1 Temmuz için erken kutlamaya başka ne denir? Geçmişte yağlı direğimiz de vardı…. O’ da tarih oldu.
Allahtan Gelibolu, Lapseki, Karabiga ve Küçükkuyu var da, yağlı direk geleneği en azından oralarda yaşatılmaya çalışılıyor.
Her yıl bekliyorum. Nere de o eski bayramlar diye de bir de ağız dolusu eleştiriyorum. Lakin, bir türlü eskiye dönüş yok.
Burası Çanakkale. Adıyaman olsa neyse. Demek ki bazı şeyler pek yaman oluyor. Geçmişte alınan bazı kararlar gibi.
Artık tarih olan yarışmaların yapılmam gerekçesi, ayrımcılığın ta kendisi nedene bağlı da olsa, eskiye dönüş yok maalesef.
Suyun dibinden tabak çıkartılan yarışmalar gibi, ördek yakalama da tarih oldu. Yağlı direk mi kalır?
Hadi tüm bunlar tarih oldu da, erken kutlama neyin nesi? Çifte bayram için mi erken etkinlik???
Elimden gelse, bol soru işaretlerini sıralayacağım da, neyse…
Erken öten horozu boğazlarlar diye bir Ata sözümüz vardır ya. Bu gün o sözü hatırıma getiren, tarihinden önce yapılan erken kutlama oluverdi. Belki de ilgili ve yetkililer bana kızacaklar. Fakat diyorum ki, lütfen kızmayınız…
Çanakkale’de 1 Temmuz’u neden erken kutlarız? 1 Temmuz’ un bir önemi vardır bu kentli için. Dünya da Çanakkale ve İstanbul dışında kaç boğaz şehri vardır?
Denizi böylesine yaşam biçimi edinmiş, kaç şehrin insanı da vardır diye soracağım da, sorsam bir şey değişmeyecek. Oldu bitti…
Bu kadar söylenmeme sebep olay 1 Temmuz kutlaması için. Biz, 1 Temmuz için erken bir kutlama yaptık. Sanırım, çifte bayram olsun diye. Gerçi öyle değilmiş öğrendim.
Üstelik, bütün Çanakkale kordon boyundaydı. Nüfus yüz bin ise, yüz binimiz de oradaydık. Çok eğlendik, çok. Yüzme yarışmalarını nefes nefese izledik.
‘Sahi mi ?’ dediğinizi duyar gibiyim. Siz ce…?
Sözü yine çok uzattım. Kısa kesiyorum. Dönüyorum erken kutlamaya.
Haberin detaylarını, İHA’ dan gazeteci kardeşim Murat Yüksel kaleme almış.
“Çanakkale'de Kabotaj Bayramı kutlanmaya başladı” başlığıyla geliyordu 1 Temmuz için düzenlenenler.
Sonrasında; “Çanakkale'de, 1 Temmuz Kabotaj Bayramı dolayısıyla Çanakkale Liman Başkanlığı tarafından, Çanakkale Valiliği ve Çanakkale Belediyesi’nin yanı sıra çeşitli kurum, kuruluş ve özel şirketlerin desteğiyle, Kordonboyu ve Yat Limanı'nda çeşitli etkinlikler düzenleniyor” deniliyordu, önceki gün hayli dikkat kesildiğim haberde.
O haberi okurken, “Tarihimi şaşırdım? Bugün 1 Temmuz mu?” şeklinde sıralı iki soru düştü birden zihnime. Saatime baktım. Gayet donanımlı casio’ mda, barometre ekranı altında duran Tarih 1 Temmuz’u göstermiyordu…
Demek ki erken bir durum varmış dedim.
Haberin detaylarını şöyle aktarıyordu gazeteci kardeşim Murta Yüksel;
“Sabah saat 10.00’da Çanakkale Ticaret ve Sanayi Odası'nda (ÇTSO) 'Deniz Güncesinde Güzeller' sergisinin açılışı ile başlayan etkinlik, daha sonra Yat Limanı önünde İÇDAŞ Yelken Kulübü sporcuları tarafından yelken gösterileriyle devam etti.
Kordon’da süren etkinliklere Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Ahmet Selçuk Sert, Çanakkale Vali Yardımcısı Cezmi Batuk, Çanakkale Belediye Başkan Vekili Bilge Şimşek, Çanakkale Liman Başkanı Ramazan Yılmaz ve daire müdürleri katıldı” diyerek.
1 Temmuz Kabotaj Bayramı'nın önemini vurgulayan konuşmaya, Müsteşar yardımcısı Ahmet Selçuk Sert imzasını atmış.
Sert şu sözlerle; “Bu 1 Temmuz’u içinde barındıran haftayı Denizcilik Haftası olarak tüm yurtta 71 Liman Başkanlığımızla 91’inci yıldönümünü coşkuyla kutluyoruz.
Bu sadece bağımsızlığımız açısından değil, denizlerimizdeki hükümranlık haklarımızın perçinlenmesi açısından değil, aynı zamanda denizciliğin gelişmesi için de bir dönüm noktası olmuştur” demiş ve dikkat çeken bir konuşma yapmış.
Erken öten horoz durumu yok diyeceksiniz belki. Bence de haklısınız.
Böylesine önem arz eden bir tarihi, özel etkinliklerle dolu bir haftada yad etmek elbette çok güzel.
Bir de geçmişteki coşkuyu hatırına getirip, güncelleyen ve doyasıya 1 Temmuz’u yaşatan düşünce hayata geçse de, bizler de ‘Nerede o eski bayramlar’ demesek.
Yağlı direk 1 Temmuz’ un bir unutulmazıydı. Su’ da ördek yakalamak da, dipten tabak çıkarmakta. Sayayım mı daha…?
Bu denli önemli bir günü, haftaya yayılan etkinliklerle kutlamak için sarf edilen eforun hepsi, yağlı direk üzerindeki bayrağı alma sırasında verilen kadar değil belki fakat, o heyecanlı anların bedeli de, dile getirdiğim ve bu günlerde artık tarih olan bazı yarışmaların birincilerin verilen birkaç küçük altın ile ölçülmemeli diye düşünüyorum.
Neden mi böyle düşünüyorum?
Duymuştum ki, o yarışmaların ödülleri ağır geliyormuş. O’ndan ötürüymüş iptaller.