Hamza Koy’a verilen ve önemli bir günde de göndere toka edilen Mavi bayrak için öncelikle, karşı yakanın ilki olduğunu da dile getirmekte fayda var.

Tam olarak bu konuyu, yani karşı kıyının ilki olduğunu nasıl anlatmalı diye düşünürken, en etkili ve de yetkili ismin söylediklerini aklıma getiriyorum.
Merhum Cumhurbaşkanlarımızdan Süleyman Demirel ve merhum Başbakanlarımızdan Bülent Ecevit’ in, 80 sonrası zorunlu misafir edildikleri koy dur Hamza koy.
O koy’ un önemini arttıran, tabii güzelliğinin tescillenmesini de sağlayan bu kazanımı, yani Maviş bayrağı için, TÜRÇEV (Türkiye Çevre Eğitim Vakfı)  Kuzey Ege İlleri Koordinatörü Doğan Karataş önemli noktayı şöyle dile getiriyor;
 
“Gelibolu hem tarihiyle, hem de sahip olduğu doğal güzelliklerle körfezin incisi konumundadır.
 
Bu bayrak körfezin karşı kıyısına verdiğimiz ilk bayrak olarak da değerini daha da yukarılara taşımıştır”
 
Dünyanın bildiği bir yarımada oluşu dışında, üzerinde izleri halen bulunan bir dünya lideri Mustafa Kemal Atatürk’ ün, destan yazdığı Anafartalar’ dan, Conkbayır ve Suvla’ ya, cepheden cepheye yol aldığı dar patikalarda At bindiği Yalova,  Beşyol denilince de geliyor akla Gelibolu….
 
Gelibolu öyle bir coğrafi bölge ki, bağrında 253 bin Kefensiz kahraman gibi, yine büyük önderin dediği gibi, ‘Bu topraklarda öldükten sonra,  bizim evlatlarımız olmuşlardır” şeklinde sahiplendiği Anzak çocuklarını da emanet almış bir diyar.  
   
Neden mi bu denli abarttım Mavi Bayrak’ ı?
 
Neden abartmayayım ki, yakışmamış mı bu önemli diyara?
Gelibolu’ nun CHP’ li belediye Başkanı Özacar’ ın da dediği gibi, önemli bir günde geliyordu bu önemli Bayrak Gelibolu’ ya.
 
Törenin gerçekleştiği gün, 1 Temmuz’ du. İşte o günden bahsederken de başkan Özacar;
 
“Bugün Türkiye tarihi açısından çok önemli bir gün” diyordu. Aynen de öyle.
Neyse ben denilenlerden bahsederek, işsiz başıma da iş almadan döneyim iki açıdan önemli dediği sözlerine.
Başkan Özacar; “Bugün iki açıdan önemlidir. İlki 1 Temmuz Denizcilik ve Kabotaj Bayramıdır. Ulu Önder Atatürk’ün öngörüleri ile denizlerimizde Türk Bayrağının yeniden dalgalanmaya başlandığı gündür.
İkinci açıdan önemi ise bugün Gelibolu’nun denizlerdeki güzelliğinin ve temizliğinin mavi bayrakla tescillenmiş olmasıdır” diyordu.
Yani, hakikaten denizlerimiz tertemiz. Bunun en büyük nedeni de sanayiden uzak durmuş olmamız bence.
“Ağırı da yok, hafifi de…!”
Vallahi böyle de kalsın. Ağırının da, hafifinin de kazancı sonuçta bana bir artı getirmiyor.
Hiç değilse, billur gibi akan denizimiz var. Balığımı da tutar, rakımı da içerim. Hayat bana güzel. Hey Maşallah…!

Her daim Politika…
Birileri var, bıkmadan usanmadan siyasetin içindeler. Vallahi, şaşırmamak elde değil.
İşi gücü bırakıp, inadına siyasetin içinde olmak sanırım Gen meselesi.
Referandum çalışmalarında da aynı eforla, üstelik gece gündüz ayrımından da bir haberdi bu isimler.
Bu kadar mı özlenir sahada olmak?
Siyaset delisi diyesim var lakin, aralarındaki birkaç isimle olan samimiyetim dahi, onları bu sözü edersem, üzerime çullanmalarını önlemeye yetmez.
Gerçi yiğit de lakabı ile anılır. Öyle değil mi Hürkan ağabey? Demedi deme diye hayıflanma Naim ağabey…
Nasıl bir tutku ve nasıl bir istekle çılgın gibi siyasetin içinde oluyorlar, vallahi anlaması güç bir durum.
En yakınlarının ihtiyaç duyduğu anlar olsa da, onlar inadına siyasetin içinde olmaktan yana jokerlerini kullanırlar.
Delilik anlatımı dahi bu işi özetlemeye az kalır vesselam…
Onları tanıyıp, Deliliklerini de, deliliği de bilmeyenler de azdır zaten.
Bir dönemin ANAP ve DYP’ sinin eski kurtlarıydı, Naim Orhan ile başlayıp, sıralayabileceğim diğerleri. Bu aralar, Hikmet Benli’ de katılmış bu çılgın Çanakkale siyasetçilerinin arasına.
Kasap olmazsa olur mu hiç. O’ da yerini hiç bırakmayanlardan.
Kim mi kasap? Yuh artık…
Erdoğan ağabey. Başka kim olacak….
 İşi gücü bırakır, hayatı siyaset için durduranlardandır Erdoğan Değirmenci.
Bir aralar, onları AK Parti’ nin içinde bir başka anlatım ile aktarmıştım. Sonra bir de baktım ki, ‘A takımı…’ diye anılmaya başladılar.
Zaten, ismini kaybetmemiş isen endişe etmeyeceğin tek yerdir Çanakkale siyaseti.
Sana öyle bir isim takar ki eski kurtlar, önceki adını çok sevmiş olsan da, bir kalemde siler atarsın…
Dedim ye, referandum sürecinde soluksuz sahadaydılar diye. Yine devam çılgınlar…
Bayram münasebetiyle gelen ağır misafirin de yanındaydılar, Çanakkale kurmayı Av. Turan’ ın da.
Gözlerinizin başkalarını aramasına fırsat vermeyecek hinlikte, açık da kapatmasını iyi bilirler. Hal böyle olunca da, eksik varmış, gedik cıkmış anlamazsınız.
Kimse kusura bakmasın da, eskisiz olmuyor Çanakkale’de siyaset.
Lafın sözünü getireceğim isimler var elbet. Fakat kimse beklemesin. İsim telaffuz etmekten sıkıldım.
Ne anlayan var dokundurmayı, ne de yenileyen var eksiklikleri bitmeyen kadroları…
Haydin öyle ise, yeni haftaya hep birlikte yenilenerek başlayalım.