Nasıl olsa başımda taç, dilimde kemik yok.
Muhalefetin üç cumhurbaşkanı adayı vardır.
Bunlardan ilki Kemal Kılıçdaroğlu’dur.
Kemal Kılıçdaroğlu, özellikle CHP yönetici kadrolarının teşvik ve motivasyonu ile kendini, kendi gönlünde çoktan cumhurbaşkanı adayı ilan etmişe benzemektedir.
Bu maksatla Türkiye ve dünya siyaset piyasasında kendini lanse etmeye başladığını da ifade edebiliriz.
Kılıçdaroğlu’na rakip olacak iki aday vardır ve ikisi de kendi belediye başkanlarıdır.
Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş
Kılıçdaroğlu CHP Genel Başkanı olmanın gücünü de kullanarak “iki belediye başkanının görevlerine devam etmesi gerektiği” yönündeki açıklamaları hale tazeliğini korumaktadır.
Kılıçdaroğlu’nun kendini resmen cumhurbaşkanı adayı ilan etmesinin önündeki en büyük engel ne İmamoğlu’dur ne de Yavaş’tır.Esas engel, İYİ Partinin kimi yöneticileri ile İYİ Parti tabanıdır.
Bir diğer engel de; Kılıçdaroğlu’nun kendi seçmen tabanında oluşan kaygılardır. “ilk turda Kılıçdaroğlu’na oy vermeyeceğim diyen insanların kulağıma fısıldamaları da günden güne artmaktadır.
Bu durum Kılıçdaroğlu’nu çekingen ve utangaç bir aday haline getirmektedir.
Ekrem İmamoğlu’na gelince;
Ekrem İmamoğlu en büyük cumhurbaşkanı adayıdır.
Belediye seçim süreci ve sonrasında edindiğim kanaate göre;
Ekrem İmamoğlu Türk siyasi hayatının önemli fenomenlerinden biridir.
İstanbul zekisidir.
İstanbul’un mahalle müteahhitti kıvamında kurnazlığına ve iş bitiriciliğine sahiptir.
Ekrem İmamoğlu’nun en güçlü yanı; Kendini çok iyi tanıması ve isteklerini ifade de cesaretli oluşudur.
Siyasetin veya hayatın stresli anında kendisi hakkında karar vermeye yetkili iradenin zayıflığını gördüğünde, bu zayıflığı gidermek için derhal güçlü bir kişilik sergilemekten çekinmemekte ve aşırı özgüven patlamasıyla oldukça inisiyatifli bağımsız hareket etme karakterine geçiş yapmakta ve karizmatik liderlik yanını ortaya koymaktadır.
İmamoğlu’nun zapturapt altına alınamayan yanının, CHP içerinde kimi kesimlere rahatsızlık verdiği de söylenmektedir.
Bir gerçek varsa Ekrem İmamoğlu ve akil ekibi, CHP merkez diasporası ve İstanbul kadrolarınca yutulamayacağıdır.
Bu üç adaydan en zayıf halka Mansur Yavaş’tır.
Mansur Yavaş’ın CHP’lilerce aday gösterilme olasılığı oldukça zayıftır.
Ankara’nın çok değerli belediye başkanı Mansur Yavaş’ın üslubu ve siyaset anlayışı, Ekrem İmamoğlu’nun siyaset anlayışına benzememektedir.
O, Ankara siyasetini ve Ankaralının siyaset anlayışını çok iyi bildiğinden daha sakin ve daha Ankaralı üslubuyla ağır abi tarzında siyaset yapmaktadır.
Mansur Yavaş, CHP kadrolarının ve tabanının kendisine dört elle sarılmayacağını çok iyi bilmekte ve bu nedenle de daha dengeli siyaset yapmaktadır.
Sonuç olarak;
Kılıçdaroğlu’nun en büyük rakibi Ekrem İmamoğlu’dur.
Ekrem İmamoğlu’nun yerinde olsam, hiç tereddüt etmeden cumhurbaşkanlığı adaylığımı derhal açıklardım.
Veya en azından resmen olmasa da “cumhurbaşkanı adayı olmak istediğini ama bunu kendisinin değil altılı masa liderlerinin takdir etmesi gerektiğini” açık açık ifade eder, topu Kemal Kılıçdaroğlu’nun kucağına bırakırım.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun daha önceki cumhurbaşkanlığı sürecinde kırdığı potların bir benzerini Ekrem İmamoğlu’nun adaylığı durumunda da kırabileceği unutulmamalıdır.
“Ekmeleddin İhsanoğlu vakası”, “gel bakalım Muharrem” üslubu, “tıpış tıpış sandığa gidecekler” dayatması seçmenlerin hafızasındadır. Dolayısı ile kendisinin aday olmayacağını gördüğü anda kel alaka bir adayı da cumhurbaşkanı adayı olarak lanse edebilir.
Mesela; Apdüllatif Şener, mesela Prof. Dr. Mehmet Haberal gibi gibi.
Şunun şurasında seçimlere ne kaldı ki?
Atı alan yine Üsküdar’ı geçmesinde.