
--------------------------------------
X-RAY
-----------
Ağzınıza sağlık…
Söz ettiklerinizi belki de bir çoğumuz aklımızdan geçiriyoruz da, günah olur diye söylemekten çekiniyorduk.
Ramazan olmasaydı, gün içinde sizlere bir tepsi baklava ile ziyarete gelirdim. O denli güzel konuşmuşsunuz.
Bu yüzden tatlı ikramında bulunurdum. Ne de olsa ünlü bir sözdür, ‘Tatlı yiyelim, tatlı konuşalım’
Diyanet –Sen Çanakkale Şubesi’nden, ‘ şok sözleri’ tekrarlayarak gelen, o vahim açıklamaya verilen yanıt, hakikaten alkışlanası olmuş.
Türkiye Diyanet ve Vakıf Görevlileri Sendikası’nın, Çanakkale Şubesi öyle bir cümle kurdu ki, Okuyanına önce; ‘Yok artık ‘, sonra da; ‘yanıtınızı İyi verdiniz. Ağzınıza sağlık’ dedirten türdendi.
‘Yok artık’ dedirten, o vahim cümleyi kuran bir başkasıydı lakin, tekrarlanınca denilen, Camii ile birlikte anılan bir yer oldukça dikkat çekiyordu.
Meraklanmayın, anlatacağım. Biraz gizemli kılalım diye yapılan açıklamayı, bu denli karmaşık cümleler kurdum.
Kurdum ki, dikkatlice okunsun, alkışlanası yanıt metninde denilenler.
Benim bizzat alkış tutuğum cümle ise aynen şöyle;
“Görüyoruz ki Çocukları camide istemeyen kaldırım vaazcıları, İslam’ı anlatmaya soyunmuş!!!”
Şimdi geliyorum asıl konuya, ve o vahim sözlere verilen tepkiye.
Diyanet-Sen Çanakkale Şubesi Başkanı Selahattin Çiloğlu, bir takım kendini bilmezlere yönelik, aslına bakarsak bir çoğumuzun çeşitli defalar içinden geçeni seslendirmiş.
Diyorum ki, bu sert çıkışı için sayın Başkan kesinlikle kutlanmalı.
Diyanet-Sen Başkanının kaleme aldığı açıklamasında; “Bu mübarek aylarda televizyon programlarına çıkıp halkı bilgilendirmeye çalışan ilim adamlarının İslami hassasiyetleri hatırlatmaya çalışması Diyanet camiası olarak bizleri memnun etmektedir” diye başlasa da sözleri, sonrasında adeta bir isme vermiş veriştirmiş oluşu ve devamındaki sözleri, bir çoğumuzun dillendirmekte tereddüt ettiği düşüncelerinin adeta yazıya dökülmüş haliydi.
“İlim paylaştıkça çoğalır diyen bir ümmetiz” anlatımında bulunup, ardından da Diyanet İşleri Başkanlığı olarak, Çocuk Dostu camiler projesini hayata geçiren Prof. Dr. Mehmet Görmezi eleştiren, Türkiye Gazetesi Yazarı Osman Ünlü’ ye seslenmiş sayın Çiloğlu. İsim vererek hem de… Hiç de çekinmeden…
Yazar Ünlü için; “ TGRT Haber’de skandal açıklamalar yapmıştır.
Camilerde çocukların oyun oynamasının caiz olmadığını savunan Osman Ünlü ibadethanelerimizi ‘kerhaneye’ benzetmiştir” ifadeleri ile sert eleştiride bulunan Diyanet-Sen Çanakkale Şubesi Başkanı Çiloğlu,
“Cami ile kerhaneyi aynı cümle içerisinde kullanan Osman Ünlü ‘nün ilmi manada köhnemiş, İslam mabetlerini aşağılamaya çalışan, rencide etmeye çalışan fikri yapısının, ilim adamlığı vasfına yakışmadığı ortadadır” şeklinde tespitte de bulunuyordu..
