Bir tufan kopacak. Belki bu gün, belki de yarın. Kopacak lllaki bir tufan..
Bir tufan kopacak. Belki bu gün, belki de yarın. Kopacak lllaki bir tufan..
Kopan tufanı, bıraktığı izleri inceleyip bilim insanları çok kez yazdı. Ayrıca; kutsal kitaplarda yazdı o tufanı ve kopma nedenini.
Bir Tufan kopacak…
Böylesi bir kuraklık yaşıyor iken dünya, tufan ile gelen yağmur, sel olur akar ve ne barajlara faydası olar ne de toprğa. Şöyle sicim gibi yağacak ki, çisi çisi, toprak ana beslenecek. Suya kanacak toprak.
Nereden düştü ise aklıma şimdi kopacak olan o tufan?!..
Herkesin bir de kıyameti olacak alyrıca. Ölüm geldiğinde, her canlı tadacak ya ölümü, işte o vakti kızılca kıyamet kopacak.
Bir anlatıma rastladım Başlık şu; ‘KUTSAL KİTAPLARDA VE MİTOLOGYADA TUFAN’
Tarih ve Arkeolojinin Gizime isimli sayfanın sıkı takipçisiyim diyorum ya sık sık. İşte o sayfada okudum kaleme alınanları ve hayli ilgimi çekti kopacak olan o Tufan.
Bahsettiğim anlatımda; Tufan olayı birçok toplumlarda söylenceler biçiminde geçmiştir deniliyordu önce ve Hint, Çin, Kuzey ayrıca Güney Amerika’da Maya, İnka; Endonezya, Malezya, İrlanda’ dan da söz ediliyordu kısaca.
Ve gelelim bizlik konuya. Altay Türklerinin ürettikleri Tufan söylenceleri de var ayrıca.
Kutsal Kitaplar Tevrat ve Kur’an’da geçen Nuh Tufanını bilmeyenimiz yok. Nuhun gemisi deyince, hemen hatırlarız bahsedileni.
Bütün Tufan anlatı ve söylencelerinde bu felaketin ortaya çıkışındaki başlıca neden, tek tanrılı dinlerde insanoğlunun Allah’a ya da çok tanrılı dinlerde tanrılara karşı gelmesi olarak gösterilmekte.
Peki ya gerçekten öyle midir, kopacak tufanın asıl sebebi..
Bunun yanıtı, Kutsal Kitabımızdada geçen sanırım şu anlatım;
“Nuh’un kavmine göndermiştik. O da demişti ki Ben sizi (tuttuğunuz yolun encamından) apaşikâr korkutucuyum.
Size şunu ihtara geldim ki, ancak Allah’a kulluk edin. Yoksa acıklı bir günün azabına uğramanızdan korkarım.”
Nuh Kavminin ileri gelenleri de bir söz emiler. Mesela ne mi demişler;
“Biz seni kendimiz gibi ancak insan görüyoruz, içimizden ancak ayak takımının düşünmeden sana uydukları gözümüzün önündedir.
Sizin bize üstün bir meziyetinizi de görmüyoruz. Belki sizi yalancı sanıyoruz.”
Kur’an-ı Kerim’in Hud suresinde Tufan’ın çıkış nedeni böyle açıklanıyor. Gelelim, Tevrat’a.
Tevrat’ da ise; daha bir değişik bir anlatım var.
“Ve Allah Nuh’a dedi: Önüme bütün beşerin sonu geldi.
Çünkü onların sebebiyle yeryüzü zorbalıkla doldu ve işte ben onları yeryüzü ile birlikte yok edeceğim.”
Kıssa’ dan hisse bir durum. Altı çizilen ‘Zorbalık’
İyi bir şey değil şu zorbalık. Benim anladığım kesinlikle bu..
Akla hemen gelen bir soru; kurtulan olmayacak mıdır bu felaketten?
Ya da kimler nasıl kurtulabileceklerdir? Kur’an’da bu sorunun da yanıtı verilmekte. Kıssa’ dan hisse çıkarılacak bir durum var yani.
O yanıt şöyle; “Nuh’a vahyolundu ki, kavminin içinde sana iman edenlerden başka kimse iman etmeyecek.
Onların yaptıkları yüzünden gam çekme. Gözümüzün önünde vahyimize uyarak gemi yap.
Zalim olanlar hakkında bana bir şey söyleme, çünkü onlar suda boğulacaklardır.”
Tufan kopunca, sağanak sel olur gelir malum. Bazı haberlerde, kar esareti yaşayanları gördük geçende.
Günlerce etkili oldu kar. Metreler boyu yağdı. Ve dondurucu bir soğuk..
Sonra, şiddetli yağmur geldi. Karlar eridi yağan yağmurla. Sele kapılanlar vardı, canlarından oldu.
Acaba diyorum, bir küçük kıyamet mi koptu?
Dünyanın jandarması gibi davranan o ülkede yaşanılan mini bir Nuh tufanı mıydı acaba?
Biliyoruz ki hepimiz, ülkeler arası çıkan savaşlar BAŞTA, iç karışıklıklar çıkan birçok coğrafyada, yaşanılan can alan o olaylarda mutlak parmağı bulunan O ÜLKE?!..
İnsan zaman zaman ağız dolusu sözlerle tepki veriyor o ülkeye. Ayıplanıyoruz belki debiz tepki verenler o anlarda..
Kutsal kitaplarda da bahsedildiği gibi;
“Gemide her şeyden erkekli dişili birer çift taşı. Haklarında Allah’ın hükmü geçenlerden başka aileni, iman edenleri gemiye al.”
Nuh yok ki şu an aramızda, olası kopacak kıyamette Yaradan’ a bizler için yalvarsın.
Şu anlatımdan bahisle, Nuh aramızda yok ki vurgusu yaptım az evvel.
“Nuh Tanrı’sına yalvardı: Mağlubum! Bana yardıma gel!
Biz de gökyüzünün kapılarını açıp sular akıttık. Yerden pınarlar fışkırttık.
Sular mukadder olan bir işi başarmak için birleşti.
Onu tahta (bölmelerle çakılmış) mıhlardan yapılan gemi üzerinde taşıdık.
Gemi gözümüzün önünde yürüyordu. Kafirlerin çarpıldıkları ceza bu idi.”
Hadi hayırlısı, kafirler gibi, zorbaların da çırpındığını görürüz inşallah, bir gün illa ki kopacak o tufanda.