Geçen pazar günü İYİ Parti’nin Merkez İlçe Teşkilatının kongresine katıldım. Erkenden kongre merkezine gelip insanlarla görüştüm.
Bol bolda gözlemde bulundum. İnsanların dilleriyle ne söylediğinden ziyada, beden dillerinin ne demek istediğine odaklandım.
İYİ Parti’nin Merkez İlçe Teşkilat kongresine, Millet İttifakının Çanakkale teşkilatlarının bütün bileşenleri ve hatta AKP’nin yöneticileri de kongreye katılmışlardı. Bu durum demokrasinin aydınlık yüzünün göstergesiydi.
Çanakkale küçük bir şehir. Buradaki insanlar ve tabi ki siyasetçiler birbirlerini mutlaka tanırlar ve tüm geçmişlerini bilecek kadar da iç içe yaşam sürüyorlardır.
Çanakkale aynı zamanda bir hudut şehrimizdir. Karadeniz ve Marmara’nın muhafızı şehridir. Bu eksen de düşündüğüm zaman Artvin, Van, Ağrı Hakkâri, Urfa Antep, Iğdır, Kars, Artvin Edirne, Kırklareli hutut illerimiz olarak bize neyi ifade ediyorsa Çanakkale’de benim için onu ifade eder.
Hudut şehirlerimizin iç huzuru sağlamlığı ülkemizin savunulması, birlik ve beraberliği açısından çok ama çok önemlidir. Huzuru sağlamak öncelikle devletin görevi olsa da, devletin yönetimine doğrudan müdahil olan tek bir kurum vardır, o da siyaset kurumudur. Siyasetçilerin demokrasi anlayışı, kişisel gelişmişlik düzeyi devletin halka hizmet şeklini de belirlemektedir.
İşte bu nedenle İYİ Parti Merkez İlçe teşkilatının kongresine diğer siyasi partilerin temsilcilerinin de iştirak etmeleri önemlidir. Kongreye HDP ve MHP katılmamıştır. Davet edilmedikleri için mi yoksa bilerek mi katılmadılar açıkçası bu konuyu da araştırmadım.
Beden Dili
Ataların bir sözü vardır.
“El eli yıkar el yüzü yıkar.”
Küçük şehirlerde insanların birbirinden uzak kalması mümkün değildir. Ölüsünde, düğününde, derneğinde, bayramında seyranında mutlaka yoğun bir karşılaşma ve insani münasebetler sürmek durumundadır. İstanbul, Ankara, İzmir gibi anakentlerde yaşam bulan vahşi siyasetçi anlayışı, Çanakkale gibi küçük şehirlerde bir kendini yer bulamaz, bulmamalıdır.
Kongreden bir gün sonra yeniden İYİ Parti Merkez İlçe Başkanı Necati Gapran’ın babasının rahmetli olduğunu öğrendim. Cenaze için Bursa’ya gittim. Cenaze alanında iki çelenk dikkatimi çekti. Biri İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in çelengi ve CHP milletvekili Muharrem Erkek’in çelengi.
Meral Akşener’in çelenk göndermesini olağan karşılasam da Muharrem Erkek’in çelenk göndermesini şık bir demokrasi anlayışına bağladım. Cenazede İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Rıdvan Uz ve İYİ Partinin Gökçeada Belediye Başkanı Ünal Çetin ve Eceabat Belediye Başkanı Saim Zileli de bulunuyordu.
Bu iki belediye başkanına ayrı bir paragraf ayırmak istiyorum. İkisinin de son derece mütevazı ve pozitif enerjiye sahip olduklarını gördüm. Ne burunları havadaydı, ne de mühim adam rollerindeydiler. Kendileriyle barışık, halktan insan portresinin tipik örneğiydiler. Sözlerinin samimiyeti kadar beden dilleri de son derece samimiydi.
Toplum karşına çıkan her önder ve her insan, beden diline dikkat etmelidir.
Aslında beden dili dediğimiz şey; insanın konuşurken sarf ettiği sözcükler, ses tonu ve bedeninin duruşu biçimi bir bütün olarak beden dilini ifade eder. Karşımızdaki insan ya da insanlarla konuşurken sarf ettiğimiz sözcülerin, meramınızı anlattığını sözlerin insan üzerindeki etkisi %10’dur. Kullandığınız ses tonu ve ses vurgularımızın etkisi %25, beden dilinizin karşınızdaki insana üzerindeki etkisi ise % 65’dir.
İnsanın ağzından bal damlarken suratı sirke satmamalıdır.
Yanlış anlaşılmalar giderilebilir.
Dün Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan’ın İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Rıdvan UZ hakkında yaptığı kamuoyu duyurusuna da bir anlam veremedim. Rıdvan Uz’un kongresindeki konuşmayı dinledim. Konuşmasında Çanakkale İYİ Parti teşkilatının seçimlerine yönelik düşünce ve isteklerini net olarak açıkladı. Bu açıklamalarından CHP’ye yönelik bir söylemde bulunduğuna dair bir çıkarımda bulunmadım. Ayrıca Rıdvan Uz’un bu konudaki açıklamasını da okudum. CHP’yi kastetmediğini açık açık ifade etmiş.
Seçimlere sayılı günler kala meydana bu türden yanlış anlaşılmalara son vermek iki parti içinde önemli ve anlamlı olmalıdır. CHP ve İYİ Partinin genel merkezlerince belirlenen nihai hedefe zarar verecek gerilimlerden uzak durmak sanırım daha da sağlıklı olacaktır. Hele de Çanakkale gibi bir şehirde iki yetkin siyasetçinin hapşırması bazı insanların zatürre olmasına neden olabilir.