Tarihe geçen konular öyle çok ki.. Her biri, itinayla günümüze adeta mesaj sunuyor.

Kudüs denince akla ilk ne gelir?..
Günümüz dünyasında üzerine halen çok söz edilen bir yer Kudüs.
Kan akmadığı gün yok desek sokaklarında, sanırım işittiğimiz haberleri buna örnek gösterip çokbilmişlik yapmış olabiliriz.
Kudüs üzerine yazılıp çizilenler arasında, öyle bir bilgiye rastladım ki geçende, satır arası verilen mesajlar, derin bir düşünce haline soktu diyebilirim.
Adaleti ile ünlü bir isim.. Hz. Ömer...
Hz. Ömer' in Kudüs'teki günlerinden bahsediliyordu bahsedeceğim bu özenle derlenmiş bilgilerde.
Tarih de veriliyor; "Miladi 638 yılının şubatında bir gün halife Ömer beyaz bir deve üstünde Kudüs'e girdi." diye geliyordu ilk cümle..
Ayrıntılar da vardı ayrıca. Şöyle ki; "Giysileri yırtık pırtık, toz içinde ve kendisini izliyen ordu kaba görüşlü, üstü başı dökülen, ama disiplinine diyecek bir şey olmayan bir ordu idi.
Yanında, itiate alınan şehrin büyüğü sıfatıyla patrik Sophronios bulunuyordu.
Ömer doğruca, dostu Muhammed'in göğe çıkmış olduğu Süleyman Tapınağı'nın bulunduğu yere gitti.
Onun buradaki tutumunu izliyen patrik, Hristos' un sözlerini hatırlıyor ve gözlerinden akan yaşlarla 'İncil'in şu sözlerini mırıldanıyordu:
'Peygamber Daniyal vasıtasıyla sözü edilen tahribatın dehşetine bak! ' "
Ve devamı ebet yaşanılanların.. Bir diğer anlatım için kurulan cümle tam da şöyle idi;
"Halife bundan sonra Hıristiyanların kutsallaştırılmış yerlerini görmek istedi.
Patrik onu Kutsal Mezar Kilisesine götürdü ve görülecek ne varsa gösterdi.
Onlar kilisede iken Müslümanların namaz vakti yaklaşmıştı. Halife seccadesini nereye serebileceğini sordu.
Sophronios ondan, bulunduğu yerde kılmasını rica etti, fakat Ömer, müteassıp adamlarının, onun ibadet ettiği yeri İslam için alıkoyacaklarından korktuğunu söyleyerek, meşhedin avlusuna çıktı ve namazını orada kıldı."
İnceliğe bakar mısınız?..
Sonrasında olabilecekleri  tahmin edip,  ne nüye bir davranış sergilemiş Hz. Ömer..
Aslında, tahmin ettiği de olmuş. Söylediği de gerçekleşmiş..
"Ön avlu Müslümanlar tarafından alınır  fakat,  kilise eskiden ne ise o, Hıristiyanlığın en kutsal yeri olarak kalır"
Kıssadan hisse bir hikaye de diyebiliriz belki bu yaşanılanlara.. Bence; Öngörünün önemi ne kadar öne çıkmış bir vaka aslında tarihe geçen bu vaka..
KIYAMET KOPMUŞ DA, HABERİMİZ YOK…
Öyle çok örnekler var ki, adalet anlayışı üzerine.. O örnekleri görmezden gelenler mi?!..
Çoklar, hem de sayılar ile bile dile getirilemeyecek kadar çoklar!..
Günlerdir 6 yaşındaki bir kız çocuğunun nikah kıyılıp evlendirilmesine ilişkin türlü haberlere rastladık. Çok öfkelendik. Utandık aynı zamanda.. Sorgularımız çoğaldı yaşanılana dair.
Kıyamet alametleri desem, bu yaşanılana eminim ki az gelir!... Kıyamet kopmuş da haberimiz yok san ki.. Öyle öfkelendik ki.. Başımızdan aşağıya kaynar sular döküldü tanımı dahİ yetersiz bu son durumda.
Akıl erecek gibi değil.. Düşünmesi bile insanı kahreden bu durum kayızsında, sözün bittiği yerdeyiz vesselam.
Hz. Ömer adeleti düştü işittiğim haberler üzerine hemen aklıma.. Bir an için hayal ettim, verilecek cezayı?!..
Akıl tutulması yaşatan benzeri örnekler sıralandıkça, insan görüp işittiklerinden utanır hale geldi artık. Gören, işiten utanıyor da, ya yapanlar?!..