Önceki gün beden, akıl ve ruh konusunu mistik bir anlayışla izaha çalıştım.
Dün de Emile Durkheim’ın “İntihar” isimli eseri üzerinden, bireyi ve toplumu intihara sürükleyen sebepleri ele aldım. Bireysel ve sosyolojik intiharı engelleyecek en önemli panzehrin güçlü ve sağlıklı aile yolduğunu yazdım.
Bugünde sağlıklı aile kavramını açıklamaya çalışacağım.
Sosyolojik tanımla; akrabalık bağlarıyla doğrudan birbirine bağlanmış olan, yetişkin üyelerinin çocukların bakımından sorumu olduğu ve aralarında birincil ilişkilerin göründüğü en küçük toplumsal kuruma aile denir.
Aile dediğimiz müessese; milletin maddi manevi zenginliklerini kuşaktan kuşağa aktaran; biyolojik, psikolojik, sosyolojik, eğitimsel, dinsel, toplumsal, hukuksal, ekonomi ve boş zamanları değerlendirme gibi işlevleri yerine getiren en küçük toplumsal yapı taşıdır.
Evlilikteki uyumsuzluklar, çoğunlukla mutsuz ve sağlıksız aile yapısının ortaya çıkmasına neden olur.
Yaş, din, ırk farklılıkları, kadının bir işte çalışması, ev yönetimi konusunda bilgi ve beceri yetersizliği, gelir idaresi konusunda farklı görüşler, sorumluluktan kaçma, hısım akraba ile ilişkilerin şekli, çocuk sahibi olma isteği, çocuğu eğitme ve disipline etme konusunda eşler arasındaki uyumsuzluk, sevgisizlik, güvensizlik ve saygısızlık ve cinsel yaşamdaki düzensizlikler akademik literatürde evlilikteki uyumsuzluğun başlıca nedenleri olarak gösterilmektedir.
Her uyumsuzluk bir stres sebebidir. Sağlıklı aileler stresli olaylarla çok iyi baş edebilirler.
Sağlıklı ailelerde yetişkinler şefkatli, sıcakkanlı, samimi ve sorumluluklarını bilen kişilerdir. Sağlıklı ailelerde yetişkinler geçmişte yaşanmış olayların ve olumsuzlukların tesirinde kalmaz. Onlar günü yaşar ve geleceğe dair düşünceleri vardır.
Sağlıklı ailedeki bireyler, ailedeki herkesin mutlu olması için elinden gelen gayreti gösterir ve aile fertleri birlikte zaman geçirmeyi severler. Ailedeki roller ve kurallar bellidir ve her fert buna uyum sağlar.
Mutlu ve sağlıklı ailerde demokrasi ve ifade özgürlüğü vardır.
Hadiseler karşında ve birbiri hakkında herkesin hissiyatını ve düşüncelerini açıklaması serbesttir. Böyle aile içinde yaşayan her insan ailedeki herkes tarafından istendiğini ve kendisine sahip çıkıldığını bilir dolayısıyla kendisini güvende hisseder. Kişisel gelişimi ve ailesi için riskleri göze alabilir.
Anna Karinaya göre; “mutlu aileler birbirine benzer” ama her bir mutsuz aile kendi yolunda mutsuzdur. Mutsuz ailelerin binlerce çeşidi vardır. İnsanlar mutsuz aile olmak için akla hayale gelmeyecek yanlışlıkları yaparlar.”
Toplumun sağlıklı alilerden oluşmasını isteyen bir devlette, demokrasiyi ve bireysel özgürlükleri esas alan bir anlayış ve uygulanabilen yasalar hâkimdir. Güçlü ve adil bir devlet yapısı için ahlaklı, adil ve tarafsız siyasetçilerin varlığı şarttır. Zaten böyle devletler, muhasır medeniyeti ya yakalamış, ya da muasır medeniyeti oluşturan devletlerdir.