HE YAŞA BE SOKRATES!...
Dilimizde tüy bitiyor bazen, Yazmaktan yorgun düşüyoruz, a8nlat anlatabilirsen.
Yükü belirsiz. Bir gecenin yarısı, aynı armatöre bağlı diğer bir geminin çarpması sonucu batıyor. Adı kaza?!..
Ne isim verilebilir ki ayrıca.. Kaza işte… Kaza ile insan bazen… Tövbe tövbe…
Bozcaada’nnı kuştu kenar köşesinde, onlarca yıldır sessizlik içinde yatan bir gemi. Yükü için türlü dedikodular var. Üzerinde radyoaktif tehlikeyi anlatır logolar bulunan konteynerlerden söz ediliyor.
Bu arada, Geyikli sahillerinde ansızın yükselen radyosyon değerlerini hatırladım da, bu gemi ile kurulan bağlantı düştü birde aklıma..NEDEN OLMASIN?!..
Hantepe sahil şeridinin kumsalında, Türkiye Otam Enerjisi Kurumu’nun rutin taramaları esnasında, seyir alindeki ölçüm aracı larma gçeince, uzmanlar dahi şaşkına dönmüşlerdi.
Günlerce bölgeye gidip geldim. Haberleştirdim süren hummalı çalışmaları.
Belki de, görev uğruna bu sırada radyosyona bulandık. Kim bilir?!...
Üzerimizde koruyucu tulum falan yoktu. Öyle yazlık kıyafetler ile, kumsalda bir ileri, bir geri. Bazen Mehter takımı gibi…
Anılar çok da, konumuz anılar değil..
Bir hikae düştü şimdi alıma.. bahsedeyim mi azıcık.. Tarihe geçen bir üstat..Adı çok bilindik bir şahsiyet, Sokrates..
Bilinen kimliği ile, Ahlak filozofu.. Sokrates, 51 tane jüri önünde yargılanıyor o vaktiler ve idam kararı çıkıyor hakkında.
Hikaye bu ya, idam, baldıran zehri ile öldürülmesi ile sonuçlanıyor..
İdamından önce, yani zehir içirilmeden önce, sevenleri, "seni hapishaneden kaçıralım" diyorlar.
Sokrates bu.. Olur mu hiç?!.. "Bu ahlâksızlıktır" diyor ve kabul etmiyor ona göre ahlaksız bu teklifi...
Bu hikayenin devamı,internette rastladığım bir anlatımda;” Uydur kaydır sözlere başvur jüri seni affedebilir deseler de, ahlak filozofu bunu da kabul etmiyor.” İfadesi ile anlamlandırılıyordu..
Sonra ne mi olmuş?. Tarihe geçen savunmasında idam kararı veren jüriye şunları demiş Sokrates;
"Ölümden korkulmaz, çünkü ölümün çaresi var. Ölürsün kurtulursun. Ama yanlış yapmanın çaresi yoktur.
Yaptığınız yanlış kıyamete kadar sizinle birlikte gelecektir."
2 bin 500 yıl geçmesine rağmen, Sokrates'in ismini bilmeyen yok desem, sanrım yanlış söz etmemiş olurum.
Hadi Sokrates’i bir kenara bırakalım. Bizim toprakların çocuğu Aristo diyelim.. Assos’ lu Aristo.. Dünyanın ilk felsefe okulunu, dünyanın en gözde tatil beldesinde kuran Aristo..
Yaşasa idi şayet, onlarca yıldır, belirsiz yükü ile Bozcaada açılarında 49 metre kadar derinlikte yatan o gemi için bir iki satır söz ederdi.
Sonuçta, bir tarafı İyon, bir tarafı Yunan coğrafyanın yaşayanı ..
Doğruya doğru, dimdik ederdi sözünü diye düşünüyorum..
Yükünün ne olduğu halen sır o gemi, muhtemeldir ki bir utanç abidesi olarak çıkarılacak sudan.
Yüküne ilişkin iddialar, bu sayede cevap bulacak. Dahası, şayet iddialar doğru ise, Türkiye, Yunanistan’ dan, yüklüce tazminat hakkına sahip olabilir imiş.. Hadi inşallah..
Noktayı, Sokrates’ in o sözü ile atalım mı?!..
"Şu hayatı öyle bir yaşa ki kapanışta kendini alkışlayabilesin..."
Sanırım, bir gazeteciler tam da bu kafadayız. Anlatmaya çalışıyoruz, yırtıyoruz kendimizi.
Bu başa bela gemi mesela, gündemde tutup özellikle son iki yıldır bir çaresi bulunsun uğraşındayız..
Bir gün göçüp gideceğiz bizde herkes gibi fani dünyadan,kapanışta kendimizi alkışlayacağımız bir neden de bu olacak aslında..Haydin hoşça kalın demeden önce, minik bir hatırlatma.
Son olarak, geçen Cuma attik manşeti;
RADYOAKTİF ATIK TAŞIDIĞI İDDİLARI İLE GÜNDEM OLMUŞ, CİMER’E ŞİKAYET EDİLMİŞTİ
49 METRE DERİNLİKTE YATIYOR,GÜNDEMDEN DÜŞMÜYOR!..
1999 Temmuz’unda, aynı armatöre ait bir başka gemi ile çarpışıp batan Pelmariner, iki yıl önce Çanakkale Çevre ve Doğa Dernekleri Federasyonu Başkanlığı’nca, CİMER’ e yapılan şikayet konusu olmuştu.
“SORUMLU BU GEMİ Mİ?!” ŞÜPHESİ… GEYİKLİ KUMSALI HANTEPE’ DE, RADYOAKTİF DEĞERLER BİR ARA ÇOK YÜKSELMİŞTİ
Bozcaada açıklarında, 49 metre derinlikte, 23 yıldır sessizce yatan o gemi ve sır perdesi bir türlü aydınlanamayan yükü, yeniden Çanakkale gündemine oturdu. Diye!!!…