Düşünmeden edilen sözler için, ‘Dilin kemiği yoktur’ denilse de, bir kendini bilmezin vahim olduğu kadar hadsiz sözlerle önü sürdüğü ve de sıkı durun;
Ona göre İbadethanelerimizin getirildiği noktayı benzetmede kullandığı bir mekan, ‘Dervişin fikri neyse, zikri de odur’ sözü ile de anlatılabilir.
Sanki hiç aklından çıkmaz bir düşünce, bazen tak diye ele verdirir ya kendini, ‘O zamanda deriz ya, yakalandın…’
Neyse ben çok yoruma kaçmadan, o vahim açıklamalar üzerine verilen tepkiyi aktarayım siz değerli okuyucularıma.
Diyanet-Sen Çanakkale Şubesi Başkanı, şöyle tepki veriyordu yazar Ünlü’ ye.
Çoğumuzun da aklından bir çok kez geçen, fakat günah olur diye dillendirmekten çekindiği sözlerle, tam da şöyle;
“Bu güne kadar, camiye gelenleri itmek, rencide etmek, camiden soğutulan gençlerin müsebbibi olmak, bu tarz düşünce içerisinde olanlar yüzündendir.
Oysaki MEVLANA ne olursan ol! Kim olursan ol Gel demektedir.
Görüyoruz ki Çocukları camide istemeyen kaldırım vaazcıları, İslam’ı anlatmaya soyunmuş!!!
Oysaki sırtında Hasan ile Hüseyin, secdeye giden, kalbi çocuk, yüzü çocuk peygamberin ümmeti olduğumuzu unutmuş!
İslam’ın, imanın kalpte olduğunu unutarak yıllarca dış görünüşlerinden dolayı gençlerimizi öteleyen, camilerimizde hor gören bu insanlar yüzünden, nice gençler heba olmuş.
Anlaşılan o ki, sıra çocuklara gelmiş.
Ama orada bir durun!
Sizin köhnemiş beyinlerinizde, çocuk sevgisi nasıl yorumlanıyor bilemeyiz ama bizim bütün camilerimizde çocuklarımız, gençlerimiz dokunulmazdır!
Çocuklarımızın hafızalarında kötü bir iz bırakacak şekilde müdahalelerde bulunacak olanlar, cami adabı ile çocuk sevgisini karıştıracak olanlar, teravihlerini namazlarını evlerinde kılsınlar!
Bugün burada derdi din olanın çocuklardan rahatsız olmayacağını söylemeye geldik.
Bugün burada, meselenin çocuklar olmadığını, hazımsızlığın sebebini tekelci, tek bayici, tek şubeci din işletmecisi olmak isteyenlere; sizin derdiniz üzüm yemek değil, derdiniz bağcıyı yerinden indirmek olduğunu söylemeye geldik.
Bugün burada, birilerine karşı duyulan hazımsızlıktan dolayı, camileri kerhanelere benzeten Osman Ünlü gibilerine, hadlerini bildirmeye geldik!
Bu gün burada, sayısız hizmetlerle, Diyanet İşleri Başkanlığımızın yaptıklarından nasiplenmemiş olanlara, saldırı dili yerine, edebi hatırlatmaya geldik!
Bu gün burada, Diyanet İşleri Başkanlığımıza, Diyanet İşleri Başkanımız Sayın Mehmet Görmez’e, Camilerimize, Mabetlerimize, Din Görevlilerimize, Dokundurtmayız! demeye geldik.
Yapacağımız suç duyurusu ile, Türkiye genelinde, eş zamanlı eylem başlattığımızı kamuoyuna duyuruyoruz.
Artık sesini duyurmak isteyenin, ünlü olmak isteyenin saldıracağı alanlar ve makamlar diyanet camiası değildir demeye geldik”
Sayın başkana, bendeniz de, ‘Hoş geldiniz başkanım’ diyorum ve bir kez daha, tebriklerimi sunuyorum.
Hay ağzınız ‘Bal’ yesin. Ramazan ramazan ‘Bal’ yemenizi istediğim için de, ayrıca kusuruma bakmayın.
Oruç ağzınızla aklınıza ‘Bal’ düşürdüm belki ama, İftarda yersiniz artık.